TURKUTOPIA FOUNDATION INTERNATIONAL
Leader and President of TPI & RWA Act
BÜLENT A. TURGUT, PhD KSA Academic, BB, M+
Biyolog, Tarihçi ve Türkolog / Kun-Bil Uluslararası Danışmanı
Biologist, Historian, Turkologist / Kun-Bil Int Consultant
TÜRK Bilge, Araştırmacı, Analizci, Gözlemci, Yazar
TURKISH Wise, Researcher, Analyst, Observer, Writer
GENEL BİLGİLER
Dünyanın gidişatı hakkında bilgi sahibi olmazsanız ne akıp giden olayları yorumlayamaz ve idrak edemez halde kalırsınız. Böyle olunca da kaotik zamanlara hazırlık yapmadığınız gibi yapanları da alaya almaya başlarsınız. Yarın size bile faydası olabilecek insanları kendinizden soğutursunuz, uzaklaştırırsınız.
Yaşadığınız Çağı Anlayın
"İnsanların çoğunun dünyada olup biten gerçeklerden haberi yoktur ve hatta haberi olmadıklarından da haberi yoktur." Noah Chomsky
"Can sıkıntısının kökeninde ya yapmayı ertelediğin bir iş ya da yaşamayı ertelediğin bir duygu vardır. Ruh ve beden, vaktinde alamadığı her şey için alacaklı gibi insanın kapısına çöker." La Edri
"Mü'min ancak üç şeyle ıslah olur: Dinde bilgi sahibi olmak, güzel tedbirli olmak ve zorluklara karşı sabretmek." İmam Cafer-i Sadık
"Tehlike gelmeden görenlere Abdal, geldiğinde görenlere Aptal, gelse de görmeyenlere Ahmak denir." La Edri
"İnsanlar akıl bakımından üç çeşittirler: Kendiliğinden anlayanlar, kendilerine açıklanan şeyleri anlayanlar ve ne kendiliklerinden ne de başkalarının aracılığıyla anlayanlar." Nicola Machiavelli
"Nasıl ki insanlar hakkı anlatıp batıldan nehyetmeye çalışan peygamberleri ve evliyaları kötülemeye ve ötelemeye çalıştılarsa, bugün onların yolundan giden insanlara da aynı muameleyi yapıyorlar. Okumuş cahillerin ve ahmakların çağında yaşıyoruz." Bülent Abdullah Turgut
Pek çok kişi yaşadığı çağı anlamadığı, bu çağda olan kötü gelişmelere karşı tedbirler almadığı, kendi imanını ve çevresindeki insanları koruyamadığı için felaketlere doğru koşmaktadır. Konuyu defalarca kere anlattığım için özet olarak geçeceğim. Daha detaylı bilgilere interetteki paylaşımlarımız üzerinden ulaşabilirsiniz. Yaşadığınız çağ basit değildir. Dünyayı yönetmek isteyen güçler her türlü kötü projeyi uygulamaktadır. Bunlar, yerel işbirlikçileri ve medya gücü ile yaptıklarına kılıf uydurmakta ve insanları kandırmak için iyilik yaptıkları süsünü vermektedirler. Müslüman akıllı olmak, araştırmak, sorgulamak, düşünmek, irade etmek ve elde ettiği bulgulara göre amellerine çeki düzen vermek zorundadır.
Yaşadığımız Çağ:
Müslümanlıkta: Ahir Zaman (Hadislerde anlatılanlara bakarsak en çok 6-7 yıl içerisinde olup bitecektir)
Hristiyanlıkta: End of Times (Zamanın Sonu)
Yaşadığımız Dönem / Süreç:
Müslümanlıkta: İlahi Büyük Yıkım / Helak - Tarık Yıldızı'nın gelişiyle başlayan süreç
Hristiyanlıkta: Apocalypse - Pelin / Wormwood yıldızının dünyaya düşüşüyle meydana gelecek süreç
Bu Dönemin Ardından Gelecek Olan:
Müslümanlıkta: Kıyamet (Ahir Zaman sürecinden sonraki 40 yıl içerisinde gelecektir)
Hristiyanlıkta: Doomsday
Açıklama: Allah tarafından her şey sebepler dairesinde ele alınır. Yani bir takım sebepler meydana getirilir; olaylar, insanlar, süreçler gibi.. Bu süreci kendi çıkarları ile birlikte yönetmek isteyen akıl fukaraları da çıkar. Tarih boyunca çok meydana geldi. Günümüzün akıl fukaraları da kendisine "İllüminati" yani "Aydınlaşmışlar" diyen Satanist güruhtur. Onlara hizmet edenler "Küreselciler" adıyla anılırlar. "Yeni Dünya Düzeni" adı altında bir proje ile dünyaya nizam vermeye çalışıyorlar. Pekçok şeytani projeyi de yürürlüğe sokmaya çalışıyorlar. Küreselcilere de hizmet eden "Ayakçılar" takımı 2 milyar kişiyi buluyor. Bunlar, Küreselcilere verilmiş görevlerin altyapılarını hazırlıyorlar. Kendilerini insanlık abidesi gibi görüyorlar. Küreselciler bütün inançları ve dinleri kontrol etmeye çalışıyorlar. Ahir Zaman sürecini de yönetmeye çalışıyorlar. Çünkü biliyorlar ki; bir süreç tamamlanmadan öteki başlamaz. Henüz Kıyamet'e var ancak İlahi Büyük Yıkım süreci içinde pekçok kötü olay meydana gelecek.
Küreselciler Tarık Yıldızı'nın bilinmesini neden istemiyorlar? Siz onların yerinde olsanız ve böyle bir şeyi bilseniz ne yapardınız? Son ana kadar insanlar bilmesin ve kurduğunuz düzen sürsün mü yoksa açıklayıp ta insanlar sizin üstünüze gelsin mi isterdiniz? Adamlar zaten Yeni Dünya Düzeni içinde Dünya Nüfusunu Azaltma Projesi uyguluyorlar. Hazır böyle bir gezegen gelip nüfusu azaltacakken neden insanları uyandırsınlar? Küreselciler 200 yıldır bugünlere hazırlanıyor. Bir sürü sığınak yaptırdılar. Şimdilerde sığınaklarına çekiliyorlar. Sizi bizi neden uyandırsınlar? Bu adamlar bizim kötülüğümüz ve şeytanın uşaklığı için uğraşıyorlar.
İllüminati ve Küreselciler Ahir Zaman sürecini yönetmek istiyorlar. Tarık Yıldızı'nın geldiğini biliyorlar. Bunu insanlardan saklamaya çalışıyorlar. Her halükarda Allah'ın yazdığı kader işliyor. Şu durumda 2 ayrı tehlike ile insanlar yüzyüze kalmış durumdadır:
1. Küreselcilerin Yeni Dünya Düzeni: Bu adamlar kendi ceplerinden para harcamıyorlar ve dünyayı deney alanı haline getiriyorlar. Tarık Yıldızı'nın geçip gitmesinden sonrası zamanlara hazırlanıyorlar. Müslümanların "Deccal" dediği Yahudi kişi onlara göre "Mesih" yani "Kurtarıcı". Hıristiyanların ve Müslümanların "Mesih" dediği kişi "Hz.İsa (as)". Müslümanların "Mehdi" dediği kişi Yahudilere göre "Deccal / Anti-Christ". Gog Magog Savaşı şu anda devam ediyor. Yahudileri ortadan kaldıracak olanın Gog Magog olduğunu biliyorlar. Bunların da Türkler olduğuna inanıyorlar. Gog dedikleri Anadolu Türkleri, Magog dedikleri Asya Türkleri.. Anadolu'da etnik yer değiştirme ve Türkleri ortadan kaldırma projeleri bu yüzden sürdürülmektedir. Küreselci oyunları ile Türklerin birlik olması üzerine oynanan oyunlarda da Asya Türklerinin ortadan kaldırılması üzerine oyunlar oynanıyor.
Yahudi ve Satanist Küreselcilerin temel doktrinleri:
Rothschild Ailesi Adam Weishaupt'a İllüminati'iyi kurdurduğunda temel doktrinleri belirlemiştir;
- Ulus devletleri ve ulus bilincini ortadan kaldır (şu anda din adı altında birileri de ulus bilincini ortadan kaldırma çalışmıyor mu?)
- Dünyayı tek elden yönet ve ekonomiyi kontrolün altına al
- Dinleri ve inançları ortadan kaldır, insanları tek tip olmaya yönlendir (dinleri ve inançları ortadan kaldırmak sadece onları yok etmekle olmaz; haramı helal ve helali haram gibi göstermek, dini konuları manipüle etmek, din kitaplarına yeni ayar çekmek, Hadisleri yok saymak, türlü sapık fırkaların çıkmasını sağlamak gibi olumsuzlukları meydana getirmekle de olur)
Rothschildlerin 2 ana felsefi akıl hocası vardır: "Frankie Jacob" ve "Sebatay Levi". İnsanlara bakış açısında kullandıkları doktrinin adı "Öjenizm". Yahudileri kontrol etmek için kullandıkları doktrin "Siyonizm". Siyonizm'e arka çıkması için Hristiyanları kontrolde kullandıkları doktrin "Evanjelizm". Siyonistlerin temel doktrinleri "Talmut" ve "Kabbalizm". Son 20 yılda bunlara bir de "Müslüman Evanjelikler" eklenmiştir. Bunlar aslında Müslüman değillerdir, Müslüman taklidi yapmaktadırlar.
