Allah bize darılmaz
- Bülent Turgut
- 16 Nis
- 2 dakikada okunur

Allah insana yani kuluna darılmaz ve onu terk edip yüz üstü bırakmaz. Kafirlerin ve münafıkların oyunlarına karşı Müslümanları, Müslüman liderleri, oynanacak oyunun planını hazırlıyordur. Yaratma sanatı titizlik içinde yapılır. Akıl erdirilemeyen ama Allah'ın bildiği nice olgu aynı anda oluyordur. Allah hepsini görüp bilir ve durum analizi yapar. Tam da en uygun şekilde ve Müslümanların zararına olmayacak şekilde kendi planını tertip eder. Bu, Hakk ile batıl savaşıdır. Allah Şeytan'ı bile muhatap almaz. Cüzi irade verdiği insanların iradelerini de ellerinden almaz ki Hesap Günü gelip çattığında gafiller "sen de bana şunu vermedin, beni mahrum bıraktın" demesinler. Gafil insan kendi meydana getirdiği çamur deryasında kendisini boğacak duruma gelesiye kadar Allah sabırla bekler ama Müslüman kulunu da gözetir. Hz.Muhammed (ASM) te birkaç gün Allah'tan vahiy alamayınca üzülmüştü. Allah'ın kendisine darıldığını zannetmişti. Ama Allah, Habibullah'ın (ASM) sıkıntısını giderdi ve diğer insanlara da aynı mesajı ulaştırmak üzere Duha Suresi'ni indirdi. Aslında bu sesleniş bütün samimi ve gerçek Müslümanlaradır.
Duha Suresi
(Gündüz, ortalık aydınlandığı zamanki) Kuşluk vaktine,
Ve sükûnete kavuştuğunda geceye (ve sırlı içeriğine) yemin olsun ki;
(Ey Nebim!) Rabbin (asla) Seni terk edip unutmamış (sahipsiz bırakmamış) ve Sana darılmamıştır!
Elbette Senin sonun öncekinden (ahiretin ise dünyadakinden) çok daha hayırlı (olacak)dır.
(Sabret) İleride Rabbin Sana (tüm umduklarını) mutlaka verecek ve Sen (fazlasıyla) memnun (ve mesrur kalıp) razı olacaksın!
O (Rabbin ki); Seni yetim (ve yalnız) bulup da barındırmadı mı?
Şaşkın ve bunalmış bir durumda iken hidayet (ve inayet) buyurmadı mı? (İlim, hikmet ve ibadet yolunu açmadı mı?)
Seni fakir (ve çaresiz bir garip halinde) bulup da zengin (ve yetkin) kılmadı mı?
Öyle ise (eline imkân ve iktidar geçince) sakın yetim ve öksüz (çocukları, dul ve kimsesiz zavallıları hor ve hakir görüp) kahretmeye (kalkışmayasın!)
(Sana ihtiyacını arz edip) Yardım dilenenleri (sıkıntı ve sorunlarına çözüm yolu olacak cevaplar bekleyenleri) azarlayıp (mahrum ve mahzun bırakmayasın!)
Ve (Sana lütfettiği bütün bu üstün fazilet ve meziyetlerden dolayı, övünmek ve böbürlenmek için değil, ama sevinmek ve şükretmek niyetiyle) Rabbinin nimetini (minnet ve memnuniyetle) hatırlat ve anlat (ki Makam-ı Mahmud’a ulaşasın.)
Ahmet Varol Meali
Duhâ Suresi 3. Ayet Açıklaması
3.Said bin Mansur`un ve Feryabi`nin Cundeb (r.a.)`den rivayet ettiklerine göre Cibril (a.s.) bir ara vahiy getirmedi, yani bir süre vahiy kesildi. Bunun üzerine müşrikler: "Muhammed`i artık bıraktılar" demeye başladılar. Onların bu sözleri üzerine bu ayeti kerime indirildi.
Buhari ve Müslim`in Cundeb`den rivayetlerine göre de Resulullah (a.s.)`ın bir ara rahatsızlanması üzerine bir süre vahiy kesildi. Bu sırada bir müşrik kadın Resulullah (a.s.)`a gelerek: "Görüyorum ki şeytanın seni bıraktı" dedi. Bunun üzerine bu ayeti kerime indirildi.
Hakim`in Zeyd bin Erkam (r.a.)`dan rivayet ettiğine göre de bir kaç gün Resulullah (a.s.)`tan vahiy kesildi. Bu durum karşısında Ebu Leheb`in karısı Ummu Cemil, Resulullah (a.s.)`a: "Görüyorum ki arkadaşın seni bıraktı ve sana darıldı" dedi. Bunun üzerine bu ayeti kerime indirildi.
Görüldüğü üzere farklı tarıklarla nakledilmiş olan bu rivayetler birbirini desteklemekte ve birbirlerini açıklamaktadırlar. Bu konuda daha başka rivayetler de nakledilmiştir. Ancak diğerlerinin senetleri yukarıda vermiş olduklarımızın senedleri kadar kuvvetli değildir.
Bununla birlikte İbnu Hacer el-Askalani, Resulullah (a.s.)`tan bir ara vahyin kesilmesinin bilinen bir hadise olduğunu ancak bunun bu ayeti kerimenin iniş sebebi olduğu iddiasının şazz (tutarsız, sahih olan rivayete ters) bir iddia olduğunu ileri sürmüştür.
Comments