top of page
Yazarın fotoğrafıBülent Turgut

Hz.Ali'nin (ra) El Beyan Hutbesi




Ali bin Ebu Talib tarafından Kufe Şehrinde verilmiş olan Hutbedir. Hutbenin orijinal ve tahrif edilmemiş olanıdır. 1980’lerden sonra Şiiler bu Hutbe’yi kendi menfaatlerince tahrif etmişlerdir. Hutbenin orijinal iki nüshasından birisi Princeton Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmuştur. Diğer nüsha ise Arap ülkelerinden birisindedir. “El Beyan Hutbesi” olarak geçmektedir.



Kuyruklu yıldızın sırları nelerdir ve görünüş belirtileriyle ilişkisi nedir? O, her on yılın üçte ikisi geçtikten sonra görülen bir kuyruklu yıldıza benzemez ve her yüzyılın üçte ikisi geçtikten sonra görülen bir kuyruklu yıldıza benzemez, o bir yıldızdır.. En büyük devrin hükümdarı olan beklenen Hüccetin mukaddes zuhurundan önceki selefiler devrindeki önemli ve beklenen alametlerden biri, bir kuyruklu yıldızın kuyruğuyla birlikte görünüp yükselmesinin alametidir. Gökyüzünde bu kuyruklu yıldız, şerefli rivayetlere göre, gün batımı sırasında yükselir ve kendisine mızrak veya yay şeklinde kuyruk gibi görünen ve yüzü yuvarlak gibi görünen bir yıldızdır. Güneş’in battığı yönü gözetliyor ve rivayetler onun doğuş tarihinin Safer ile Receb ayları arasında olduğunu söylüyor. Garip ve dikkat çekici olan, bu işaretin İslam mezheplerinin rivayet ve kaynaklarında ve ayrıca Musevilik ve Hıristiyanlık gibi diğer tek tanrılı dinlerin kaynak ve kitaplarında görülen ender ve az sayıdaki alametlerden biri olarak kabul edilmesidir. Ve bu yıldızın zuhuru, ufuklarda Safer ayının başında ve ona işaret eden ve ondan önceki alametlerden sonra başlar ki bunlar Zilhicce ayında güneş tutulması ve ay tutulması ile temsil edilir. Yani Muharrem'de oluyor. Bu kuyruklu yıldızın onu diğer kuyruklu yıldızlardan ayıran özelliği, dolunay gecesinde ayın parlaması gibi ya da bulutlar dağıldıktan sonra güneşin doğuşu gibi ışık yaymasıdır. Asırlar boyunca hareket ettiği ve döndüğü bir yörüngeye sahip olduğu, yani birçok aşamadan geçtiği ve daha önce birçok kez ortaya çıktığı ve gökbilimciler, şerefli rivayetler ve astronomik hesaplarla ilgili araştırma ve sonuçlarla tespit ettikleri bir yörüngeye sahiptir. İlk ortaya çıktığı evre Nuh aleyhisselâm'ın devrinde olup, ilk ortaya çıkışı Nuh kavminin Allah'ın onları suda boğarak helak olmasına şahitlik etmesidir. Bu âlimler, ikinci kaçışın gerçekleştiğini belirtmektedirler. Efendimiz İbrahim (as) zamanında, Allah'ın Peygamberini Nemrut ateşine attığında, Allah'ın Firavun'u helak etmesi de dâhil olmak üzere, çeşitli vesilelerle ve ayrı makamlarda gerçekleşen diğer uçuşlarına da atıfta bulunurlar. Musa ve ümmetinin denizi geçmesinden sonra ve Yahya bin Zekeriya efendimiz öldürüldüğünde ve bize işaret eden başka vesilelerle onunla beraber olanlar boğularak ta kendini göstermiştir. Bu kuyruklu yıldızın görünümü ancak önemli bir konuyu bildirmek veya büyük bir olaya tanık olmak için elde edilebilir. Arap ulusu dâhil tüm ulusların korktuğu kuyruklu yıldızın yükselişinin alametleri arasında yağmurların kesilmesi, nehirlerin kuruması, kasırga ve