Adam Weishaupt Bavyera Polisinin bakınından kaçtıktan sonra İngiltere'ye gönderildi. Burada Erasmus Darwin'in yanına yerleştirildi. Erasmus Darwin İskoç Mason Locası Üstad-ı Azam'ı idi. Torunu Charles Darwin'i Evrim Teorisi ile meşgul olması için çok zorladı. Sonunda Charles Darwin kaçıp Galapagos Adaları'na gitti. Ölmeden önce dedesine yazdığı mektupta "Evrim Teorisi tamamen bir yalan, Tanrı gerçek" demişti. Adam Weishaupt ve Erasmus Darwin Evrim Teorisi'ni ve Bilim Dini'ni (Scientology) dünyaya servis ettiler. Dünyadan dinleri ve inançları ortadan kaldırmanın bir aşaması olarak kullandılar. İnsanların yarısı "modern bilime" tapar hale geldi.
Alman Yahudisi sülale olan Saxe-Coburg and Gotha ile İllüminati (Rothschild ailesi, Adam Weishaupt ve Erasmus Darwin) işbirliğine gitti. Alman krallarının da soyundan gelen Wettin Büyük Hanesi'ne mensup Saxe-Coburg and Gotha Hanesi, zamanla Windsor ismini alarak İngiltere'yi yönetmeye başlamıştır. Bu sülale İllüminati'nin 30. dereceki lideridir. Art niyetli bazı insanlar son zamanlarda CHRISLAM adına faaliyetlerine devam ederken Windsor Sülalesi'nin Hz.Muhammed'in (ASM) soyundan geldiğine dair soyağaçları paylaşmaya başladılar. Sözde Hz.Muhammed'in (ASM) soyundan bir kadın Windsor Sülalesi'nden bir kişi ile evlenmiş. İslami kurallara bakacak olursanız şunlar vardır:
- Müslüman bir kadın kafir veya münafık bir adamla evlenemez.
- Müslüman bir kişinin nesebe baba yoluyla aktarılır. Yani evlatlar babasının nesebi üzerinedir.
İslamiyet anlayışında Seyit ya da Seyyide olmak asalet sembolü değildir. Hz.Muhammed'in (ASM) soyundan gelmiş olsa bile o kişinin düşünce ve amel anlayışlarına bakılır, takvasına ve samimiyetine bakılır, ilmine ve zekasına bakılır. “Ey kızım Fatıma! Babam Peygamber diye güvenme Rabbine karşı kulluk vazifeni yap, ölmeden rabbinden nefsini satın al, Eğer Allah'tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam." (Müslim, İman, 89)
Windsor Sülalesi'nin Hz.Muhammed (ASM) ile akraba olup olmamasının hiçbir değeri yoktur. İslamiyet'e ve İslam'ın bayraktarı Türklere düşman bir zihniyetin tohumları olarak zaten kendi değerlerini ortaya koymuşlardır.
https://en.wikipedia.org/wiki/House_of_Windsor
https://en.wikipedia.org/wiki/House_of_Wettin
https://www.illuminatiofficial.org/
https://www.facebook.com/illuminatiorganiza/
Küreselcilerin dünyaya getirmek istediği düzende temel olarak şunlar bulunuyor:
- Tek Dünya İlahı (Yapay Zeka)
- Yeni Dünya Düzeni (New World Order)
- Tek Dünya Devleti (The State of World)
- Tek Dünya Hükumeti
- Tek Dünya Vatandaşlığı
- Tek Dünya Dini (CHRISLAM)
- 4. Sanayi Devrimi, Tam Otomasyon ve Robot Sistemlerinin Yaşamı Kontrol Altına Alması
- Organik Yaşam Formlarını Ortadan Kaldırma ve Yaşamı Sanallaştırma / İnsansız Yaşam
Küreselcilerin kullandıkları temel yöntemler arasında şunlar var:
- Modern bilimi insanların inancı haline getirmek
- Jeomühendislik uygulamaları ile insanları hasta etmek ve düşünme kabiliyetinden uzaklaştırmak
- HAARP ve DEW gibi yıkıcı teknolojiler ile dünyayı harap etmek ve dünyadaki organik yaşamı ortadan kaldırmak
Küreselcilerin mücadele alanları 6 alanda sürdürülüyor:
- Biyolojik Savaşlar
- Kimyasal Savaşlar
- Elektromanyetik ve Frekanslara Dayalı Savaşlar
- Psikolojik Savaşlar ve Algı Yönetimi
- Propaganda Savaşları
- Bilgi Manipülasyonu (Misinformation ve Disinformation)
Geriye kalan konuları doğru kaynaklar üzerinden kendiniz araştırıp öğrenebilirsiniz. Yerli ve yabancı Komplo Teorisyenleri pek çok kitap yazarak bunları anlattılar. Kendi yaptıkları kötü uğraşları kendilerine karşı duranların yaptığını söylüyorlar. Tabi ki Şeytana göre Müslüman kötüdür. Olaylara ve kişilere hangi taraftan baktığın önemlidir. İllüminati için düne kadar "uydurma" diyorlardı ama günümüzde İllüminati internet üzerinden taraftar toplamaya başladı. Artık hiçbir şeyi gizlemiyorlar.
2. Allah'ın büyük oyunu: Kafirler ve yandaşları Münafıkları eski çağlardan beri inanç sahiplerine zor zamanlar yaşatmak ve dünyayı kaosa boğmak için ellerinden geleni yaptılar. Yahudiler kendilerine gönderilen Peygamberleri öldürmekten bile çekinmedi. İçimizde nice kripto Yahudi var ki; Müslüman ismi kullanırlar ve Müslüman gibi ibadet ederler. Münafıkların büyüklerinden Arabistanlı Lawarence der ki "kendimi ajanlığa öyle bir kaptırmıştım ki, ideallerim uğruna her şeyi yapıyordum. Müslümanları kandırmak ve kullanmak için geceleri Teheccüd Namazı'na bile kalkıyordum". Gaflet ve ahmaklık içerisinde olan pek insan da sırf güç, para, makam, mevki, şöhret adına onlara hizmet ediyorlar. Çoğu gerçekte neye ve hangi amaç için hizmet ettiğini düşünmüyor bile.. Onlara "siz insanlık adına büyük işler yapıyorsunuz" diyorlar ve onlar da yalan sözlere itibar ediyorlar. Tabi ki bu başıbozuk düzenin de bir sonu vardır. Allah Tarık Yıldızı'nı göndererek bu kötü ve şeytani gidişata bir son verecektir. Dünyada "İlahi Büyük Sıfırlama" olacaktır. Müslümanlar dünyayı düzeltmek ve değerlerini korumak adına hiçbir şey yapmadıkları için onların elindekiler de alınacaktır. Sonraki aşamaya geçebilenler ise ellerinde hiçbir şey kalmaksızın devam edecekler. Savaşlar bile yaylarla, kılıçlarla, sopalarla ve taşlarla olacaktır.
"(Ey Resulüm! Hatırla) O vakti ki; inkârcılar Seni tutup bağlamaları (ve hapse atmaları) veya öldürmek (suretiyle Senden kurtulmaları, ya da Seni ülkenden çıkarıp) sürgüne yollamaları için, aleyhinde tuzak kuruyor (ve hesap yapıyorlardı). Onlar Sana bu hileyi düşünürken, Allah da onlara tuzak kuruyordu. (Sana hicret emri vererek; Medine’ye gitmeni ve İslam devletini kurarak geri dönüp Mekke’yi fethetmeni ve müşrik düzenlerini tepelemeni kolaylaştırıyordu.) Doğrusu Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." Enfal 8/75
"O (Tarık öyle bir) Yıldızdır ki, (küfür karanlıklarını) delen (zulüm odaklarını ve şeytani çarklarını deşifre eden)dir." Tarık 86/17
"(Artık bütün) Sırların orta yere çıkarılacağı gün (yakındır);" Tarık 86/17
"Doğrusu onlar (inkârcılar ve münafıklar, sürekli Müslümanlar ve İslam aleyhine) hileli bir düzen planlayıp kurmaktadırlar. (Halbuki) Ben de (o hainlere karşı hile ve tertiplerini boşa çıkaracak) bir düzen kurup hazırlamaktayım. (Öyle ise) Sen o kâfirlere (ve hain nankörlere şimdilik) mühlet ver ve biraz süre tanı. (Allah’ın va’adini ve kudretini ileride ve kesinlikle herkes görüp anlayacaklardır!)" Tarık 86/17
Hayatta Kalma (Surviving) nedir?
Hayatta kalma, “normal” yaşamın doğasını değiştirebilecek felaketlere ve felaketlere (zihinsel, fiziksel ve maddi olarak) hazırlıklı olma etrafında dönen büyüyen bir fikirdir. Buna doğal afetler (kasırgalar veya seller gibi), insan yapımı felaketler (terörist saldırılar gibi) ve toplum ve medeniyetteki ciddi aksamalar (bir hükümetin çöküşü gibi) dahildir. Daha az ölçüde, hayatta kalma, kişisel nitelikteki felaketlere hazırlıklı olmanın önemini de vurgular – iş kaybı, bir evin yıkılması vb.
