TURKUTOPIA FOUNDATION INTERNATIONAL
Leader and President of TPI & RWA Act
BÜLENT A. TURGUT, PhD KSA Academic, BB, M+
Biyolog, Tarihçi ve Türkolog / Kun-Bil Uluslararası Danışmanı
Biologist, Historian, Turkologist / Kun-Bil Int Consultant
TÜRK Bilge, Araştırmacı, Analizci, Gözlemci, Yazar
TURKISH Wise, Researcher, Analyst, Observer, Writer
Hemen Harekete Geçin
Artık bekleyecek zaman kalmadı. Umursamazlık ta geçerli değildir. Bugünlerde ne yaptınız kar olacaktır. O yüzden yazımızı dikkatle okuyun ve kendinize değer veriyorsanız da hazırlık yapmak için harekete geçin. İşinizi son ana bırakmayın. Zira sona kalan dona kalır. Bilgileri bugünden edinin, güvenli alanları öğrenin, afet kamplarına katılın. Websitemizi detaylı inceleyin.
Yayın Edinme veya Oba Katılımı
Kendinize ve canınıza değer veriyor musunuz? Tasavvufta "Levh-i Mahfuz'da sadece insanın ölüm vaktinin sabit olduğunu, insanın duaları ve gayretleri ile kaderine tesir ettiğini" biliyor muydunuz? Bu dünyadaki sınavını anlayamamış ve dinin önce tedbir dediğini idrak edememiş insanlar maalesef her şeyi oluruna bırakıp hazırlık yapmaktan geri duruyorlar. Küreselciler durmadan sığınaklar inşa ettiriyorlar. Birçok Küreselci daha şimdiden sığınaklarına yerleşti bile..
Günümüzde dünyanın kaderini elinde tutmaya çalışan 2 unsur vardır:
1. Küreselcilerin Yeni Dünya Düzeni Projesi
2. Ahir Zaman sürecinde meydana gelecek olan kaotik olaylar zinciri
Kabul etseniz de etmeseniz de içinde bulunduğumuz çağın İslam'daki adı "Ahir Zaman" ve Hristiyanlıktaki adı "End of Times". İslami kaynaklarda ve Hristiyanlık kaynaklarında bu zamanı anlatan bir çok bilgi bulabilirsiniz. İslami çevrelere ve Hristiyanlık çevrelerine etki eden Yahudiler bu bilgilerin öğrenilmesini engellemeye çalışmışlardır ve halen de çalışmaktadırlar. Ahir Zaman ile ilgili bilgilerin ve kavramların reddedilmesini sağlayarak Yahudi amaçlarına uygun bir dünya getirmenin peşindeler. Kendilerini Müslüman gibi gösteren kripto Yahudilere, Masonlara ve onların dava arkadaşı olan yoldan çıkmış Müslümanlara şunları söyletmektedirler:
- Kuran ilk yazılıdığı haliyle değildir, değiştirilmiştir.
- Kuran'ın yeniden yorumlanması, revize edilmesi gereklidir.
- Ahir Zaman diye bir şey yoktur.
- Kıyamet yoktur veya olsa bile en az 500 yıl var.
- Mehdi diye biri yoktur.
- Hadis rivayet edenler yalan söylüyor, Hadisler doğru değil.
- Hadisler sonradan uydurma.
Bu arada; Kuran'da "Tarık" ve İncil'de "Pelin/Wormwood" ismiyle anılan gezegen yapısının Dünya'ya yaklaştığını bilen Yahudiler, Yeni Dünya Düzeni Projesi çerçevesinde "Nüfusu Azaltma Planı" adına bu gezegenin gelişini de saklıyorlar. Bunun için kendi bilgi manipülasyon merkezlerinden insanlığa yalan yanlış bir sürü bilgi yayıyorlar ve kendi amaçlarına hizmet ettiriyorlar. Uydurdukları yalanlardan bazıları şunlar:
- Dünya düzdür, uzay diye bir şey yoktur. Uzaydan Dünya'ya hiçbir şey gelmez. Tarık ta yalandır.
- İnsanları Reptilyan denilen bir tür varlık yarattı.
- İnsanları Tarık üstündeki Anunnakiler yarattı.
- Dünyanın içinde Agarta diye bir medeniyet var.
- Küreselciler her alanda öldürülüyorlar, Küreselci sorunu kalmadı.
- Müslümanlar dinden çıktılar, batılılar hızla Müslüman oluyor ve İslam Güneş'i batıdan doğuyor.
İslamiyet'i ve Türklük değerlerini doğru ve düzgün kaynaklardan öğrenememiş insanların kafa karışıklıkları çok fazladır. Böyle insanlar olur olmaz her şeye inanmaktadırlar. Kaynakları olmasa bile internette gördükleri videolara veya yazılmış birkaç saçma kitaba inanarak bozuk fikirlerin peşinde koşmaktadırlar. Sosyal, kültürel, siyasi, ticari, dini, medyatik, popüler türlü değişik fikri akımlar meydana çıkmış ve insanlar belki onbinlerce fırkaya ayrılmıştır. Böyle bir milleti ortak ülkülerde ve ortak değerlerde birleştirmek imkansızdır. Hele ki onlara düşman olanlara bilerek veya bilmeyerek hizmet ediyorlarsa. Dostunu düşmanından, hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayırt edemeyen insanlar ortak bilgelikte uzlaşamazlar. Böyle bir milleti ortadan kaldırmak ta çok zor değildir. Onları birbirleri üzerine saldıklarında arka planda düşmanlarımız her istediklerini kolayca yapabilmektedirler. "Neye göre doğru?" yani "doğrunuzun kaynağı / referansı nedir?" diye sorduğumuzda "milli, manevi, dini değerlerimiz, kültürümüz, zihniyetimiz, töremiz, ülkülerimiz, menfaatimiz" denilmesi gereken yerde "bana göre böyle" cevabı alındığı zaman tabi ki bir ülkede tek bir konuda bile onmilyonlarca farklı doğru ve çıkar çatışması oluşacaktır. Böyle bir ülkeyi ıslah edemezsiniz. Zira böyle bir ülke çöküşe geçmiştir.
