Eskiden Türkler at üstünden inmezlerdi ve sürekli mücadele ederlerdi. Enerjilerini böyle atarlardı. O zamanlar at eti yerler kımız içerlerdi. At gibi hırçın ve mücadeleci, kımız gibi canlı olurlardı.
Sonradan Türkler at üstünden indi ve çiftçiliğe başladılar. Dana ve koyun eti yemeğe başladılar, inek sütü içtiler. Tabiatları biraz duruldu.
Şimdilerde Türkler atı rüyalarında bile göremiyorlar ve çalışsa bile düşünmeye, algılamaya, okumaya istekleri ve mecalleri yok. Tavuk eti yiyorlar ve giderek korkak tabiata büründüler. Atalarının yolundan uzaklaştılar. Ülkenin yarısı aslan sütü içiyor, bir çoğu da tütün..
Sosyal yaşamda insanlar enerjilerini birbirleriyle uğraşarak atmaya çalışıyorlar. Ama kendilerini göstermemeye çalışarak. Hiç olmadı sille tokat.. Orta yoldan giden yok. Asıl düşmanlarımıza karşı ve yaşama karşı mücadele verileceği yerde insanlar birbirlerini yiyorlar. Düşmanlarımız da oturdukları yerden pis pis sırıtıyorlar. "Bunları ne hale düşürdük.. Atalarının torunu olmaktan çıkarttık, zavallı hale soktuk" diye. Kendimize çeki düzen verelim. Öncelikle de haram kazanmamaya ve haram yememeye dikkat edelim. İnsan, yediğinden ibarettir.
Comments