Farklı insanlar hayatta kalmaya farklı yaklaşırlar - bazıları bunu bir hobi veya ilgi alanı olarak görür - “normal” yaşamlarının üstünde yaptıkları bir şeydir, takıntı haline getirmeden ciddi şekilde bu konularla ilgilenirler. Diğerleri, tenha bölgelerde yaşamayı ve modern kolaylıklara dayanmayan şebekeden bağımsız, kendi kendine sürdürülebilir yaşam tarzları inşa etmeyi seçerek hayatlarını onun etrafında kurarlar.
İnsanların hazırlandığı durum türleri de farklıdır. Bazı hayatta kalanlar, nispeten sık meydana gelen oldukça yaygın felaketlere odaklanır – kasırgalar, depremler, volkanlar, vb. Sadece büyük bir fırtına olursa hazır olmak istiyorlar. Diğerleri daha çok kıyamete (Apocalypse süreci)dayalı varoluşsal tehditlere odaklanır-daha az yaygın, ancak nükleer savaş olasılığı veya büyük bir biyoterörist saldırı gibi daha yıkıcı “bildiğimiz dünyanın sonu” tipi durumlar. Burada "kıyamet" ve "dünyanın sonu" gibi ifadeler aslında dünyanın tamamen yok olması yani süpernova olması değildir, insan varlığını ciddi oranda yok etmeye yönelik durumlardır. Mesela; Jura döneminde dünyaya meteor düşmesi ve dinozorları yok etmesi ya da Nuh Tufanı sonrası dünyada çok az insan kalması gibi.
Esasen, hayatta kalma (Surviving), çok çeşitli olası gelecekler için iyi hazırlanmanın önemli (ve akıllıca) olduğuna dair bir inançtır. İşlerin beklendiği gibi gitmesi için bir planınızın olması gerektiğini, ancak işlerin ters gitmesi durumunda acil durum hazırlığının da önemli olduğunu anlamayı gerektirir. Çoğu insan rahatsız olmaz çünkü normallik önyargısından muzdariptirler-işlerin iyi olacağını varsayarlar ve (bariz) felaket ve felaket riskini görmezden gelirler.
İnsanların en sık yaptığı hazırlıklar iki kategoriden birine girer – maddi hazırlıklar ve beceri / bilgi edinme. Malzeme hazırlıkları, yiyecek veya ilaç stoklamak, sürdürülebilir, şebeke dışı güç kaynakları kurmak veya güvenli veya uzak mülk edinmek (uzak bir kabin veya yeraltı sığınağı gibi) gibi şeyleri içerecektir.
Beceri ve bilgi edinme, hayvanları yiyecek için tuzağa düşürmeyi ve avlamayı öğrenmek veya vahşi doğada şifalı bitkileri nasıl tanımlayacağınızı öğrenmek gibi şeyleri içerir. Farklı afet durumlarında faydalı olabilecek çok çeşitli hayatta kalma, vahşi yaşam ve taktiksel beceriler vardır. Bu tür becerileri hazırlıklı bir şekilde öğrenen herkes hayatta kalma uzmanı olarak sınıflandırılabilir.
Hayatta kalmaya katılan veya katılan kişilere genellikle hayatta kalanlar veya hazırlıkçılar denir.
Hayatta Kalan (Survivor) nedir? Hazırlıkçı (Prepper) nedir?
Belirsiz veya tehlikeli bir gelecek olasılığına kendini hazırlamaya çalışan herkes hayatta kalma uzmanı olarak sınıflandırılabilir. Bazen hayatta kalmaya bağlı kalan insanlara da hazırlıkçı denir. Bir “Hazırlıkçı / Prepper” ile “Hayatta Kalan / Survivor” arasındaki kesin fark tartışmaya açıktır ve iki terim genellikle birbirinin yerine kullanılır. Bununla birlikte, genel olarak konuşursak, bir “hazırlıkçı” nın daha çok yiyecek, su, ilaç, mühimmat vb. Kaynakları stoklayan insanları tanımlamak için kullanılan terim olduğunu, “hayatta kalma uzmanı” nın ise daha çok yeni hayatta kalma becerileri edinmeye odaklanan insanları tanımlamak için kullanılan bir terim olduğunu savunuruz.. ilkel araçları aramak, ateş etmek ve üretmek/kullanmak gibi vahşi doğada hayatta kalma becerilerine özel bir vurgu yaparak.
Bununla birlikte, hayatta kalma uzmanı olmanın vahşi yaşam becerileri etrafında dönmesi gerekmez-acil ilk yardım veya taktiksel kendini savunma öğrenmeye odaklanan insanlar da hayatta kalanlar olarak tanımlanabilir. Bir hayvanı nasıl giydireceğini veya keseceğini öğrenmek isteyen insanlar bile-eğer bunu yapıyorlarsa, çünkü bu becerilerin hayatın kişisel ya da toplumsal olarak kötü bir dönüş yapması durumunda faydalı olacağını düşünüyorlarsa, o zaman hayatta kalanlar olarak tanımlanabilirler.
Gördüğünüz gibi, yukarıdaki açıklamaya dayanarak, birçok insan hayatta kalıcıdır (sadece bunu bilmiyor olabilirler) – sadece temel düzeyde afete hazırlık yapan insanlar bile. Örneğin, kasırga mevsimi için konserve ürünleri stoklayan biri bir tür hazırlıkçıdır. Kendini nasıl savunacağını öğrenmek isteyen bir kadın bir tür hayatta kalıcıdır. Hayatta kalma nadir değildir ve paranoyak komplo teorisyenleri için bir sınır hareketi olarak düşünülmemelidir. Çok fazla hazırlık ve hayatta kalma sadece sağduyudur (fırtınalı mevsimde kasırgalara iyi hazırlıklı olmak gibi). Bazı insanlar daha derine dalmayı ve diğerlerinden daha kapsamlı bir şekilde hazırlanmayı seçerler, ancak esasen çoğu insan günlük yaşamlarında şu ya da bu şekilde hayatta kalmaya bağlıdır.
Açıkçası, “hazırlıkçılar” ve “hayatta kalanlar” arasında büyük bir örtüşme vardır, bu nedenle netlik için farklı türdeki hayatta kalanları daha spesifik kategorilerde parçalamak daha yararlı olabilir.
1. Afet odaklı: Esas olarak kısa vadeli veya uzun süreli afet durumlarını atlatmaya odaklanan kişiler.
2. Şebeke dışı hayatta kalanlar: Mevcut altyapıya, özellikle elektrik şebekesine güvenmeden hayatta kalabilmek isteyen insanlar. Bu insanlar genellikle hükümet veya şirketler tarafından izlenmek veya takip edilmek istemezler.
3. Öz savunma odaklı: Kendilerini ev işgalcilerinden, yağmacılardan ve diğer suçlulardan korumak için silahsız veya silahlı öz savunmaya odaklanan kişiler.
4. Vahşi doğada hayatta kalanlar: Minimum ekipmanla süresiz olarak vahşi doğada hayatta kalabilme becerilerini edinmeye odaklanan insanlar.
5. Çiftlik sahipleri: Kendi topraklarında sürdürülebilir bir besin kaynağı oluşturmaya odaklanan insanlar.
6. Finansal odaklı: Yaklaşan herhangi bir ekonomik kriz durumundan yararlanmaya hazır olmak isteyen, genellikle değerli metallere (ve daha yakın zamanda bitcoin ve diğer kripto para birimlerine)yatırım yapmaya odaklanan kişiler.
7. Dijital odaklı: Modern teknolojinin tehditlerinin farkında olan ve ya hükumetlerin ve büyük şirketlerin gizlilik izinsiz girişlerini atlayarak ya da modern teknolojiyi hiç kullanmayarak mümkün olduğunca mahremiyetlerini korumak isteyen insanlar.
8. Dini Kıyamet Günü (Apocalypse) hazırlıkçıları: Günlerin sonunun dini bir metinde öngörüldüğü gibi geleceğine inanan insanlardır. ABD'de bunlar genellikle evanjelik Hıristiyanlardır, ancak bu ülkeden ülkeye farklılık gösterir.
9. Toplumsal çöküş odaklı: Bazı hayatta kalanlar ve hazırlıkçılar öncelikle toplumun çökmesi ve hükumet gibi kurumların çökmesi olasılığına odaklanır. Bu "kendisi için her insan" senaryosuna veya muhtemelen yeni bir kabilecilik veya feodalizm çağına yol açacaktır.
İnsanlar ne için hazırlanıyor?
Peki hayatta kalanlar gerçekte hangi senaryolara hazırlanıyor? Açıkçası bu soru çok geniştir ve her hazırlıkçı ve hayatta kalan kişinin kendi fikirleri vardır, ancak bizim gibi insanların geleceğe hazırlanmayı düşündüğümüzde aklında olan daha olası kriz ve felaket senaryolarından bazılarının bir listesini ekledik.