depremlerin artması, büyük ekonomik krizlerin çıkması, ölümler ve çok sayıda insanın yok edilmesi sayılabilir.. Mucizeye gelince, doğudan görünüşüyle temsil edilir ve bu konu ilmi olarak anlaşılması imkânsızdır, çünkü gezegenlerin ve yıldızların hareketi batıdan doğuya doğru başlar, peki bu kuyruklu yıldızın hikâyesi ve sırları nelerdir? Bunun anlatımsal kanıtı nedir? Emirü'l-Mü'minin Ali'nin el-Cefir'de rivayet ettiğine göre: Mehdi yıldızın zuhurundan önce garip bir kuyruğu vardır. Gördüğün on yılın üçte ikisinde bir yıldız, üçte ikisinde bir yıldız değildir. Ne bir boynuz, ne de her boynuzdan bir yıldız. Bilakis boynuzlu yıldızın bir kalbi vardır ve içinde ateş, kar, hava ve toz vardır. Kuyruğu olabildiğince uzar. Şafak söktüğünde, başlangıcı bitip büyük bir halkaymış gibi, gece gökyüzünde güneş doğmuş gibi parıldar, sonra kendi dairesine döner ve ardından azap ve birçok ölüm gelir, iyilik yapanlara iyilik, kötülük yapanlara kötülük. İmam Ali (ra) kendisine nispet edilen bu rivayetle Küfe Camisindeki meşhur El Beyan (Albayan) Hutbesinde kuyruklu yıldızın alâmetinin şunlar olduğunu ifade eder; her on yılın üçte ikisinin bitiminden sonra ortaya çıkan kuyruklu yıldıza benzer ve her yüzyılın üçte ikisinin sonundan sonra ortaya çıkan kuyruklu yıldıza benzemez, ancak tüm asırların yıldızıdır. İçinde kalbi, ateş, kar, hava ve toz bulunan, fecrin doğuşu kadar hızlı akan ve fecirden sonra güneşin nurundan zuhur ettiği kadar hızlı olan bir tasma veya tasma şeklinde görününceye kadar özellikleri vardır. Bileziğin uçları birbirine yakındır ve geceleri ışık saçar, sonra tekrar dönmeye başladığı yere yönelir ve ortaya çıkmasının sonuçları birçok insanın yok olmasına ve ölmesine, yani savaşların çıkması ve çok sayıda fasık insanın ölümüne sebep olan musibetlerin meydana gelmesi, afetler müminlerin ve iyi insanların ise kurtuluşuna vesile olmasına sebep olur. İbni Tavus, Naim bin Hammad'ın yetkisiyle şöyle dedi: Abbas'ın oğlunun saltanatının kesintiye uğramasının alameti, göğün derinliklerinde beliren kırmızılık ve doğudan yükselen bir yıldızın parlamasıdır. Dolunayın olduğu gece ay gibi doğar sonra batar.. Burada rivayet, göğün boşluğunda belirecek ve Abbas oğullarının saltanatının ve devirlerinin sona erdiğini gösteren bir kızıllığa ve bundan sonra doğudan bir yıldızın görüneceğine işaret etmektedir. Bu mucizevi olay astronomi kanunlarına göre imkânsız kabul edilir ve dolunay durumunda ay gibi parlar... Na'im ibn Hammad'ın yetkisi üzerine üçüncü bir rivayette: “Mehdi çıkmadan önce doğudan bir yıldız doğacak, ayın dolunay gecesindeki nuru gibi yeryüzü halkını aydınlatan bir kuyruğu vardır..” Burada bu rivayet, yıldızın doğu yönünden yükselmesine işaret etmektedir ve Mehdi'nin zuhurundan önceki bir alamettir. Ve bu yıldızın parlak ve parlak bir kuyruğu vardır ve Dünya insanları tarafından açıkça görülebilir. Dördüncü bir rivayette İbn Mesud'un yetkisiyle şöyle dedi: “Safer'de kuyruklu bir yıldızla başlayan bir işarettir.” İşte bu rivayet, bu yıldızın doğuşunun yani ilk ortaya çıkışının Safer ayında olduğunu açıkça göstermektedir.