Kendi adıma ifade etmeliyim ki; elimden geldiğince insanların önce karmaşık akıllarını düzene sokmak, sonra onlara yaşadığı çağı açıklamak, niyetinde ise meydana gelmekte olan kaotik olaylara karşı neler yapılması gerektiğini izah etmeye çalıştım. Sadece sorunları anlatmadım, çözümleri de gösterdim ve hatta çözüm adına pek çok şey yaptım. Bir ülkenin fakirleri ile orta kesimi her işini Allah'a havale ediyorsa ve zenginleri ise hiçbir şeyi umursamaksızın kendi keyiflerince yaşamaya devam ediyorsa siz ne kadar çözüm gösterirseniz gösterin millet uçuruma yuvarlanmaya devam edecektir. Maalesef bize maddeten destek çıkanlar olmadığı için bugüne kadar kendi kaynaklarımızdan fazlasıyla aktarım yapıp çalışmalarımızı sürdürdük. Ancak ekonomik şartların ağırlaşması dolayısıyla bu çalışmalara da ara vermek durumunda kaldık. Milletimiz hayırlı ve faydalı uğraşlara destek vermeye eriniyor. Bizi yeni yeni tanıyan her insana konuları uzun uzun anlatarak onları ikna etme gibi bir görevimiz bulunmamaktadır. Onun için bizim sosyal medyada ve websitelerimizde paylaştığımız yazıları okuyarak insanlar kendilerini geliştirmelidir. İnsanlar her popüler kişinin anlattığına da bakmamalıdır. Zira sağdan soldan aldıkları bilgileri derleyip insanlara servis eden çok insan vardır. Anlattığı konular hakkında hiçbir bilgisi olmadan ve hiçbir kaynak ta göstermeden anlatıp duranlara itibar edilmemelidir. Biz her anlattığımız bilgi ile ilgili dini ve bilimsel kaynakları sıralamış bulunuyoruz. Anlattığımız her şeyin temelleri vardır. Bir insan meşhur diye veya değişik bir şeyler anlatıyor diye ona asla itibar etmeyin.
İnsanımızın kendi iyiliği için şunları acilen yapması şarttır:
1. Yapılması gereken şey: Kafaların içini düzenlemek yani düşünceleri. Kafa karışıklıklarını ortadan kaldırmak, doğru ile yanlışı ayırt etmek, dost ile düşmanı birbirinden ayırmak, hak ile batılı çözümlemek, doğru bilgi ile yanlış bilgiyi ayrıştırmak.. Gelişigüzel insanların yayınlarını okumayın ve seyretmeyin. Birçok internet fenomeni, gazeteci ve medya mensubu bilgi sahibi değildir, derleme bilgilerle anlatırlar. Her şeyi çorba edip insanların dikkatini çekecek şekilde ifadeler kullanırlar. Bunlar da çoğu zaman gerçeklerden çok uzaktır. Küreselci karşıtı gibi davrananların durumu da aynıdır. Onlar Küreselcilerin kendilerini manipüle ettiklerinin ve kontrollü muhalefet ile Küreselcilere hizmet ettiklerinin farkında bile değillerdir. Hepsi internette ve medyada fink atıyor. Gerçekten Küreselci karşıtı olsalardı benim gibi sürekli engel yerlerdi. Ama onlarda hiçbir engel yok. Sadece buradan bile kimin ne olduğu meydana çıkıyor.
2. Yapılması gereken şey: Yaşadığınız zamanı (Ahir Zaman) anlamanız ve Nibiru'nun geliş sürecini kavramanızdır. Ahir Zamanı anlamazsanız ve dini kaynaklardan neyin olacağını, neye karşı nasıl tedbirler alınacağını, nelere dikkat edileceğini öğrenmezseniz her şeye tepkisiz ve alakasız kalırsınız. O zaman herhangi bir direnciniz, gayretiniz, isteğiniz olmaz. İçinde bulunduğunuz çağı iyi araştırın ve güzel anlayın. Rastgele yazılara veya kaynaklara itibar etmeyin. Zira Şia, Vahhabi, Yahudi, Batıni kaynaklarında anlatılanlar siz sağlam bilgiler vermez. O yüzden biz kaynak seçiminde de son derece seçiciyiz. Naim bin Hammad'ın El Fitten kitabının orjinalini Princeton Üniversitesi Kütüphanesi'nden ve Hz.Ali'nin (ra) El Beyan Hutbesi'nim orjinalini El Azhar Üniversitesi Kütüphanesi'nden buldurtup Türkçeye çevirdik. Bunlar iki önemli kaynağımızdır. Ayrıca İncil, Kolbrin İncili, Enok'un Kitabı, Hindu Din Mitolojisi, Yahudi Gematriası gibi kaynaklara da bakarak fikirlerimizi geliştirdik.