"Ana akım" felaket senaryoları
Ana senaryolar, tüm tipik doğal afetlerinizi içerir - kasırgalar, fırtınalar, seller, depremler, orman yangınları, kar fırtınaları vb. gibi şeyler.. Her yıl (bir yerlerde) meydana gelen doğal afetlerin türü. Açıkçası, tam olarak ne için hazırlandığınız, bölgenizdeki risklerin ne olduğuna bağlı olacaktır - yani bir fay hattının yakınında yaşamıyorsanız depreme hazırlanmazsınız. 1970'lerden 2020'lere kadarki süreçte deprem, sel, meteor düşmesi, sıcaklık, volkanizma gibi çeşitli doğal afetler ve diğer türlü insan eliyle gelen felaketler incelendiği zaman günümüze doğru giderek artan bir grafik görürsünüz. 50 yıllık süreçte afetlerin ve felaketlerin sayısında ve gücünde müthiş artışlar meydana gelmiştir. Bunlar normal değildir ve basitçe İklim Krizi ile izah edilebilir de değildir. Dünyadaki karbon emisyonlarının % 90'ını Almanya, ABD, Kanada, Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeler meydana getirmektedir. Ancak İklim Krizi'nin faturası bu ülkelerin dışındaki ekonomisi ve sanayisi küçük ülkelere kesilmektedir. İneklerden çıkan gazları, peteol türevlerinin kullanımı, insan çokluğunun meydana getirdiği karbon artışı gibi şeyleri bahane ederek faturanın daha da büyüğü insanlara kesilmeye çalışılmaktadır. Bunların hiçbir gerçeli bilimsel açıklaması yoktur. Büyükbaşın gazını bahane edip hayvan üretimini durdurmaya çalışan ve yapay et üretip satmaya çalışan kişiler aynıdır. Ayrıca yapay et üretimi ile meydana çıkan karbon ve gaz salınımı, büyükbaş hayvan üretiminden ortaya çıkanların 20 katıdır. İnsanlar et yemezlerse yaşayamazlar. Zaten bunları ortaya sürenler de insanların yaşamasını istemememektedir. Hal böyle iken de insanlar büyük bir endişe içerisinde Küreselcilerin dünyayı kaotik bir ateş çukuruna çevirmesini izlemektedir. Pek çok insan Küreselcilerin meydana getirdiği kaotik dünyada alternatif yaşam şekilleri geliştirmeyi istemektedir. Dünyadaki afetlerin ve felaketlerin sayısının ve gücünün gerçek artış nedeni ise Tarık Yıldızı'nın Dünyaya yaklaşıyor olmasıdır.
Diğer ana senaryolar, bugünlerde ne yazık ki çok yaygın olan insan yapımı felaket ve kriz türlerini içerir. Elektrik kesintileri, kimyasal dökülmeler ve şiddetli durgunluklar gibi şeyler, çoğu insanın kendilerine hazırlanmanın garip gelmeyeceğini düşünecek kadar yaygındır. O zaman insanların aktif olarak zarar vermeye hazır oldukları durumlar vardır - terörist saldırılar, okul çekimleri vb. - Bunlar da nispeten yaygındır ve ayrıca hazırlık yapmaya değer durumlardır. Açıkçası, bir terörist saldırı olasılığına hazırlanmanın gerçek adımları, bir kasırgaya hazırlananlardan çok farklı, ancak hayatta kalan ve hazırlıkçı zihniyeti aynı.
"Aşırı" felaket senaryoları
Hayatta kalanların ve hazırlıkçıların çoğu, daha az olası, daha aşırı felaket senaryolarına da odaklanır. Muhtemelen hayatta kalanların medya tarafından bu kadar sık “saçak” veya “paranoyak” olarak tasvir edilmesinin nedeni budur. Bununla birlikte, olayların düşük olasılıklı olması, onlar için hazırlıklı olmamamız gerektiği anlamına gelmez (özellikle potansiyel sonuçlar gerçekten felaketse).
İşte bazı hayatta kalanların hazırlandığı bazı düşük olasılık senaryoları:
- Büyük asteroit etkisi
- Süper volkan patlaması (Yellowstone gibi)
- Kitlesel yok olma
- Büyük depremler
- Güneş patlaması
- Dünya dışı tehditler
- Nükleer terörizm veya savaş
- Kimyasal / Biyolojik terörizm veya savaş
- Büyük kıtlık
- Nükleer enerji kazaları
Bunlardan bazıları çok uzak görünse de, bir şeyin olası olmaması, hazırlanmaya değmeyeceği anlamına gelmez. Bu sadece olasılığın ne kadar düşük olduğuna ve hasarın ne kadar büyük olduğuna bağlı.
Bu "zoraki" riskler, çoğu durumda, hala hazırlanmaya değer şeylerdir, çünkü sonuçlar (potansiyel olarak) dünyayı değiştirmektedir. Birçoğunun yaşamlarımızda veya yaşadığımız bölgelerde gerçekleşmemesi tamamen mümkün olsa da (bazıları hiç olmayacak) bu, hazırlanmaya değmeyecekleri anlamına gelmez. Hazırlık zihniyeti tam olarak sigorta gibidir-yaptığınız bir şeydir, böylece felaket olayı gerçekten olursa, bazı seçenekleri kendinize açık tutmuş olursunuz.
Hayatta Kalma Uzmanı Nasıl Olunur
Hayatta kalma yolculuğunuza başlamak istiyorsanız (ki bunu teşvik ediyoruz) karmaşık olması gerekmez. Atmanız gereken üç temel adım vardır – ve aynı üç adımı tekrar tekrar atlayarak, her ne olursa olsun yüzleşmeye hazır olduğunuzu hissetmek için ihtiyacınız olan kaynakları ve bilgiyi oluşturabileceksiniz.geliyor.
1. İhtiyaçlarınızı anlayın
İnsanların hayatta kalabilmek için bazı temel şeylere ihtiyacı vardır-bu ihtiyaçları üçlülerin hayatta kalma kuralı hakkındaki makalemizde ayrıntılı olarak ele alıyoruz, ancak kısa versiyon, insanların hayatta kalabilmek için oksijene, barınağa, suya ve yiyeceğe ihtiyaç duymasıdır. Bazılarımızın ek ihtiyaçları olabilir-örneğin, bazılarımızın ilaçlarla yönetilmesi gereken hastalıkları veya hastalıkları vardır. Diğerlerimizin fiziksel sınırlamaları vardır, yani hayatta kalmak için ekipler halinde bizimle çalışacak başka insanlara ihtiyacımız var. Tüm insanların paylaştığı temel ihtiyaçların üstünde, özel ihtiyaçlarınız ne olursa olsun hesaba katmanız gerekecek.
2. İhtiyaçlarınızı karşılamak için kaynakları toplayın
Temel oksijen ihtiyacını ele alalım. Hava nefes almakta serbesttir, bu nedenle havayı “stoklamaya” gerek yoktur. Peki ya hava zehirliyse? O zaman bir gaz maskesi istiyoruz. Ya bir sığınakta uzun süreli kalmayı öngörüyorsak? O zaman sığınaktaki havayı geri dönüştürmek için bir sisteme ihtiyacımız olacak.
İşte başka bir örnek: hepimizin yiyeceğe ihtiyacı var. Bu yüzden yiyecek ihtiyacımızı karşılamak için kaynak toplamalıyız-temel olarak yiyecek stoklamamız gerekiyor. Ya stokladığımız yiyecekler bozulursa? Daha sonra raf ömrünü uzatan yiyecekleri stoklamamız (veya stoklarımızı sık sık değiştirmemiz) gerekir. Dondurularak kurutulmuş gıda ürünleri son derece uzun raf ömrüne sahiptir, ancak yenilebilir olması için suya ihtiyaç duyar. Yani dondurularak kurutulmuş yiyecekleri stoklarsak, suyu da stoklamamız gerekir. İdeal olarak, bu su sıcak sudur (gerçek bir hayatta kalma durumunda soğuk su işe yaramasına rağmen – çok daha az hoştur). Böylece suyu ısıtmamıza yardımcı olacak kaynakları da toplayabiliriz (ateş yakıtı veya sürdürülebilir güç sağlayan öğeler).
Buradaki desen basittir. Bir ihtiyacı belirleyin, ardından bu ihtiyacı karşılayacak doğru kaynakları toplayın, ardından topladığınız her şeyi desteklemek için başka neye ihtiyaç duyulduğunu öğrenin. Hem evrensel hem de size özgü tüm ihtiyaçlarınız için uygun bir kaynak stoğuna sahip olana kadar.
3. İhtiyaçlarınızı karşılamanıza yardımcı olacak beceriler geliştirin
Hayatta kalmanın ikinci seviyesi, yeteneklerinizi tükendiğinizde veya kaynaklarınız kaybolduğunda kaynak toplamak için kullanabileceğiniz becerileri geliştirmektir.
Nefes alabilen hava hayatta kalma ihtiyacıdır ve bu nedenle mantıksal olarak CPR'NİN öğrenmesi için yararlı bir beceri olduğu sonucuna varabilirsiniz, çünkü tıbbi krizi olan birinin nefes almaya devam etmesine yardımcı olmanıza izin verir.
Avlanma/tuzağa düşürme veya yiyecek arama yoluyla yabani yiyecek bulabilmek, temel yiyecek ihtiyacını karşılamanıza izin verdiği için açıkça yararlı bir hayatta kalma becerisidir.
Bir arabadan gazı sifonlayabilmek yararlı (kentsel) bir hayatta kalma becerisidir, çünkü potansiyel olarak size barınak, yiyecek veya su bulmak için daha fazla seyahat etme yeteneği verecektir.
Fikri anladın. Hayatta kalma uzmanı olmak karmaşık olmak zorunda değildir – sadece temel bir ihtiyaç seçin ve ya maddi bir şey edinin ya da bu ihtiyacı karşılamaya yardımcı olacak bir beceri öğrenin. Bunu zaman içinde yaparsanız, çok yakında iyi bir kaynak stoğuna ve çok çeşitli faydalı becerilere sahip oldukça deneyimli bir hayatta kalma uzmanı olacaksınız.
