top of page
Yazarın fotoğrafıBülent Turgut

Küreselci sarmalı haarp ve gerçekle yüzleşmede nibiru

Güncelleme tarihi: 12 Kas




Komplo Teorisyeni olduğunu zanneden ancak konular hakkında yeterli bilgisi olmayan insanlar maalesef Küreselcilerin manipülasyonu ile yanılgı içine düşürülüyor yani Küreselcileri sevmeyenlere karşı Küreselcilerin bazı örtbas faaliyetlerini destekliyorlar. Biz afetlerin ve felaketlerin gelişimlerini yaklaşık 5 yıldır birçok yönden araştırıyoruz ve inceliyoruz:


1. Uzayda meydana gelen olaylar

2. Dünya'nın üst atmosferinde meydana gelen olaylar

3. Dünya'nın toprak katmanında meydana gelen olaylar

4. Dünya'nın manto tabakasında ve onun da altında meydana gelen olaylar


Bunları her zaman bilimsel ölçeklerde araştırıyoruz ve inceliyoruz. Bilimsel alanda da Küreselcilerin manipülasyonları, bilgi çarpıtmaları ve yetersiz analizleri öne sürmeleri çok oluyor.


1. Güneş 1980'lerden beri "Solar minimum" halinde ve bunun 2050'ye kadar sürmesi bekleniyor. Ancak Küreselciler zaman zaman Küresel Isınma ve İklim Krizi yalanlarını desteklemek üzere "Solar maksimum" olduğunu iddia ediyorlar. Güneş patlamalarına ait SOHO ve Stereo uyduları verileri sunuluyor. Şu var ki; Güneş patlamaları Güneş'in kendi doğasından veya Solar maksimum olduğundan değil, Nibiru Yıldızı'nın yakın geçişi esnasındaki elektromanyetik etkilerinden dolayı gerçekleşiyor. Yani veriler doğru şekilde işlenmiyor ve yorumlanmıyor. Sadece sonuca bakılıyor ama sebep göz ardı ediliyor.


2. Dünya'nın çekirdeği ısınıyor. Küreselciler ve Komplo Teorisyenleri bunu da kendi açılarından yorumluyorlar. Ancak sadece Dünya'nın değil, bütün gezegenlerin çekirdekleri ısınıyor. Yani Güneş Sistemi'ndeki bütün gök cisimlerinde uzay kaynaklı bir ısınma söz konusudur. Bunun nedeni de dış bir gök cisminin etkileridir yani Nibiru'nun elektromanyetik etkileridir. Elektromanyetik atılımlar mikrodalga gibi etki yapar ve gezegenlerin çekirdeklerini ısıtır. Bu da gezegenlerdeki volkanların aktifleşmesine, atmosferik gazlara bağlı renk skalalarının değişmesine, gezegenlerin fiziksel anomalilerine (kutupsal eksen titreşimlerinin bozulması gibi) yol açar.