3. Yapılması gereken şey: Acilen hazırlık yapılması gerekiyor. Ahir Zamanda birçok kaotik olay meydana gelecek ve birçok sıradışı karakter ortaya çıkacaktır. Hadisleri inceleyerek öncelikle Ahir Zaman için belirtilen olayların olası en iyi kronolojik sırasını çıkarttık. Zira Hadislerde zamanlar hakkında da oldukça fazla ipucu bulunuyor. Kaotik olayların ilki "Güneş'in batıdan doğması" konusudur. Bunun olabilmesi için Tarık Gezegeninin Dünya ile kavuşması gerekiyor. Elimizdeki kaynaklara baktığımızda Tarık'ın 780000 yıl önce olduğu gibi Dünya'nın takla atmasına sebep olacağını anladık. Manyetik kutuplar yer değiştireceği için Güneş te batıdan doğmaya başlayacaktır. Güneş'in batıdan doğması alamettir nihai sonuç yani Kıyamet değildir. Zira Kıyamet süreci içinde yer alsaydı zaten Güneş'in hangi yönden doğduğunun hiçbir önemi olmayacaktı. Hadisleri okumamış insanlar rastgele yorumlar yapıyorlar veya kulaktan dolma bilgilerle kafalarını karıştırıyorlar. Kaotik süreç patlak vermeden en azından bilgiye sahip olunması, haritalar olması ve oba yapılarının değerlendirilmesi elzemdir. Biz de bu çalışmaları yaptık zaten. Bizi istemiyorsanız oturur kendiniz yaparsınız.
Süreç çoktan başladı ve devam ediyor. "Ne zaman başlayacak?" diye soran daha neyin ne olduğunu kavrayamamış ve uyanamamış insandır. İnsanımız uyanacak belki ama iş işten geçmiş olacak. Nisan ayından itibaren havalar ısınmaya başlayınca görün bakın neler oluyor.. Hele yazın.. Muhtemeldir ki Nibiru'nun ya uydularından birisi veya kuyruklarından birisi Dünya'nın 30-35 milyon km yakınından geçecek. Meydana devasa bir ışık ve devasa bir gürültü çıkartacak. İşte buna "Sayha" diyoruz. İnsanların bir bölümü delirecek, bir bölümü kör olacak, bir bölümü sağır olacak.
Sayhadan sonraki 40-60 gün içerisinde Nibiru'nun meydana çıkması bekleniyor. Ay kadar büyük ve parlak olacak, kuyrukları da görülebilecek. Sonraki 40-60 gün içerisinde Nibiru'nun kuyrukları Dünya'ya sürterek geçecek. En azından 2 tanesi.. Biri Rusya üzerinden, diğeri Hindistan ve Orta Afrika üzerinden.. Türkiye bu ikisinin orta kısmında kalacak ancak basınç, elektromanyetik alan, demir oksit tozu, meteor, vs. etkilerden % 60-70 seviyelerinden etkilenmesini bekliyoruz. Bununla birlikte yıkılmadık yer de kalmayacaktır. Depremler dakikalarca değil, günlerce değil, aylarca değil, yıllarca sürecek. Sayha ile birlikte megatronik yani M9+ deprem fırtınaları bekleniyor. Türkiye'de M9 ile M13 arası depremler bekliyoruz. Deprem olmadık yer olmayacak. İnsanlar sığınacak yerler arayacaklar ancak güvenli yerleri bilmeyenler, afetler hakkında bir şey bilmeyenler, önceden hazırlıkçılığa katılmayanlar, birlikler oluşturmayanlar için yaşam binde kat daha zor olacak. Bushcraft, Surviving, Sivil Savunma, Bahçecilik, Topluluk Kültürü, Sağlık, IFAK ve diğer önemli konularda bilgilerinizin veya bilgi kaynaklarınızın elinizin altında olmanız şarttır. Güvenli alanlarla ilgili kitaplar ve haritalar şarttır. Biz insanların elinin altına onca çalışmayı getirdiğimiz halde insanların ilgisiz kalmaları kendilerine değer vermedikleri sonucunu ortaya çıkartıyor.
Bizim yurtiçinden ve yurtdışından görüştüğümüz nice mühendis, bilim insanı, araştırmacı var. Onlara da soruyoruz. Bizden hemen her yerin haberi olduğunu ve engellemek için uğraştıklarını ifade ediyorlar. İstanbul, İtalya, İngiltere, ABD, İsrail, Kanada, Rusya gibi ülkeler üzerinden bize engellemeler yapıyorlar. Aynı zamanda "Nibiru'nun geldiğini bildiklerini ve sakladıklarını" da ifade ediyorlar. "Açıklamayacak mısınız?" diyorum. "Konuşma yasağı getirdiler, sözleşme imzaladık" diyorlar. Kendileri için sığınak hazırladıklarından bahsediyorlar. Bunlar önemli konumlarda üst düzey insanlar. Adamların başı sıkıntıya girmesin diye kim olduklarını açıklamıyorum. Ülkemizde de bildiğim nice önemli konumlarda insanlar var. Onlara da açıklama ve konuşma yasağı getirilmiş. Bizim milletimiz hala en önemli konuları bile kavrayamadı.
Bizim insanımız her zaman son anı bekleyip son an gölü atmayı istiyor. Ama o bir şehir efsanesi. Son an golü diye bir şey yoktur. Son ana kalırsanız bizi bulamazsınız. Hiçbir şey edinemezsiniz. Öylece kaotik çağa girersiniz.
Kaynaklarınız azsa
Maddi kaynaklarınız azsa bunlara uygun çözümleri websitemizin alanlarında bulabilirsiniz. Aslında bu konuda çok ciddi yatırımlar yapmanız gerekir. Zira Tarık Gezegeninin gelişi sürecinde dünyanın her yerinde 200'den fazla afet ve felaket her geçen gün gücünü ve sayısını artırıyor. İlerleyen zamanlarda çok daha yıkıcı durumlarla karşı karşıya kalacağız. Bir süre sonra tek çaremiz atalarımız gibi doğada güvenli alanlara sığınmak olacaktır. Sığınaklar böyle kaotik olaylarda bir işe yaramaz. Sadece güzel ve pahalı bir mezarlığınız olur. Websitemizde kendi durumunuza uygun paylaşımlara bakabilirsiniz. Kendiniz için az çok kamp malzemeleri alacağınızı unutmayın.