Hayatta Kalma Zihniyeti
Prepper veya survivalist forumlarında veya Facebook gruplarında takılırsanız, genellikle SHTF (yani sh*t hayrana vurur), TEOTWAWKİ (bildiğimiz dünyanın sonu) veya WROL (hukukun üstünlüğü olmadan) gibi özel dillerle karşılaşırsınız. Bu terimler referans noktaları olarak faydalı olsa da, hayatta kalma konusunda nispeten yeni olanlar için genellikle korkutucu olabilirler.
Yine de cesaret kırılmasına gerek yok-bu terimlerin ne anlama geldiğini öğrenmek uzun sürmüyor (aslında bittiğinde buraya bağlayacağımız bir hayatta kalma sözlüğünü bir araya getirme sürecindeyiz). Ayrıca, hayatta kalmayı ilk öğrenirken önemli olan, sahip olduğunuz zihniyetinizdir, jargonunuz veya dalmakta tereddüt etmenize neden olabilecek başka bir şey değildir.
Hem iyiye hem de kötüye hazırlıklı olmak istediğinizi düşünüyorsanız, hazırlanmaya başlamalısınız – hiçbir şeyin sizi durdurmasına izin vermeyin.
Nihayetinde, hayatta kalma uzmanı veya hazırlıkçı olmak, belirli bir zihniyete sahip olmakla ilgilidir. Dünyayı kontrol edebilmek veya geleceği tahmin edebilmek istediğimiz kadar bunu kabul etme zihniyeti, yapamayız.
Bazen kötü şeyler olur. Bunu yaptıklarında hazırlıksız olmaktan daha hazırlıklı olmak daha iyidir ve olağan dışı veya tehlikeli zamanlara hazırlıklı olmak, hayatlarımız hala normal ve güvendeyken saatlerimizin ve dolarlarımızın bir kısmını hazırlığa ayırmak anlamına gelir.
Normallik Yanlılığı Nedir (ve Neden Sizi Öldürebilir)?
Size "bir şey olmaz" dedirten içgüdüsel vesvesedir. Alında nefsinize ağır gelen ve şeytanın da size vesvese vermesiyle hep göz ardı ettiğiniz hayati konulara karşı benimsediğiniz nefsani tutumunuzdur. Her yıl milyarlarca insanın başına afetler ve felaketler geldiği halde görmezden gelirsiniz veya onları kısa sırada unutursunuz. Kendi dünyanıza daldığınızda artık kendi normalinizde yaşarsınız. İşte bu tutum sizi ölüme yaklaştırır.
Normallik Yanlılığı Nedir?
Bilimsel anlamda, normallik yanlılığı, insanların felaket olasılığını hafife almasına ve bir felaketin meydana gelirken olumsuz veya zararlı etkilerini hafife almasına neden olan bilişsel bir önyargıdır.
Meslekten olmayanlar açısından, normallik önyargısı, kafanızdaki “her şey yoluna girecek” diyen sestir. Kasırgaların her yıl karaya çıktığı bölgelerde yaşamasına rağmen kasırgalara hazırlıksız olan milyonlarca insan gibi, insanları açıkça gelecek felaketlere hazırlanmamaya iten yanlış kafalı düşüncedir.
Aynı zamanda, felaket gözlerinin önünde ortaya çıkarken bile insanların tahliye emirlerini görmezden gelmesine neden olan düşünce türüdür. Herhangi bir nüfusun %70'inin bir felaket meydana geldiğinde normallik yanlılığından olumsuz ve ölümcül seviyede etkilendiği tahmin edilmektedir.
Bir taraftan, bilişsel önyargı, insanlar tarafından düşünmede öngörülebilir ve tekrarlanan hataların herhangi bir modelidir. Psikologlar tarafından, dünya hakkında çarpık veya yanlış görüşlere yol açan çok sayıda insanı etkileyen düşünme hatalarını tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir.
Normallik Yanlılığı Sizi Etkiler mi?
Bu sitede olmanız, normallik önyargısına duyarlı olmadığınızı düşünmenize neden olabilir. Ama muhtemelen yanılıyorsun.
İşte normallik yanlılığının düşünceniz üzerinde etkisi olan bir şey olup olmadığını belirlemeye yardımcı olabilecek bir soru. Bundan etkilenmenin tamamen normal olduğunu unutmayın -bu şekilde düşünmek beynimize oldukça bağlıdır. Önemli olan, farkında olduğunuzda onunla savaşmanın uygun yollarını bulmaktır.
İşte soru şu
Arabanızda ilk yardım çantası veya başka bir acil durum kiti var mı?
Hayır cevabını verdiyseniz, normallik yanlılığı sizi etkiliyor (en azından sürüş riskini nasıl algıladığınız açısından.)
Kanser ve kalp hastalığı gibi hastalıkların dışında, araba kazaları ABD'de ve Türkiye'de önde gelen ölüm nedenlerinden biridir (intihar ve opioid doz aşımının hemen arkasında). Herkes araba kullanmanın tehlikeli olabileceğini bilir.
Ortalama olarak, bir kişinin her 19,7 yılda bir bir tür araba kazası geçirmesi muhtemeldir. Kendiniz ciddi bir araba kazası geçirmemiş olsanız bile, muhtemelen bir araba kazasında yaralanan veya ölen en az bir kişiyi tanıyorsunuzdur.
Bu nedenle, araba kullanmanın herhangi bir günde yaralanmaya veya ölüme yol açabileceği açıktır. Kendinize güvenli bir sürücü olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, ancak hepimiz yoldaki tek kişinin biz olmadığımızı ve güvenli bir şekilde sürsek bile başkalarının olmayabileceğini anlıyoruz ve bu yine de kazalara girmemize neden olabilir.
Ciddi bir araba kazası durumunda ilk yardım çantaları veya diğer acil durum ekipmanları hayat kurtarıcı olabilir. Örneğin, ağır kanayan bir yaraya turnike uygulayarak acil servislerin gelmesi için zaman kazanabilirsiniz. Arabada bir ilk yardım çantasını saklamak neredeyse hiçbir şeye mal olmuyor. Ama aslında kaçımız biliyor?
Bu, eylemdeki normallik önyargısıdır. Arabaların tehlikeli olabileceğini ve kazaların meydana geldiğini anlıyoruz, ancak neredeyse hiçbirimiz araba kazalarıyla ilgili ölüm veya yaralanma riskini azaltmak için hiçbir şey yapmadık. Çünkü hepimiz “Başımıza gelmeyeceğini " düşünüyoruz.
Daha da iyi bir örnek emniyet kemerleridir. Arabadayken emniyet kemeri takmayan biriyseniz (arka koltukta veya ön koltukta), o zaman kesinlikle normallik önyargısından etkilenirsiniz. Emniyet kemerinin kullanılmasının hiçbir maliyeti yoktur ve arabaları daha güvenli hale getirdiği kanıtlanmıştır, bu nedenle takmamayı tercih etmenizin tek nedeni, ciddi bir araba kazasına karışmayı hayal edememenizdir (çünkü normalde olan bu değildir) Bir arabadayken olur.
Normallik Yanlılığına Ne Sebep Olur?
İnsanların neden normallik yanlılığından etkilendiğine dair temelde iki teori vardır ve her ikisinin de hayvanlar olarak yaşamsal gelişim içgüdülerimizle bir ilgisi vardır.
İlk teori, bu içgüdünün daha büyük, daha tehlikeli yırtıcılar için av olduğumuz günlerden kalan bir şey olduğudur. Bazı hayvanlar tehlikedeyken “donar " - çoğu durumda bu kaçmaktan daha iyidir çünkü hareketsiz olmak bir yırtıcının sizi fark etmesini zorlaştırır. Bu temelde “fardaki geyik” reaksiyonunun insan eşdeğeridir. Tehlike karşısında “donarız " ve beynimiz yavaşlar. Yavaşlayan beynimiz o zaman yaklaşmakta olan tehlikeye hızlı tepki vermememize neden olur. Hatta kısa bir süre sonra yine dünyaya dalıp unuturuz.
Bizden daha büyük ve daha hızlı avcılar tarafından avlandığımızda yerinde donma bizim için etkili olsa da, yaklaşan bir süper fırtınanın tahliye emri karşısında donmamız bize bir fayda sağlamaz.
Başka bir teori, insanların olasılıkları anlamada esasen kötü olduklarını öne sürüyor. Birisi “Yarın yağmur yağması için % 80 şans var” derse, beynimiz bunu “yarın yağmur yağacak” olarak işler. Ertesi gün o kişiyi görseydik ve yağmur yağmasaydı, onların “yanlış” olduğunu düşünürdük. Bunun tersi de doğrudur - % 5 olma şansı olan bir şey beynimiz tarafından % 0 olma şansı olan bir şey olarak işlenebilir.
Bu, felaket karşısında neden normallik yanlılığı yaşadığımızı açıklayabilir. Büyük felaketler neredeyse her zaman düşük olasılıklı olaylardır, bu nedenle beynimiz onları sürekli olarak olmayacak şeyler olarak işler.