YORUM:


Bu anlatımlar da göstermektedir; Nibiru yani Tarık için en doğru anlatımlar yine bizim anlatımlarımızdır. Birçok kişi internette yazıp çizmektedir. 3 yıl önce ben Nibiru hakkında bir şeyler anlatmaya başladığımda benden başka kimse bir şey anlatmıyordu ve cesaret dahi edemiyordu. Benden aldıklarını internette paylaşarak bugün söz sahibi olmaya çalışan pek çok cahil ve popülist insan görüyoruz. Maalesef anlattıkları da ya yarım yamalak ya da yalan yanlış ifadelerdir. Üstelik beşeri ve dini ilimleri birleştirerek neyin ne olduğunu yorumlama yetisine de sahip değillerdir. İşin daha da tuhafı; insanların, onların anlatımlarını alıp bana getirip “bak ne demiş” demeleridir. Prensip olarak uzmanlık alanlarımda popülist insanların sohbetlerine, videolarına ve yazdıklarına bakmıyorum. Yurtdışından dahi pek çok kişi benim yazıp çizdiklerime bakıyorlar ve anlayabildikleri kadarını alıp kendilerine göre bir jargon oluşturarak başkalarına anlatıyorlar. Onların anlattıklarının bir değeri yoktur. Anca akılsız insanları kandırıp akıllarını bulandırmaya çalışmaktadırlar.


Hutbe’de açıklanan birçok bilgi bulunuyor. Hepsi de bizim anlattıklarımızla uyuşuyor. Çünkü biz de birçok şeyi İslami kaynaklardan öğrendiğimizi söyledik. 5-6000 dolar ücretle bazı önemli kitapların pdf dosyaları satılıyor. Bunlara erişmek çok güç. Erişseniz bile 1500 yıl önce kullanılan kelimeleri ve ifadeleri bilmeniz gerekir ki anlayabilesiniz. 1500 yıl önce kullanılan gezegen isimleri bile bugün Arapların kullandıklarından farklıydı. 7 dilde 40’tan fazla ülkenin geçmiş ve bugünkü kaynaklarını inceliyoruz, güncel görsel verileri tarıyoruz, arşiv oluşturuyoruz, yorumlar yapıyoruz, tarihleme çalışmalarını hem Astronomi ilmince ve hem de İslami kaynaklara göre yapıyoruz.. Bunları yapabilme kapasitesine sahip dünyada tek bir kişi var. 3 yıldır da alnının akıyla çalışmalarını sürdürüyor.


Tarık Yıldızı sıradışı bir yıldızdır ve 3600 yıllık yörüngesel harekete sahiptir. Bu sürenin en az 1600 yılını Güneş Sistemi içerisinde geçirmektedir. Bütün gezegenlerle ve Güneş ile elektromanyetik etkileşime girmektedir. 3 boyutlu uzayda diğer gezegenlerin yörüngesel hareketleri birbirlerininkiyle kesişmez. Ancak Tarık bir ötegezegen olduğu için çok dik açıyla Güneş Sistemine girer ve diğer gezegenlerin yörüngeleri içine girerek onlarla yoğun etkileşime ulaşır. Tarık, hem Güneş’e elektromanyetik baskı yapar ve hem de diğer gezegenlere. Böyle Güneş’in de diğer gezegenler üzerine elektromanyetik baskılarını artırır, Güneş patlamalarının sayısını ve gücünü artırır, gezegenlerin doğal koşullarını alt üst eder. 20-25 uzay alanında Dünya ile yakınlaşır ve sonra uzaklaşır. Bunlardan 3-5 tanesinde çok yakınlaşır ve Dünya’nın kendi etrafındaki dönüş hareketinin savrulmasına yol açar. Bir tanesinde o kadar yaklaşır ki; ya çok çok yakından geçer, ya kuyrukları Dünya’ya sürtünüp geçer ya da kuyrukları Dünya’ya çarpar. Yani Tarık Yıldızı öyle 1-2 ayda uzaktan gelip geçen kuyruklu yıldızlar gibi değildir.