Kaynaklarınız genişse
Kaynaklarınız genişse sizin için daha özel ve kendi denginiz insanlarla olabileceğiniz afet kamp organizasyonları düşünebilirsiniz. Bir yerde sabit kalmayı ve sığınak yaptırmayı aklınızdan çıkartın. Zira sığınakların çoğu güvenli alanlarda değildir, zemin etüdüne sahip değildir, afet risk analizleri yapılmamıştır. Bize danışarak daha uygun metotlar geliştirebilirsiniz. Sadece konuyu "büyük afetleri atlatmak" olarak görmeyin zira afetler sonrasında Dünya artık sizin bildiğiniz yer olmayacak. Her yer yıkılmış olacak, geriye kalan insanlar birbirlerine saldıracaklar, her yerde yaşanacak yer ve su sorunları olacak, sıradışı karakterler ardı sıra çıkıp fenalıklar yapacaklar. Bizim organizasyonlarımız birlik ve dayanışma içerisinde o zamanları da atlatabilmek üzere düşünülmüştür. Bütün her şeyden önemlisi size rehberlik ve liderlik edebilecek bilge bir insan lazımdır. Bütün bu alanlarda kendini sağlam yetiştirebilmiş çok insan yoktur. Her şeyi bildiğini zanneden niceleri aslında hiçbir şey bilmemektedir. Sadece özgüven patlaması ile sağdan soldan duyduklarını satmaktadırlar.
Küreselciler kimdir?
Dünyayı yönetmek isteyenler tarih boyunca hep olmuştur. Düne kadar "Kut Almış" sıfatıyla Kağanların gölgesindeki Türk Ödüsü dünyayı yönetiyordu. Bu Ödüsün arkasında iki merkezi güç hanedanlığı vardı: Kun-Bil Hanedanlığı ve Aşina Asil Hanedanlığı. Bunlar büyük Sülaleler Birliği idiler. Yönetim hakkı Aşina Asil Hanedanlığı'nda iken Küreselcilerle çok içli dışlı oldukları ve kendi menfaatine daldıkları için soy kitabını onlara kaptırdılar. Böylece de kendi sonlarını getirdiler. Küreselciler yaklaşık 250 yıldır siyaseten ve yaklaşık 1000 yıldır da ekonomik olarak bugünlere hazırlandılar. Küreselcilerin arkasındaki güç; kendisine İllüminati diyen 16 büyük Yahudi sülalesinden müteşekkil yapıdır. Bazıları "İllüminati yok" diyecektir. Ancak Londra Mason Locası eliyle İllüminati şu anda aktif ve açıktan taraftar topluyor. İnsanların ruhlarını on paraya sattıkları bir zamana geldik. İllüminati'nin kayıtları Bavyera Eyalet Polisi'nde de bulunmaktadır. Bu, küresel bir organizasyondur. Küreselciler İllüminati'nin hizmetkarlarıdır ve her alana yayılmış kripto Yahudiler ile aşikar Yahudilerden oluşmaktadır. İllüminati kendisi için 2. Hazar Devleti'ni kurmayı istiyor. Bunun için de Ukrayna ile Türkiye'nin bir bölümünü ülke olarak oluşturmaya niyet ediyor. İllüminati içerisinde birbirinden farklı fraksiyonlardan topluluklar bulunmaktadır: Gül ve Haç, Vatikan, Masonlar, Siyonistler, Farmasonlar, Tapınakçılar, Batıniler, Evanjelik Hristiyanlar, Evanjelik Müslümanlar, vs. Bunların 2 felsefi hocası vardır; Sebatay Levi ve Frankie Jacob. Dünyayı yönetmek için temel düşünceleri Yeni Dünya Düzeni Projesini yürürlüğe sokmaktır. İnsanların sağlıklı düşünmelerini engellemek için Chemtrails gazlarını, 5G/6G altyapısını ve frekansları yoğun olarak kullanıyorlar. Temel doktrinleri:
1. Ulus devletleri yok et, ulusları parçala ve yok et veya yerlerinden et
2. Dünya ekonomisini ele geçir, insanları fakirleştir ve kendine köle et
3. Dünyayı tek elden yönet ve insanlara acıma
4. Dünya nüfusunu önce 500 milyonun altına ve sonra da 30 milyona çek
5. Dinleri ve inançları yok et, insanları robotlara çevir
6. İnsanların biyolojik varlıklarını ortadan kaldırıp dijital ortamda zihin olarak yaşamalarını sağla
İllüminati Paganizme dayalı Satanizm üzerinde yoğunlaşır. Kendilerini Mısır firavunlarının ve Babil krallarının torunları gösterirler. Baal, Baphomet, Lucifer gibi şeytanlaşmış cinlere tapınırlar. Bunlar Babil'de put ilah haline de getirilmişlerdi. Hz.Süleyman (as) bunları hapsetti ama İllüminati onları da kurtarmanın peşinde. 2022 Ağustos ayında ise Deccal'ı hapis olduğu adadan kurtarıp Çin'deki Yahudi Otonom Bölgesi'ne götürdüler. Bunu benden 1 yıl sonra Araplar da teyit ettiler. Satanist İllüminati üyeleri ve onların hizmetkarı Küreselciler Theodor Herlz'in kabrinde kutsama yapıp çeşitli ülkelerde ayinler, ritüeller ve kurbanlar düzenliyorlar.