Felaketin geldiğini bilsek bile (bir kasırga gibi), genellikle evlerimizde kalırsak fırtınanın bizim için gerçekten tehlikeli olması için küçük bir şans vardır. Beynimiz buna "Bu fırtınanın o kadar kötü olma ihtimali yok" diyor ve bu nedenle tahliye emirlerini görmezden gelmekte rahat hissediyor.
Eylemdeki Normallik Yanlılığı Örnekleri
Normallik yanlılığı, Titanik'teki yolcuların gemi batarken bile harekete geçmemesine neden oldu.
Yakın tarihin en yıkıcı olaylarından ve felaketlerinden bazıları, aşırı durumlarda bile normallik yanlılığını görmenin ne kadar yaygın olduğunu vurgulamaktadır.
Örneğin Katrina Kasırgası sırasında, fırtınanın gerçekten yıkıcı etkileri olacağı anlaşılsa bile, binlerce insan, aksine tekrarlanan uyarılara rağmen evlerde kalmanın iyi olacağına inanarak tahliyeyi reddetti.
Titanik'te, görünüşe göre birçok insan geminin saatlerce battığı gerçeğini kabul etmeyi reddetti ve acil durum filikalarına binmeyi reddetti – ilk filika ana gemiden ayrıldığında tam olarak işgal edilmediği ölçüde.
Araştırmalar, 9/11 döneminde neredeyse bin kişinin kaçmaya çalışmadan önce bilgisayarlarını kapatmak için zaman ayırdığını buldu. Ortalama bir insan merdivenlerden aşağı inmeden önce 6 dakika sürdü. Birçok kişi tahliye girişiminde bulunmadan önce meslektaşlarından veya akranlarından onay istedi.
Bir olayda, 1985 yılında Boeing 737'ye çıkan bir uçak motorunda meydana gelen yangında, önemli sayıda yolcunun zehirli dumanlar ve dumanlar onları öldürse bile herhangi bir kaçış girişiminde bulunmadan koltuklarında kaldığı tespit edildi.
Küresel bir salgın söyleminin ortasında, birçok insan işlerini “her şey normal” gibi yapıyordu. Havalanları kapatılmadı, göçmen akışına engel olunmadı, turizm faaliyetleri durdurulmadı. Bunun nedeni, insanların ölüm oranının kabaca % 1 olduğunu medyadan duymaları ve salgın esnasında şöyle ya da böyle pek çok kişi ölmesine rağmen, normallik yanlılığının bunu esasen sıfır risk olarak yazmalarına neden olması olabilir. İnsanlar ve devletler doğru düzgün tedbir bile almadılar. Birkaç tane çare öne sürüldü ve onların da suistimale açık olduğu görüldü. İnsan eliyle gelen felaketlere iyi bir örnek teşkil etti. Gösterilen ile gerçekler her zaman aynı olmuyordu. Size sunulan çözümler ise çözümsüzlüğün kendisi oluyordu. İnsanlar sakin olsalar ve doğru soruları sormayı becerebilselerdi belki de onca karmaşa olmayacaktı.
Açık olmak gerekirse, bunların hiçbiri bu felaketlere yakalanan ve bu şekilde tepki gösteren insanları eleştirmek değildir. Normallik yanlılığı çoğumuz için insan içgüdüsünün bir parçası gibi görünüyor, bu da buna karşı savaşmak için belirli adımlar atmadığımız sürece karar verme sürecimizi etkilemesinin şaşırtıcı olmadığı anlamına geliyor.
Normallik Yanlılığı ile Nasıl Mücadele Edilir
Hayatta kalma ile ilgili diğer tehlikelerin çoğunda olduğu gibi, normallik yanlılığının tehlikeleri de uygun hazırlık ile azaltılabilir. Bu hazırlık iki kategoriden birine girer. Birincisi malzeme ve kaynaklar iken ikincisi ise hazırlıklı bir zihniyete sahip olmaktır.
Birincisi kolaydır - size “her şeyin yoluna gireceğini " söyleyen içgüdüye karşı aktif olarak savaşın. Farkında olduğunuz riskleri göz ardı etmeyin. Her yıl kasırgalardan etkilenen bir bölgede yaşıyorsanız, kasırgalar için uygun bir acil durum kitiniz olduğundan emin olun. Bir fay hattının yakınında yaşıyorsanız (ABD'den bahsediyorsak esas olarak batı kıyısı) – o zaman bir depremin olası sonuçlarıyla başa çıkmak için doğru donanıma ve malzemelere sahip olduğunuzdan emin olun. Tornado Sokağı'nda mı yaşıyorsun? Kasırgalarla başa çıkmak için doğru vitese hazır olun.
Şimdi, acil durum kitleri, ne tür bir felakete hazırlandığınıza bağlı olarak değişecektir. Kasırgalar için, bazı durumlarda yerine sığınmak isteyeceksiniz, oysa en kötü kasırgalarda tahliye etmek isteyebilirsiniz. Bu nedenle, her iki duruma da hazırlanın – biraz yiyecek, su biriktirin ve belki de acil durum gücü için bir seçeneğiniz vardır – bu nedenle kasırga patlarken evinizde birkaç gün saklanmanız gerekiyorsa, bunu yapabilirsiniz (elektrik kesilse bile). Bir deprem için hayatta kalma feneri, ilk yardım çantası, portatif radyo ve toz maskesi istersiniz. Fikri anladın.
Mesele şu ki, karşılaştığınız en olası riskleri zaten biliyorsunuz-ancak henüz onlar için uygun şekilde hazırlanmamış olabilirsiniz çünkü kafanızda size öyle olsa bile hayatınızın o kadar da kötü etkilenmeyeceğini söyleyen bir ses var. Bu sesi görmezden gelmeye başlamanız ve özellikle bölgenizde yaygın olan “bilinen” riskler için mantıklı önlemler almaya başlamanız gerekir.
Yapmanız gereken ikinci şey, üzerinde çalışmak için daha çok zihinsel bir değişiklik. Esasen, “donmak” yerine, tehlikeye farklı bir şekilde tepki vermek için zihninizi eğitmeniz gerekir. Çoğu zaman, normallik yanlılığı tepki verme yeteneğimize zarar verir çünkü karşı karşıya olduğumuz tehlike yenidir ve onu doğru bir şekilde analiz etmek veya işlemek için zamanımız yoktur. Stres beynimizin yavaşlamasına neden olduğu için, felaket karşısında uygun şekilde hareket edemiyoruz, genellikle güvence arıyoruz veya başkasının liderliğini takip ediyoruz. Bundan kaçınmak için reaksiyon/analiz ihtiyacından tamamen kaçınmalı ve doğrudan eyleme geçmeliyiz.
Bunu nasıl yapacağız? Kolay. Alışkanlıklarımıza göre, eğer A senaryosu gerçekleşirse, yapılacak en doğru şeyin B eylemi olduğunu inceliyoruz.
Soğuk Savaş sırasında okulların yaptığı “sakla ve sakla” tatbikatlarını veya her yıl ofislerde yapılan yangın tatbikatlarını veya aktif bir tetikleyici varsa ne yapılacağına dair günümüz okul tatbikatlarını düşünün. Bu tür etkinlikler çoğu zaman aptalca ve anlamsız görünebilir, ancak aslında bu güvenlik tatbikatlarının amacı insanlara “normallik önyargılarının" üstesinden gelmelerini öğretmeye çalışmaktır. Bir tatbikat yaptıysanız (ve bunu makul bir şekilde ciddiye alıyorsanız), gerçek olan gerçekleştiğinde ne yapacağınızı görmek için durumu analiz etmenize gerek kalmayacak – uygun eylem tarzını bilecek ve hemen harekete geçebileceksiniz. Gerçek bir felaket durumunda, analiz aşamasını atlamak (normallik yanlılığı ile yavaşlatılır) yaşam ve ölüm arasındaki fark olabilir.
Peki bunu gerçek hayata nasıl uygulayacağız? Basit. Karşılaşmanız en muhtemel felaketler için acil durum prosedürleri uygulayın.
Kasırgalardan etkilenen bir yerde yaşıyorsanız, kasırga mevsimi başlamadan önce ailenizle birlikte uygun teçhizatı ve malzemeleri arabaya paketlemeyi ve zamanında ve düzenli bir şekilde tahliye etmeyi içeren bir tahliye tatbikatı yapın.
Bir deprem bölgesinde yaşıyorsanız, sizin ve ailenizin Çök, Kapan ve Tutunmayı bildiğinizden emin olun-bu en temel depremden kurtulma tekniğidir. Bu kesinlikle ailenizle birlikte pratik yapmanız gereken bir şey. Ailenizin dışarı çıkmamasını veya kapıların altında kalmamasını bildiğinden emin olun ve bunların hepsini yılda bir veya iki kez delin, böylece alışkanlık haline gelir. Bu şekilde, eğer gerçek bir deprem olursa, ne yapacaklarını düşünmek ve normallik yanlılığı tuzağına takılmak zorunda kalmayacaklar.