Mehdi çıkmadan önce görülecek kuyruklu yıldız Tarık Yıldızı’dır. 3 tane 25 milyon km uzunluğunda kuyruğu vardır. Ana ve lider gezegenin ismi Tarık’tır. Bu bir Kuasar Sistemi ve Gezegen Kompleksi olarak ta anılır. Yani kendi içinden gezegen doğurabilir çünkü kompleksin ortasında küçük bir sönmüş cüce kahverengi yıldız bulunmaktadır. Astronomi dilinde bunun adı Kara Delik’tir. Bu yapı; gezegen kompleksinin geçtiği yerlerden kayaçları, petroyağları, gazları toplayıp yeni gezegenler meydana çıkartır. Ana gezegenin sağında ve solunda çift sarmal düzende 150’den fazla gezegen yapısı sürüklenmektedir. Bu yüzden gezegen kompleksi uzun müddet “kuş” silüetini andırır. Tarık Yıldızının boyutu Dünya’nın 20 katıdır. 11 adet Ay’ı bulunmaktadır ve bunlardan en az 3 tanesi Dünya’dan büyüktür. Ön tarafında kara bir bulutsu yapı yer almaktadır. Gezegenin üzerinde demir ve demiroksit tozu tabakası kaplıdır. Ana gezegenin üzerinde bir ateş sürekli olarak bulunmaktadır. Gezegenin bir yanında kayaç, bir yanında toz, bir yanında buz, bir yanında ateş bulunur.


Tarık Yıldızı ya da Tarık Gezegen Kompleksi ya da Tarık Kuasar Sistemi, uzun bir müddet batıdan gözlenir. Sonra hızlı şekilde güneye ve nihayetinde doğuya doğru kayar. Uzun bir müddet Güneş’in arkasında görüldüğü için 2-5 derece arasındaki açıdan sadece Dünya’nın uç noktalarındaki yerler görüntü alabilirler. Sürekli hareket halindedir. Bazen 8-10 derece açıyla da görülebilir. Günde sadece 2 kere 1-1,5 saatlik zamanlarda görülebilmektedir. Zamanını bilmezseniz rastgele zamanda göremezsiniz. Tam olarak meydana çıkacağı zaman Safer ile Recep aylarında arasında bir zaman olacaktır. Ancak ilk olarak görüntü alınacağı zaman Sefer ayı olacaktır. Sefer ve Recep ayları arasında büyük etkilerini gösterip Dünya’yı yeni bir çağa sokacaktır. 35-40 derece açıyla doğudan yükselecek ve Güneş’in arkasından çıkarak Ay kadar büyük ve parlak görülebilecektir.


Tarihte birçok olayın gerçekleştiği zaman ile Tarık’ın geliş zamanı arasında bir yakınlık vardır. Hatta o büyük olaylara Tarık’ın sebep olduğu da ifade edilmiştir. Örneğin Nuh Tufanı. Günümüzde dağ ve kutup buzulları hızla eridiği için Ağrı Dağı’nın 4000 metresinde Nuh’un Gemisi bulunmuştur. Demek ki büyük tufan zamanında sular 4000 metre yükselmişti.