Siyonistler kimdir?
Kendilerini "mavi kan" olarak gören Aşkenazlardır. Dünyada 8-10 farklı Yahudi toplumu ve 30 milyon kadar Yahudi bulunur. ABD'de, Rusya'da ve Çin'de "bilinen" Yahudi Otonom Bölgeleri bulunmaktadır. Siyonistlerin ana amacı Büyük Siyon Devleti'ni kurmaktır. Bu devleti kurarken de Müslümanları ortadan kaldırmak ana hedefleridir. Müslüman ülkelerin çoğunun başında kripto Yahudiler bulunmaktadır ve onlara hizmet etmektedirler. Siyonistler, Mesih dedikleri liderlerini bekliyorlar. Onların Mesih yani Kurtarıcı dedikleri kişi İslamiyet'te Deccal dedikleri kişidir. İslamiyet'te Mesih diye anılan kişi Hz.İsa (as) olup dünyaya tekrar gelerek Deccal'ın sonunu getirecektir. Bunu da Gog ve Magog denilen kavimlerin desteğiyle yapacaktır. Yahudi kaynaklarına göre Gog; Anadolu Türkleridir ve Magog; Asya Türkleridir. İslamiyet'e göre Gog ve Magog ise Yecüc ve Mecüc kavmi olup şu anda Han Tengri Dağları'ndaki bir mağarada kapalıdırlar. Yahudiler bütün kadim bilgileri saptırmışlardır. Şu anda hedefte olan; Gog ve Magog liderliğinde Müslüman dünyasının birleşmesini engellemektir. Bunun için de Anadolu ve Asya Türkleri hedefe oturtuluyor. Türkleri ortadan kaldırmak için sinsi planlar yapıyorlar. Bu sinsi planlarını da Haim Nahum doktrinleri ile belirlemişlerdir:
1- Türkleri işsiz bırakacağız ve onların gücünü kıracağız,
2- Türkleri aç bırakacağız ve onlardan vatan mefhumunu sileceğiz,
3- Türkleri borca esir edeceğiz ve onları topraklarından edeceğiz,
4- Türkleri dininden ve değerlerinden uzaklaştıracağız,
5- Türkleri kolay lokma yapacağız ve yutacağız,
6- Türkleri ve Türkiye'yi böleceğiz ve küçük parçalar halinde ayıracağız,
7- Türk topraklarını Büyük Siyon Devleti’ne vilayet yapacağız.
Fransa Cumhurbaşkanı Clemenceao ve İngiltere Başbakanı Churchill’le görüşen Haim Nahum şunları vurguluyordu: “Siz Türkiye’nin mülki tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslamiyet’i ve İslami temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.”
Müslümanların ve Türklerin perişan hali
Etnik yer değiştirme, fakirlik, ahlaksızlık, şuursuzluk, okumuş cahillik, sessiz işgal, dini sapık fırkalar, kötü rehberler, batıl olana biat, münafıklık almış başını gidiyor. İşin kötü tarafı; doğru olana tahammülleri de yok. Hasta hasta olduğunu kabul etmiyor ki çaresini düşünelim. Kafa karışıklıkları almış başını gidiyor. Meşhur ama sistemin adamı bir sürü kişi insanları yanlış yönlendiriyor. Akıllı olanda para ve güç yok, gücü olanda akıl yok. Başkasına zarar veren şeylerin kendisine de zarar verdiğini görmüyorlar. Her geçen gün belirsizliğe doğru yol alan bir dünya var. Kontrollü muhalefet yapan bazı Komplo Teorisyenleri ise insanlara yalan yanlış bilgiler servis edip insanların gevşemesine yol açıyorlar. Bunlardan bir tanesi şöyle; Küreselciler her yerde ya öldürülüyor ya da hapse gönderiliyor, giderek dünya rahata erişiyor. Gerçekleri insanlara anlatmıyorlar ve insanların tedbir almalarının önüne geçiyorlar. Küreselciler de insanların umursamaz olmalarını ve hiçbir şeye karşı tedbirli olmamalarını istiyorlar. Kendileri sığınaklara yerleşirken insanlarda rahatlık ve keyfiyet sürüyor. Artık 2 tane seçenek var:
1. Küreselcilerin Büyük Sıfırlaması: Bu, ekonomik sıfırlama değil, dünya üstündeki bütün canlıların ortadan kaldırılması üzerine projedir. Kendi sığınaklarına bitki tohumları ve hayvanlar götürdüler. Dünya sıfırlandıktan sonra kendileri çıkıp kendilerine özel bir dünyada yaşayacaklar.
2. Allah'ın Büyük Sıfırlaması: İnsanların en azgın olduğu dönemlerde helakler ardı sıra gelmiştir. Bunlarla ilgili türlü kıssalar anlatılır. Şu anda biz de öyle bir zamandayız. İnsanlar iyice yoldan çıktı. Mehdi meydana çıkmadan önce insanların çoğunun ölümüne yol açacak Tarık Gezegeninin geçişi meydana gelecektir. O geçip gittiğinde batıdan doğan Güneş'i fazla fazla 10 milyon insan görebilecektir. Melhame-i Kübra'ya 3-5 milyon insanın katılabileceğini biliyoruz. Zira bütün taraf orduları Amik Ovası'nda toplanacaktır. Mehdi Melhame-i Kübra'nın 3. savaşında 13 komutanı ve 220 yoldaşı ile ortaya çıkacaktır. Bundan evvel hiçbir devlet, siyasetçi, din adamı, vs. onu bilmeyecektir. Pek çok sahte mehdi meydana çıkacaktır ve çıkartılacaktır.