Artık normallik yanlılığının ne olduğunu, buna neyin sebep olduğunu ve bununla nasıl mücadele edebileceğinizi biliyorsunuz. Umarım bu, neden bu kadar çok insanın hazırlık ve hayatta kalma fikrine mantıksız bir şekilde dirençli olduğunu açıklamaya da yardımcı olur. Bir stoğa sahip olduğunuz için deli gibi davranan birine rastladıysanız veya temel hayatta kalma becerilerini öğrenmek istediğiniz için (kesinlikle sahibiz) - normallik yanlılığı muhtemelen bu tepkiyi almanızın nedenidir. Unutmayın -insanların en az %70'i felaketle karşı karşıya kaldıklarında normallik yanlılığı belirtileri gösterir, bu nedenle hazırlık fikrinin bu kadar çok insanı akıl dışı bırakması şaşırtıcı değildir. Onlara göre her şey normaldir veya en kısa zamanda düzelecektir, abartmaya gerek yoktur. Siz hazırlık yapmak isteseniz bile size kötü sözler söyleyeceklerdir, sizi aşağılayacaklardır, size destek olmayacaklardır. Bazıları "mukadderat" deyip geçecek, bazıları "Allah'ın dediği olur" diyecek, bazıları "ölümden kaçış yok" diyecek, bazıları "masraf yapmaya ne gerek var" diyecek, bazıları "Allah bizi korur" diyecek, bazıları "devlet ne güne duruyor, bir şey olsa bize söyler" diyecek.. Bahaneler ve mazeretler hiçbir zaman eksilmez. Allah insana "tedbirli ol" dediği halde onlar topu Allah'a atacaklar. Bir afet ya da felaket geldiğinde bile kendi hatalarını kabul etmeyeceklerdir. Zaten o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Devletler afetler zamanında % 2'nin altındaki bir kitleye ulaşabilmektedir. Yani devletlerin afet hazırlıkları dahi etkin çalışmalar değildir.
Bazıları diyebilir ki "biz vatandaşız, en çok bir ilkyardım kiti alırız ve afet zamanı temel davranış yöntemlerini uygularız.. Devlet asıl sorumluluğu almalıdır". Her zaman da Japonya'daki evlerin depreme ne kadar dayanıklı olduğu anlatılır. Japonya'da şehirlerde belirli yerlerde yaşayan insanların oturduğu binalarda bazı özel inşaat metotları uygulanır ve bunların maliyeti de çok yüksektir. Japonya'da ev almak hiç kolay değildir ve pek çok insan 15-20 metrekare evlerde oturur. Kaldı ki kırsaldaki evlerde bile çok yıkılan olmaktadır. En iyi inşaat teknikleri bile sizi M10 şiddetinde depreme koruyan binalar yapabilir. Bunun üstündeki depremlere dayanıklı bina yapmak imkansızdır. Hele ki çimentosundan ve demirinden çalan ve çoğu kaygan zemin olan yerlere yüksek binalar diken bir ülkede başarı şansınız neredeyse hiç yoktur. Onun için;
1. Afet Planı
2. Afet Hareket Planı
3. Zamanlama Çizelgesi
yapmak zorundasınız. Eğer işler çığrından çıkarsa kendinizi Güvenli Alanlara atabilmek üzere bilinçli olmak durumundasınız. Her hazırlığınızı mükemmel yapsanız bile zamanında Güvenli Alanlara geçmemişseniz yine şansınız olmayacaktır.
Çoğu insan normal yanlılığı sürdürürken türlü afetlere ve felaketlere hazırlanmak için maliyetin yüklü olduğunu söyler. Pek çok insan sigara içerken, eğlenceye harcarken, tatil yaparken, evi ve arabayı değiştirirken maliyet hesabını abartmaz. Onlar kişinin kendi normalleridir ve gereksinimleridir. Ancak olası afetlere ve felaketlere hazırlanmak öncelik değildir. Bir afet meydana geldiğinde o güne kadar aldığı her şey tamamen elinden gidecektir. Böyle şeyleri insanlar düşünmezler. Başlarına geldikten sonra insanlar neden onlara yardım etmiyor diye yakınırlar. Halbuki o sıralarda diğer insanlar da kendi normal yanlılıkları ile yaşıyorlardır.
Nasıl hazırlık yapayım?
Türkiye zaten afetlerin ve felaketlerin merkezinde bir ülkedir. Volkanik lavlarca doldurulmamış ve güçlendirilmemiş olsaydı çok daha kötü durumlara düşebilirdi. Şu anda afetlerin ve felaketlerin gücü ve sayısı artmış durumdadır. Bunun nedeni Küresel İklim Değişikliği değildir, Tarık/Nibiru Yıldızı'nın yaklaşıyor olmasıdır. NASA, ESA, ISS gibi uzay gözlem merkezleri bunun varlığını çok kere açıkladılar. Ancak resmi olarak televizyonlara çıkıp "evet var ve Dünya'ya doğru geliyor" demediği için insanlar inanmadı. Küreselciler hiçbir zaman kurdukları dünya düzeninin bir anda çökmesini istemezler. O yüzden Tarık/Nibiru Yıldızı meydana çıkasıya kadar hiçbir şey söylemeyeceklerdir. Kendini akıllı zanneden cahiller öyle saçma şeylere inanıyorlar ki, bugün devletler "Tarık Yıldızı Dünya'ya doğru geliyor" dese bile o insanlar insanlar inanmazlar. Geçmişten bugüne bilgi kaynaklarını reddeden zihniyet yükselişe geçti. Bunlar ehl-i dünya ve gaflet içinde uyuyan insanlardır. Ne dini, ne bilimi, ne aklı, ne iradeyi, ne de başka bir şeyi umursuyorlar. Yaşamın böyle sürüp gideceğini zannediyorlar. Doğal olarak Ahir Zaman'a ve Kıyamet'e de inanmıyorlar. Günlük keyif, para, zevk peşinde koşturan insanlar.. Böylelerine hiç kimse bir şey anlatamaz. Böyleleri kendi yaşamlarını anlamsızlaştırdıkları gibi ailelerinin ve çevrelerindekilerin de yaşamlarını anlamsızlaştırıyorlar. Aklı başında olanlar akılsızları yola getireceğine, akılsızlar aklı başında olanları kendi seviyelerine çekiyorlar. Sonra aklı başında olanlar gelip bize dert yanıyorlar. Akılsızla mücadele etmeyen ve aynı seviyeye inen kişi de akılsızdır. Yaşam sizin mazeretlerinizle ilgilenmez, doğru yolda ilerleyip ilermediğinize bakar. Başkalarına dert yanmanız ise sadece nefsinizi rahatlatmanıza ve gevşemenize yol açar. Ama beşeri ve manevi dünyadaki kötü akıbetinizi değiştirmez.
5 Hazırlık seviyesinden hangisindesiniz?
En temel seviyesinde, ya hazırlanmaya inanırsınız ya da inanmazsınız. Siyah ya da beyazdır. Bir insan yarı hazırlıkçı ve yarı hazır olamaz. Ya kabul edersiniz ya da etmezsiniz. Hazırlıkçılara ve bu konuda liderlik edenlere bahaneler anlatmanız, mızmızlanmanız, dert yanmanız bir anlam ifade etmez. Sadece karşınızdaki insanın kafasını şişirirsiniz. Kararsızlık ve ikna edilmeye muhtaç olma ise bu konuda en kötü karakter tablosudur. İkinci kötü karakter tablosu ise işini son ana bırakmak isteyenlerdir. Onlar sürekli "o ne zaman olacak, bu ne zaman bitecek" sorularına cevap ararlar. Hatta saçma bir şekilde yıldız falcılarının (astrologlar) atıp tutmalarını takip ederler.
Temel birkaç kavram: Hazırlıkçılıkta sıkça geçen birkaç terimden bahsedelim ki insanların olaylara bakışı iyi anlaşılsın;
Her Şeyin Birbirine Girmesi / Her Şeyin Boka Sarması (SHTF: Shit Hits The Fan ): Ekonominin Çöküşü, Elektrik Sistemlerinin Çöküşü gibi durumlar buna örnek verilebilir.
Bildiğiniz Yaşam Tarzının Tamamen Sona Ermesi (TEOTWAWKI: The End of the World as We Know It): Elektromanyetik Patlama ile İlkel Çağa Dönüş, Devasa Göksel Cismin Dünya Canlılarının Çoğunu Yok Etmesi, Yeni Nuh Tufanı gibi durumlar buna örnek verilebilir.
Hazırlıkçıların kullandığı kavramlara dair bir sözlüğü şu adreste bulabilirsiniz:
https://secretsofsurvival.com/shtf-meaning-survival-terms-glossary/
Hazırlıkçılar her zaman hayatın zorluklarından sıyrılmaya ve SHTF'den sonra bile mümkün olan en iyi şekilde yaşama devam etmeye hazırdır. Ancak konu hazırlık olduğunda, diğer şeylerin yanı sıra metodolojilerde, değerlerde ve yeteneklerde her zaman farklılıklar olacaktır.
Aşağıdakiler, hazırlıkçıların farklı seviyeleri ve hazırlıklarının olağan kapsamıdır.
Seviye 1 - Temel hazırlıkçılar
Hazırlanmaya başlayan çoğu insan, ilk adımları attıklarının farkında bile değildir. Birkaç kutu mum alırlar ve evleri için uygun bir ilk yardım çantası alırlar. Akıllarında, sadece birkaç sağduyu önlemi alıyorlar. Ama onlar hazırlıkçılar-henüz bilmiyorlar.
Bu seviyedeki hazırlıkçılar, iki veya üç gün sürebilecek kadar dengeli yiyeceğe sahip olacaktır. Seviye 1 hazırlıkçılar, elektrik kesintileri, yaralanmalar ve fırtınalar gibi günlük yaşamdaki aksaklıkların üstesinden gelmeye hazırdır.