Tarık Yıldızı Allah’ın müstesna bir varlığıdır, mülküdür. Dünyadaki fasıkların çoğu onun gelmesiyle ortaya çıkan afetlerde ve felaketlerde ölecektir. Kâfirler ve münafıklar için elim bir son bekliyor. Tabi fasıkların hepsi ölmeyecektir. 3 dinde samimi olmayanlar ölecektir. Ancak 3 dine mensup samimi insanlar birbirleriyle savaşa devam edeceklerdir. Tarık geçtikten sonra Dünya üzerinde belki 100 milyonun da altında insan kalmış olacaktır. Bunların büyük bölümü de Deccal, Dabbet’ül Arz, 3 büyük salgın, uzun kıtlık ve kuraklık yılları, Rum-Müslüman savaşları, açgözlülükle yapılacak yanlış hamleler dolayısıyla kırılacaktır. Nihayetinde Amik Ovası’ndaki Melhame-i Kübra’ya anca birkaç milyon insan kalacaktır. Ahir zamanda geçen her yıl çok büyük nüfus kitlelerini Dünya’dan söküp alacaktır.


Tarık Yıldızı’nın kenardan geçip gitmesi ihtimali yok mu? Maalesef yok. Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa kıtaları tamamen ve de Afrika ve Asya kıtalarının ise yarısı haritadan silinecektir. Şu anda Dünya’da 100’den fazla afet ve felaket türü meydana gelmektedir. Anadolu’da yer yer afetler ve felaketler oluştuğu için pek çok insan bir şey olmuyor zannetmektedir. Bizim insanımız duymadığı ve kendi canını yakmayan hiçbir şeyi umursamaz. Ülkemizin medyası saçma sapan bir şeydir ve insanları uyutmaktadır. Zaten Küreselcilerin kontrolündedir. Küreselciler de bizi ortadan kaldırmak istemektedir. Daha düne kadar Chemtrails için 1 uçak kalkarken şimdi 20 uçak birden kaldırıyorlar. Çünkü yeryüzünden kendi teleskoplarıyla gözlem yapmaya çalışanları engellemek istiyorlar. İnsanlar hazırlıksız yakalansın ve yok olup gitsin istiyorlar. Küreselciler kendileri için sığınaklar yaptırdılar. Ama trollerine bizim gibi insanları engellemeleri için para ödüyorlar.


Tarık Yıldızı’nın gelişi “samimi Müslümanların kurtuluşu” için nasıl bir vesile olacak? Zira münafıklıktan yarışan Küreselci uşakları Dünya’nın felaketi için çabalarken Allah’ın kudretinin Tarık Yıldızı olarak zuhur etmesiyle o Münafıkların bütün güçleri kırılıp gidecektir. Onların sıvılarını alan samimiyetsiz insanlar maalesef sıvıların içerisindeki elektromanyetik alan oluşturan yapıların Tarık’a ait arklara maruz kalması suretiyle yok olmaları işten bile değildir. Yerin bin kat altına da girseler o arklar onları bulacaktır. Hiçbir önlem onlara bir fayda sağlamayacaktır. Ama samimi olanlar Allah’ın izni ve yardımı ile korunacaklardır.


Görünen o ki; fazla vaktimiz kalmadı. Aklı başında olan herkes hazırlığını yapmalıdır. Bu da benim son ikazım olsun. Yapan kendine yapar yapmayan da kendine yapmaz. Neticede bu da bir sınavdır. Kimin ne mal olduğunu gösteren güzel bir elemedir. Cahil ve ahmak internet fenomenlerine, kendisini öne atmanın derdinde olanlara, zırvalayan Astrologlara yani falcılara itibar etmeyin, onları izlemeyin ve takip etmeyin, onları yüreklendirmeyin. Cehenneme talip iseniz aksini yapın. Cehennemde yer çok. Bir çuvala iki mızrak sığmaz. Kötü kokan bir şeyi evinize sokarsanız mis koku bekleyemezsiniz.