Şimdi ne yapacağız?
Gerçek ve samimi Türkler öncelikle kendi değerlerine ve atalarının yoluna sahip çıkacaklardır. Kendisine gelmeden Türklerin bir şey yapabilmeleri mümkün değildir. Bu iş sadece din bakışıyla çözümlenmez. Ancak din bakışı olmadan da konu anlaşılmaz. Anlattıklarımızı görmezden gelirseniz sonuçlarına da katlanmak zorunda kalacağınızı unutmayın. Zira gün günden kötüye gidiyor. Biz milletimizin, ülkemizin, devletimizin, değerlerimizin bekasından başka bir şeyi istemiyoruz.
1. Samimi Türk komutanlar ordumuza sahip çıkmalılar zira Ahir Zamanda askerlerimizi çok tehlikeli sınavlar bekliyor olacak. Ordumuzun kendisine güvenmesi iyidir ancak itidalli olunmalıdır. Firavunların 2 milyondan fazla çok iyi eğitimli orduları vardı. Bir anda hepsi gitti. Türk Ordusu'nun NATO'da olması başlı başına zaten tehlikelidir. Adamlar bizden bağımsız bile kaç tane tatbikat yaptılar. İsrail artık durmayacağını söylüyor. Filistinlilerin başka ülkelere taşındığı haberleri geliyor. Türkiye çok büyük göçmen akını altında.. Bunca şeyle zaten bütün Türkler uğraşsak belki de baş edemeyiz. Bir de orduya yabancılar da alınmaya başlamış. Bizim çalışmalarımız doğrultusunda güvenli alanların belirlenmesi ve yeni stratejilerin hazırlanması önemlidir. Zira yarın kaotik afetler başladığında askerlerimizin emniyette olmalarını isteriz. Aynı zamanda ordumuz bilinçli ve Türkçü Müslüman Türkleri de silahlandırmalıdır. Ordunun tek başına altından kalkamayacağı zamanlar geldiğinde birlikte hareket edilebilir. Bunlar bizim samimi görüşlerimizdir. Kimse art niyet aramasın. Düşünür olarak elbette ki belirli kanaatlerimiz olacaktır.
2. Milletimizin kaotik zamanlara fert fert hazırlanması çok önemlidir. Özellikle afetlere ve felaketlere ciddi hazırlanmak gerekir. Yaptığımız onca çalışma buna yöneliktir. Eğer siz bu çalışmalara ve hazırlıklara önem vermezseniz yarın çok eziyet çekersiniz ve canınızı da koruyamazsınız. Vahşileşmiş insanlar, vahşi hayvanlar, yıllarca sürecek afetler ve felaketler, nefes alınamayacak hale gelecek hava, kızıla dönmüş gökyüzü ve daha bir sürü bela ile tek başınıza yüzleşmek zorunda kalırsınız. Ama bilgi sahibi olursanız, nereye gitmeniz gerektiğini bilirseniz, oba gibi yapılarda birlik olursanız birbirinize arka çıkarsınız. Ölmez de sağ kalırsanız sürünme katsayınız düşer. Aksi halde bugünlerde bir şeyler yapmadığınıza çok pişman olursunuz. Ne canınız, ne malınızı, ne sevdiklerinizi koruyabilirsiniz.
Bunların hepsi küçük birer bilgi verme ve hatırlatmadır. Biz her daim milletimizin yanındayız.
Yayınlarımızın ve Oba Organizasyonlarımızın Kullanım Alanları
Biz bu çalışmaları sadece Nibiru'nun gelişine endekslemedik. Birçok insan bu konuda yanlış yargılara varıyor. İslami kaynaklarda Ahir Zaman Hadislerinde ve Hz.Ali'nin (ra) Hutbesinde bu yıldızdan "Tarık" ismiyle bahsedilirken Dünyada köklü değişimlere yol açacağının işaretleri veriliyor. İncil'de "Pelin/Wormwood" ismiyle bahsedilirken Dünyadaki suları ve toprağı zehirlediğinde, insan nüfusunu % 90 azaltacağından, her yerin birbirine gireceğinden bahsediliyor. Kolbrin İncili'nde Nibiru'nun daha önceki gelişinde Dünyada meydana getirdiği kargaşadan örnekler veriliyor. Yani bu yıldız / gezegen Dünyada çok ciddi değişimlere yol açacağı için önceliklerimizden biri olarak ele aldık. Nibiru yaklaşırken afetlerin ve felaketlerin tür sayısında, meydana gelme sayısında, gücünde giderek artan çizgi olduğunu izliyoruz. Bir yanda Nibiru'nun gelişini dünyadan gizlemeye çalışan Küreselcilerin Nibiru'yu inkar çabaları ve öte yandan Küreselcilerin anlattıklarını inkar etme bağlamında meydana gelen afetleri yok sayan Küreselci karşıtlarının Nibiru'yu inkar çabaları.. Biz bütün bu deliliğin arasında "kaynaklarıyla, gözlemleriyle, analizleriyle konuyu ele alabilmiş tek grup" olarak kalıyoruz. Araştırmaların, analizlerin ve yorumların çoğunu ben yapsam da yardımcılarım, dostlarım ve sosyal medyadan tanışıp doğal gruplaşma içine girdiğimiz arkadaşlarım da pek çok bilgiyi ve görseli bana gönderiyorlar. Şu anda dünya çapında meydana gelen afetlerin ve felaketlerin asıl nedeni Nibiru'nun elektromanyetik dalgalarının Güneş'e ve Dünya'ya çarpması, aynı zamanda Güneş'in elektromanyetik dalgalarının da Dünya'ya çarpması şeklinde özetleyebiliriz. 30 kadar yer ve uzay gözlem verileri bize bunların gerçekliğini ispatlıyor. Ancak ne Küreselciler ve ne de Küreselci karşıtları söylemlerini ispat edemiyorlar. Sadece bazı tanımlamalar icat ediyorlar veya inkar ediyorlar.