Afetlerin HAARP ile yapıldığını iddia edenler var. Koomplo Teorisyenlerinin Küreselciler tarafından manipüle edildiğini ve böylece Nibiru'nun etkilerinin göz ardı edilmesine yol açtıklarını söylemiştim. Nibiru ile ilgili Astrofizik ve Astromatematik hesapları vardır. Yani Güneş Sistemi içindeki gezegenlerin, kuyruklu yıldızların ve diğer yapıların titreşimlerine, yörüngesel hareketlerine, kutupsal eksen hareketlerine ve kendi etrafında dönüşlerine etki eden fiziksel etkiler hesaplanır. Gezegenlerin ve Güneş'in birbirlerine olan etkileri hesaplanır. Ortaya çıkan anomaliler için olası bir elektromanyetik alan gücüne sahip olabilecek belirli bir kütleye sahip olası gök cisimleri tespit edilir. Geriye kalan ise o büyüklükte gök cisimlerinin uzayda tespit edilmesidir. Burada bir sıkıntı vardır: Uzaklığa, gök cisminin iç dinamiğine ve elektromanyetik alanın güç skalasına göre gök cisminin kütlesi hesaplamalar üzerine ve olasılıklar dahil edilmeksizin belirlenmiş kütleden farklı olabilir. Çok daha büyük kütleli bir gök cismi uzaklık, gök cisminin iç enerji döngüsü (enerji akışının kendi iç dinamik içinde birbirlerini zayıflatması ya da güçlendirmesi; Nibiru için Nibiru ana gezegeni ile Kara Delik yapısının birbirlerinin güçlerini indirgediklerini ve böylece çok daha güçlü yıkım getirebilecek durumdan kurtardıklarını düşünüyoruz) veya elektromanyetik alanın güç skalası dolayısıyla beklenenden daha zayıf bir etki meydana getiriyor olabilir. Hesaplamaları gerçek Uzay Bilimciler yani Astronomlar gerçekleştiriyorlar. Bilinmeyen yani X faktörleri işin içine katılmıyor. Bu yüzden de hiç alakasız gök cisimlerini bulup daha önceden Nibiru için verilmiş isimleri onlara veriyorlar ve böylece kafa karışıklığı meydana getiriyorlar. Carlos Munoz Ferrada % 60-70 doğruluk oranıyla Nibiru üzerine en iyi hesaplamalardan birisini yaptı. Ancak Konstantin Batygin ve arkadaşları Bilinmeyen X Faktörlerini hesaba katmaksızın çalışmalar yaptılar. Onların doğruluk payı ise % 20-30 gibi kaldı. Bunların haricinde farklı gök cisimlerine Planet X, Tyche, Typhon, Nemesis gibi isimler veren Astronomlar da bulunuyor. Bu kişilerin yaptıkları hesaplar hepten yanlıştır. Düz taban Astronomi bilgileriyle hareket ederseniz Nibiru'yu tespit edemezsiniz. Afetlerin HAARP ile yapıldığını iddia edenlerin ellerinde tek bir delil bile yoktur. Bazı gemilerin Ege'ye ve Akdeniz'e gelmesiyle depremleri ilişkilendiriyorlar. Ancak o gemiler belki yüzlerce kere geçmesine karşın neredeyse hiç deprem olmadı. Birkaç sefer denk gelmiş olması da o gemilerin HAARP etkisi meydana getirdiğini ispat etmeye yetmez. Afetlerin Nibiru etkisi olması konusunun pekçok ispat yönü vardır:


1. Astronomi hesapları

2. Schumann Rezonansı'ndaki Blackout durumları

3. Manyetosfer alan zedelenmeleri ve kısmi dağılmaları

4. İyonosfer'de ve Stratosfer'de devasa Kozmik Enerji birikimleri (bunlar Manyetosferik yırtılmaların meydana geldiği alanlarda oluyor ve hatta Red Spirit, gökten yere plazma deşarjları, gökten yere uzanan siklonn yapıları gibi fenomenler bile oluşuyor)

5. Toprak katmanında Kozmik Enerji birikimleri (bunlar Manyetosferik yırtılmaların meydana geldiği alanlarda oluyor ve hatta yerden göğe doğru plazma deşarjları, depremleri tetikleyen ani enerji birikimleri, toprak stresi gibi fenomenler bile oluşuyor)

6. Dünya'nın kutupsal eksen salınımlarının bozulması

7. Volkanların aniden aktifleşmeleri

8. Atmosferik üst katman haberleşme HF sinyallerinin bozulması (bunlar uçakların ve uyduların yerle haberleşmelerini sağlayan radyo / telsiz sinyalleridir)

9. Çok değişik gökkuşağı (iç dolu gökkulağı veya tek renk gökkuşağı gibi) ve Sun Dogs fenomenlerinin oluşması


Peki, HAARP yapıldığına dair herhangi bir ispat var mıdır? Yoktur. Sadece Komplo Teorisyenlerinin uydurduğu şeyler vardır ve çoğunlukla da Küreselcileri neredeyse ilahlaştırıyorlar.

28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ramak kala

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page