Bakınız; Teolojik yani Dini İlimler açısından anlatmak böyle olur. Kur'an'dan bir veya birkaç ayeti almakla ve ona kendi kafana göre yorum yapmakla olmaz. Biz Kur'an Tefsirlerine, Hadis açıklamalarına, Hz.Ali'nin hutbelerine ve sahih İslam alimlerinin getirdiği açıklamalara bakıyoruz. Bunları anlatarak bilgileri bir araya getiriyoruz ve yorumlamasını yapıyoruz. Kuru jargonlar oluşturarak ve bilgi çalarak bu işler olmaz. Büyük din insanlarının "tahrif edilmemiş" eserlerini dünyanın farklı yerlerinden bulup Türkçe'ye çevirirsiniz ve bunlardan kullanılabilir bilgileri ortaya koyarsınız, o zaman dini ilimlerden bahsedebilirsiniz. Ama başkalarının yaptığı çalışmaları çalarak ortaya karışık potpori yaparsanız onun hiçbir anlamı olmaz.


"Sahya" yani "Gürültü / Çığlık / Gümbürtü" ile ilgili ahir zamanda çok sayıda olacak gelişme bulunmaktadır. 2023 yılı içinde yerden ve gökten pek çok gürültü ve borazan sesi duyuldu. Bunların nereden geldiği bulunamadı. Tarık'ın Sayhası ile Cebrail ile Şeytan'ın Sayhaları başka konulardır. Ancak aynı aylarda olmayacak diye bir şey yoktur. Yani aynı Ramazan ayında pek çok sayha duyulabilir.


2023 Temmuz ayından itibaren Tarık ile ilgili birçok yeni keşif yaşanacak, yeryüzünden gözlem yapanlar onu kuyruklarıyla birlikte görmeye başlayacaklar, ara ara kuyruklarının geçişini hissedeceğiz, çok yüksek ve çok alçak frekanslı sesler insanları ve hayvanları daha fazla rahatsız edecek, volkanların patlamaları ve depremlerin sayısı artacak, olağandışı varlıkların görülmesi artacak, su kaynaklarında (denizlerde, ırmaklarda, göllerde) demiroksite bağlı kızıllıklar artacak, insanlarda demiroksite bağlı solunum yolu hastalıkları artacak, nörolojik ve psikolojik hastalıklar artacağı gibi delirmeler görülecek, göktaşı (meteor, asteroit, ateş topu) düşmeleri (sayıları ve büyüklükleri) artacak ve daha bir sürü şey meydana gelecektir. O yüzden hazırlıklı olunmasında fayda vardır.


Tarık'ın Sayhası


"Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:


Ramazan ayının 15’inde Cuma günü kuşluk vaktinde bir sayha (gökten bir ses) olur. Bu olay Ramazan’ın ilk gününün Cumaya denk geldiği ayda olur. Uyuyanı uyandıran bir hidde (çöküş, yıkılış) olur. Cuma gününün gecesinde hamile kadınlar odalarından çıkar çocuklarını doğruruler yani düiük olur ses görültüsünden , o sene depremler ve ve dolu yağışının çok olduğu bir senedir.* Ramazan ayı o senenin Cuma gecesine denk geldiğinde, sizler Ramazan’ın 15’inde Cuma günü sabah namazını kıldığınızda evinize girin, pencerelerinizi kapatın, bedeninizi koruyun, kulaklarınızı kapayın, Sayha (gökten gelen sesi) duyduğunuzda Allah’a secde edin ve şöyle deyin:


*Subhanel Kuddüs, Subhanel Kuddüs, Rabbunal Kuddüs*


(Ey Rabbimiz Sen Kusursuzsun, Sen Yücesin). Kim böyle yaparsa kurtulur, kim yapmazsa helak olur." (Nuaym bin Hammad, Fiten, s.151)


Cebrail'in ve Şeytan'ın Sayhaları


"Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:


Ramazan ayında bir ses olur. Dediler ki Ya Rasulallah! Başında mı, ortasında mı, sonunda mı olur? Buyurdu ki:


Ayın ortasında olur. Ramazan'ın 15’i Cuma günü gece yarısında bu ses olur. 70 bin kişi (yani, birçok kişi) bayılır (şoka girer), birçok bakirenin bakireliği gider yani kadınlar hamile ise düşük yapar , birçok kişi kör olur. Dediler ki, Ya Rasulallah! Bundan kim kurtulur? Buyurdu ki:


Evinde kalan, secde yaparak Allah’a sığınan ve O’nun büyüklüğünü söyleyen kurtulur. Bu sesi diğer bir ses takip eder.