Yayınlarımız ve oba organizasyonlarımız çok yönlüdür. Kullanım alanlarını genişletmek ve yakın gelecekte hayati önem taşıyacak gereksinimlere çözüm getirmek için planlamalar yaptık. Yakın bir gelecekte en büyük sorun "güvenlik" olacak. İnsanlar ne birbirlerine ve ne de devletlerine güvenmeyecektir. Çünkü kaotik zamanlarda herkes kendini düşünür ve agresifleşir. İnsanların elindeki mallar, gıdalar, su çok kıt olduğu için de herkes kendi elindeki tutmak istediği gibi başkalarının elindekine de göz diker. Birbirine güvenebilecek ve kendi ütopyaları dahilinde birlikte yaşayabilecek insanların bir araya gelmesi çok önemlidir. Böyle birlik olanların yaşamlarını sürdürme ihtimali yalnız başına hareket etmeye çalışanlardan bin kat daha fazladır. Rahat zamanda kimse kaotik dönemleri olabileceğini ve hatta Kıyamet sürecine doğru ilerlendiğini düşünmek istemez. Ancak onların düşünmemesi de gerçekleri değiştirmez. Siz tedbirinizi alarak ve hazırlık yaparak olası krizlerin ve çıkmazların önüne geçebilirsiniz. Ya da herkes gibi kendinizi sürü psikolojisine terk edebilirsiniz.
Biz yayınlarımızda ve oba organizasyonlarımızda şunları hedefledik:
1. Sosyal veya ekonomik karmaşa çıktığında birbirine güvenebilecek insanların işbirliğine gitmesi
2. Herhangi bir savaş ya da kargaşa çıkması durumunda Sivil Savunma bağlamında birbirine güvenebilecek insanların işbirliğine gitmesi
3. Nibiru'nun Dünya'ya teması öncesinde insanların birleşerek güvenli alanlara birlikte yol almaları
4. Zamanlamaya dikkat edilerek kaotik afetler ve felaketler başlamadan hemen önce veya başladığı anda yola çıkarak afet kamp alanlarına / obalara ilerlemek
Türkiye Afet Kurtuluş Rehberi Kitabı
Türkiye'nin afet ve felaket genel yapısı da değerlendirmeye alınarak coğrafyası incelenmiş ve farklı afet türlerine yönelik 81 şehrin olası en güvenli alanları haritalandırılmıştır. 25 kadar büyük afet ile felaket türü ile 20 kadar harita (Manyetizma, Kartografya, Vektör, vs.) türü baz alınarak anlaşılır ve basit haritalar oluşturulmuştur. Birkaç kere çok detaylı çalışmalar yaptığımızda insanlar anlayamadıkları için herkesin anlayabileceği tarzda basit haritalar olması tercih edilmiştir. Kitabın tanıtım sayfasına göz atın:
https://www.kurtulusrehberi.com/kitap-hakkinda
Kıyı Şehirleri ve Tehlikeli Alan Afet Kurtuluş Rehberi Kitapları
Şehir Afet Risk Plan Çalışmaları ya da Şehir Afet Kurtuluş Rehberleri içinde bazı lokasyon bilgileri paylaştık. Bunlar birbirine güvenebilecek insanların işbirliği yapmalarına yönelik buluşma noktalarıdır. Öncelikle tanıtım sayfasına göz atın:
Tanıtım sayfasında yazan şu bilgilere bakın:
"C. Şehir için Afet Toplanma Alanları
1. Genel Bilgiler
2. GPS Koordinatları ile belirlenmiş konumlar
3. Kaotik zamanlarda hareket planları
4. Örnek olarak Oba Protokolleri (herkes kendi çapında uygulayabilsin diye)
5. Hazırlıkçı ihtiyaç listeleri
6. Ahir zamanda rehberin önemi
Ç. Çalışmalar
1. Su Basması Durumu: Su basması durumunda neler başımıza gelecek sorusuna yanıtlar
2. Şehirden Kaçış Planı: Kaotik afetler aniden başlarsa hangi istikamete yönelmeniz gerektiğine dair tavsiyeler, lokasyonlar belirtildi
3. Şehiriçi Toplanma Yerleri: Büyük afetler, savaş, küresel zorluklar gibi türlü beklenmedik olaylar karşısında insanların birlik ve dayanışma içerisinde olabilmeleri için şehir içinde buluşma noktaları GPS koordinatları olarak belirtildi
4. Şehrin Kısmi Güvenli Alanları: Kıyı şehirleri genelde % 70'den fazla büyük afetlerle boğuşacağı için olası büyük afetler esnasında şehir içinde, komşu şehirlerde veya daha güvenli şehirlerde tanımlanan güvenli alanlar, lokasyon belirtildi"
Kısaca
Türkiye Kurtuluş Rehberi ve Kıyı Şehirleri Kurtuluş Rehberleri birbirini tamamlayan ve güçlendiren yayınlardır. Yarın meydana çıkacak olumsuz koşullarda kiminle, nerede, nasıl ve ne için buluşabileceğinize dair yanıtları size vermektedirler. Yarın kaotik bir afetle karşılaştığınızda nereye gideceğinizi ve ne yapacağınızı biliyor musunuz? Kaotik afetten kastımız dünyayı yerinden sarsacak tarzda büyük yıkım getiren cinsten olanıdır. Mesela; karaların % 70'inden fazlasına suların girmesi ve yaşanabilir alanların azalması gibi.. Birçok insan bu konuların ciddiyetinin farkında bile değil. Sosyal ağlarda saçma videolar izleyip o videoları çekenlere para yağdırmaktan başka bir şey düşünemiyorlar. Halbuki Nibiru gelmese bile Türkiye'nin afetler ve felaketler açısından dünyanın en tehlikeli coğrafyası olduğunu bile idrak edebilmiş değiller. Birçok kişiyle "Orta Anadolu'da deprem olur mu?", "Türkiye'de volkan var mı ve patlar mı?" gibi konularda tartışmalar yaşıyoruz. Daha yaşadıkları coğrafyayı bilmeyen insanlara gerçekleri anlatmanız çok güçtür.