*İlk ses Cebrail’in sesi, ikinci ses ise şeytanların sesidir.


* Ramazan’da ses, Şevval’de kargaşa, Zilkade’de kabileler ayrışır, Zilhicce’de hacılara saldırı olur. Muharrem ayının başında belalar olur sonunda da ümmetimin Mehdi ile Fereci (kurtuluşu) olur."


(Taberani, Mucemül Kebir, 18. Cild, s. 332)


Tarık'ın meydana çıkışı


"Mehdi'nin çıkışından önce doğudan bir kuyruklu yıldız doğar. Işığı yeryüzündeki insanları aynı dolunayın aydınlatması gibi aydınlatır. Kıvrılıp iki tarafı birleşecek şekilde sanki de tekrar geri döner."


(Mucemu’l Ehadis-i İmam Mehdi, cild:1, s.272)


Büyük ateş


Ebu Bâsir'den rivayetle;


İmam Muhammed Bakır (ks) şöyle buyurdu: "Doğudan çıkan kızıl-sarı ve büyük bir ateşi gördüğünüz zaman, Âl-i Muhammed (ks)'ın faracını (Hz. Mehdi'nin zuhurunu) bekleyin İnşallah. Şüphesiz Allah, Aziz ve Hakim'dir.


Müslümanların bölünmesi


Kaim (Mehdi) zuhur etmeden hemen önce halkta şiddetli korku olacak, halkın başına felaketler, fitneler ve belalar gelecek. Ve ondan önce taûn hastalığı yayılacak. Arapların içinde keskin bir kılıç çıkacak, halk şiddetli ihtilaflara düşecek, dinlerinde tefrikaya düşecekler ve halleri çok değişecek. Öyle ki, durumun korkunçluğunu ve halkın birbirini yediğini görenler sabah-akşam ölümü arzulayacaklar.


Halk tam zuhurdan ümidini kestiği anda O zuhur edecektir! O'nun zamanında yaşayıp O'na yardım edenlere ne mutlu! O'na düşmanlık besleyip, O'na ve O'nun emrine karşı çıkanlara ve O'nun düşmanlarından olanlara eyvahlar olsun! Zuhur ettiğinde yeni bir emir, yeni bir sünnet ve yeni bir hükümle zuhur edecektir.


Bu, Araplara çok zor gelecektir. O'nun şanı sadece katletmektir. Hiçbir münafığa yaşaması için mühlet tanımayacaktır. Allah yolunda yaptıklarından dolayı onu kınayanların kınamasına aldırmayacaktır."


(Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).


Son olarak:


Yani Mehdi gelmeden önce ve Tarık'ın gelmesi esnasında Müslümanlar arasına fitneler yayılacak, insanlar birbirleriyle savaşmaya başlayacak. Halk ise mevcut gelişmelerden çok korkacak. Birçok insan dini inanç bakımından gaflete ve hıyanete düşecek. Zaten Müslümanların içinde Küreselcilere direkt ya da dolaylı olarak hizmet eden; onları direkt destekleyen veya kontrollü muhalefet yaparak münafıklık eden bir sürü kripto kişi bulunmaktadır. Aslında Mason, Yahudi, Şeytan'ın yolunda oldukları halde Müslüman gibi görünürler ve insanlar arasında kendilerine güven oluştururlar. Gerçek yaşamda ve internette fitnelerini "onlardanmış gibi görünerek" her yere akıtırlar, görevlerini gayet güzel başarırlar. Samimi ve güvenilir insanların bilgilerini toparlayıp bağlı oldukları yerlere gönderirler.



47 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hakkımda

Comments


bottom of page