Hala Küreselci medyasına veya bilgi alanlarına bakıp bizim anlattıklarımızı bulamadıklarını veya yalanladıklarını gördüklerini söyleyenler var. Yaşadığınız çağı anlamanın yanı sıra dostunuzu düşmanınızdan, hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayırt etmesini de öğrenmeniz gerekir. Günümüzde her gördüğünüz şey iyi değildir. Sizi manipüle etmeye çalışan ve hatta fenalığınızı isteyen pek çok yapı bulunuyor. Dünyadaki herkesin dost olduğunu sanıyorsanız zaten yanlış evrende yaşıyorsunuz demektir. Adı Ahmet veya Mehmet olup ta kripto Yahudi olan çok insan vardır. Biraz araştırırsanız bulursunuz. Ama hiçbir şey okumazsanız ve araştırmazsanız dümdüz bir insan olursunuz ki kendinize bile hayrınız olmaz ve hatta kendi kendinize zarar verirsiniz.
Tarık Yıldızı'nın etkilerinden birisi de Kuzey Kutbu ile Güney Kutbunun yer değiştirmesidir. En son 780000 yıl önce olmuş. Ne mutlu ki bunu da görmek size nasip olacak. Bütün afet ve felaket türlerini görerek eksikliklerini hissetmeyeceğiz. Dünyanın gelmiş geçmiş en zorlu zamanıdır. Nibiru geçtikten sonra artık Güney Yarıkürenin subarktik veya onun bir altı alanda yani soğuk iklimde yaşıyor olacağız yani bugünkü Norveç veya Ant Dağları iklimi gibi.. Hiç alışkın olunmayan bir iklim, yeni toprak yapısı, sıradışı ve yeniden biçimlenmiş Joeolojik yapı geriye kalacak. İnsanlar böyle bir dünyaya alışmak için zaman geçmesi gerekiyor. Ülkemizin her yerinin aynı seviyede soğuk olacağını da düşünmüyorum. Ancak şu anki mevsimsel alışkanlıkların ve tarım-hayvancılık yönelimlerinin değişmesi gerekecektir. Ant Dağları'nda ve İskandinavya'da yapılan tarım ve hayvancılık incelenmeli. Soğuk su balıkları balık çiftliklerinde beslenebilir. Seracılık yine kullanılabilir. Her şeyden önce insanımız psikolojik ve bedensel olarak hazırlıklı olmalıdır. Tek başınıza ya da ailenizle birlikte onca sıkıntının altından kalkabilmeniz mümkün değildir. Farklı ilgi alanlarından ve mesleklerden insanların olduğu obalar bu zorluklar için tek çözümdür. Soğuk Asya çöllerinde ve subarktik kuşak tundralarında Türkler bu şekilde hayatta kalabilmişlerdir.
İnsanlar sadece bizim Tarık Yıldızı anlatımlarımıza odaklanıyor. Biz sadece Tarık Yılıdız'na odaklanmıyoruz. Türkiye zaten afetlerin ve felaketlerin çok olduğu bir ülkedir. Ege'de, Marmara'da, İç Anadolu'da, Doğu Anadolu'da ve Güneydoğu Anadolu'da volkanlar bulunuyor. Himalayalar-Alpler dağ silsilesinde sismik fay alanlarının en tehlikeli yerinde ülkemiz vardır. 3 tarafı denizlerle çevrilidir ve denizlerden gelebilecek tehlikelere de açıktır. Ülkemizin manyetizması yüksektir yani metal bazlı meteorları ve asteroitleri çeker. Sadece bilime inanıyorsanız biz bilimsel gerçekleri anlatıyoruz. Sadece dine inanıyorsanız biz dini gerçekleri anlatıyoruz. Siz ölçülü şekilde dine ve bilime inanıyor ve güveniyor iseniz biz her ikisiyle de anlatıyoruz.
Diyelim ki Tarık Yıldızı gelmedi.. Türkiye zaten afetler ve felaketler ülkedisidir. Yaptığınız hiçbir hazırlık zayi olmayacaktır. Hatta bugün aldığınız kamp malzemelerini yarın bulamayacaksınız. Diyelim ki aldıklarınızı satmak istediniz.. Bir yıl içinde belki 10 katı fiyatlara ulaşacak. Artık ürün bulmak giderek zorlaşıyor.
Diyelim ki Tarık Yıldızı geldi.. O zamanın dehşetinden zaten insanların akılları başlarından gidecek. Bizimle yol alanların bir hedefi ve bir umudu olacak. Şaşkın bir şekilde öylece kalmayacaklar. Oba alanında diğerleriyle buluşunca elbirliği ile sorunlara çözümler üretilebileceğini bilecekler. Bunlar az şey değil. Ve o günler geldiğinde bizimle yol alanlar gerçekten minnettar olacaktır İnşallah. Yayınlarımız, haritalarımız ve kitaplarımız da size rehberlik edeceklerdir.