Seviye 1 hazırlıkçılarının ışıklar, piller, kibritler ve birkaç alet içeren küçük bir ekipman setine sahip olması bekleniyor. Kısa bir süre için muşamba, kordon, çeşitli ilaçlar ve diğer temel malzemeleri bulabilecekler.
Seviye 2 - Hazır ve yetenekli
İlk adımı attıktan ve hayatın zorluklarıyla başa çıkmanın size bağlı olduğunu kabul ettikten sonra, biraz daha ciddi olan şeylerle başa çıkmak için hazırlıklarınızı yükseltmek kolaydır. (İlgili: Hazırlık 101: Shtf'den önce hazırlanın, sonra gerektiğinde doğaçlama yapın.)
2. Seviyeye yükselmek, muhtemelen olacak şeylere hazır olmanın ötesine geçtiğiniz ve olabilecek şeylere hazırlandığınız zamandır.
Seviye 2 hazırlıkçılar, yaygın araç sorunlarını gidermek için araçlara sahiptir. Ayrıca arabada bir gece geçirmek zorunda kalmaları durumunda bagajda bir acil durum kiti var.
Evinizdeki biri bacağını kırarsa veya kötü bir kesik geçirirse, profesyonel yardım almak en iyisidir. Ancak seviye 2 hazırlıkçılar normalde bu senaryoyu halledecek becerilere ve malzemelere sahiptir. Seviye 2 hazırlıkçılar ayrıca acil kullanım için depolanmış en az birkaç varil suya sahiptir.
Bu seviyedeki hazırlıkçılar genellikle daha önce bir olaydan geçmiştir ve hazırlamanın pratik ve etik değerlerine inanırlar.
Seviye 3 - Ciddi hayatta kalanlar (survivor)
Seviye 3 hazırlıkçılar günlük yaşamdaki değişikliklerin üstesinden gelmeye hazırdır. Bu seviyede, hazırlıkçılar yiyecek, yakıt ve diğer temel malzeme stoklarını korumaya başlar. Kötü kış havası sizi haftalarca kesebilir. Yolların yeniden açılması biraz zaman alabilir. Hayat normale dönene kadar sizi devam ettirecek kadar yiyecek ve yakıtınız varsa, 3.seviyedesiniz.
Seviye 1 ve 2 hazırlıkçılar güç olmadan birkaç saat başa çıkabilirken, seviye 3 hazırlıkçı günler veya haftalar süren bir kesintiden kurtulabilir. Jeneratör ve yakıt beslemesi veya gazyağı fenerleri ve odun sobası olabilir. Her iki durumda da, gerçekten hazırlar.
Bu seviyedeki hazırlıkçılar tüm potansiyel büyük tehditleri göz önünde bulundurmuş ve onlara karşı savunma konusunda özel eylemlerde bulunmayı taahhüt etmişlerdir. Sürekli iyileştirme, değerlendirme ve stres testi, seviye 3 hazırlıkçılarının ayırt edici özellikleridir.
Seviye 4 - Hardcore (sert güçle) hazırlıkçılar
İşler kötü bir kar fırtınasından çok daha kötüye gidebilir. Seviye 4 hazırlıkçılar evlerini terk etmeye hazırlar veya büyük bir felaketten sonra hayata devam etmek için şebekeden yeterince bağımsızlar.
Devam etmek için nakit rezervleri, kendi yiyeceklerini yetiştirmek için beceri ve malzemeleri var. hazırlıkçılar, yıllar sonra veya kişisel hazırlık arayışında geçirilen bir ömrün büyük bir kısmından sonra doğal olarak bu seviyeye gelmiş olabilirler. Aylarca yiyecek, su, yakıt, ilaç, giysi, alet, pil ve birkaç kasa cephane ve bakım malzemesi içeren silahları var.
Seviye 4 hazırlıkçıların ayrıca özelleştirilmiş bir hata ayıklama aracına (alternatif çözüm yolları ve beceriler) sahip olmaları muhtemeldir. Bir nükleer bombadan veya EF5 kasırgasından doğrudan isabet almayan herhangi bir şeyle başa çıkmak için planları ve donanımları var ve kırsal, işaretsiz ve kara yolları da dahil olmak üzere bir bölgeye girip çıkmanın tüm yollarını biliyorlar.
Bir eğri topla karşılaşılırsa, seviye 4 hazırlıkçılar herhangi bir aksaklık olmadan vitesleri sorunsuz bir şekilde değiştirebilir.
Seviye 5-Hazırlık hayattır
SHTF'den sonraki hayat en büyük zorluktur. Seviye 5 hazırlıkçılar sadece bir felaketten kurtulmak için değil, aynı zamanda devam etmek ve yeniden inşa etmeye başlamak için yeterince hazırlanmıştır. Onları kendi kendine yeterli hale getirecek becerilere ve malzemelere sahipler. Seviye 5 hazırlıkçılar her şeye hazırdır.
En üst düzeydeki hazırlıkçılar, kelimenin tam anlamıyla, giderek daha karmaşık ayrıntılarla potansiyel felakete hazırlanmaktan başka bir şey yapmayacaklar. İster olağanüstü zenginlikten ister amaçlarına ve yaşam tarzlarına tam bağlılıktan olsun, bu insanlar yaşar, uyur ve hazırlık yaparak nefes alırlar. (İlgili: Hazırlık ipuçları: Zenginlerden SHTF etkinliklerine hazırlık konusunda neler öğrenebilirsiniz.)
Seviye 5 hazırlıkçılarının yıllarca yiyecek ve suyu, cephane, ilaç, silah depoları ve akla gelebilecek her türlü sarf malzemesi ve getirilebilir, belki uçaklar da dahil olmak üzere birden fazla aracı, muazzam arazileri (genellikle kuyuları ve akiferleri olan), birden fazla ikincil ve hatta üçüncül geri dönüş yerleri açıklanmayan yerlerde.
Muhtemelen 5. seviye hazırlıkçılar, etraflarında shtf'den sonraki günlerde hayatta kalmayı planladıkları benzer düşünen bir grup insan, aile ve arkadaş topladılar.
Biraz da sizden bahsedelim
Hazırlıkçı olmaya niyetiniz var mı ve nasıl bir hareket planınız var, bu konular hakkında sizin kesin yargılara sahip olmanız gerekiyor. Başkaları sizin durumunuzu incelemek, sizi belli şeylere ikna etmek, yapmanız gereken şeylere sizi yönlendirmek gibi uğraşlar içine giremez. Zira herkesin zamanı kendisine yetmektedir. Üstelik insanların çoğu hazırlıkçılık konusuna coşkulu ve istekli şekilde yaklaşmazlar, bu konuda liderlik eden insanların da moralini çökertmeye isteklidirler. "Ben yapamıyorsam o da yapamasın" düşüncesi pek çok insanda bulunmaktadır. Halbuki tam tersini düşünse "o iyi olsun ki zor zamanlarda belki bana da yardım eder" diyebilirdi. İnsanları iyi yönde maddeten, manen ve psikolojik olarak desteklemek çok önemlidir. Çok karamsar insanlar "ölür kurtulurum" derler ancak genelde böyle insanlar kolay ölmezler ve sürünerek pişmanlık içinde kalırlar. Başkaları sizin kişisel sorunlarınıza çözüm getiremez. Kişisel sorunlarınızla siz mücadele edeceksiniz. Size rehberlik ve liderlik eden insanlar dert babası değillerdir. Sürekli rüyalardan bahsedenler, durugörüden bahsedenler, üstün meziyetleri olduğundan bahsedenler, çok harika eğitimler aldığından bahsedenler, surviving konusunda harika deneyimleri olduğundan bahsedenler ortaya çıkar. Ancak hiçbirinin kaotik süreçlerde nasıl hareket edeceklerine dair bir fikri yoktur. Zira hava açıkken görebildiğiniz bir çok şeyi hava puslu iken göremezsiniz. O zaman işin içine akıl, keskin zeka, alternatif plan üretebilme, harekat yönetimi, topluluk yönetim tecrübesi, bilgi ve analiz ile durum değerlendirmesi, gözlem kabiliyeti devreye girer. Kas gücüyle bir insan belki 100 kg kaldırabilir ancak akıllı bir insan makara sistemi kurarak birkaç tonu kaldırabilir. Aradaki fark bilgiyi ve aklı kullanabilme gücüdür. İkisinde de kas gücüne ve emeğe ihtiyaç vardır.
Öncelikle şu sorulara yanıt verin:
1. Hangi tür insansınız?
a. Kötüye gittiğini görüyorum ancak bir şey yapamıyorum / yapmıyorum: Kendi iç sorunlarınızı veya ailenizle olan sorunları halletmelisiniz. Sizin çözebileceğiniz sorunlara başkaları çözüm getiremez.
b. Kötüye gittiğini görüyorum ve bir şeyler yapmaya kararlıyım: Ne yapmak istediğinize karar verin ve net olun. Net olmazsanız, mızmızlanırsanız, bahaneler üretirseniz bu iş yürümez.
c. Bir şeyler yapmaya istekliyim ve gayretliyim: İyi bir başlangıç noktasındasınız.
ç. Bir şeyler yapma noktasında belirli bir bütçe ayırdım: Kamp malzemeleri almak ve diğer bazı hazırlık çalışmaları yapmak için illa ki bütçe gereklidir. Bütçe ayırmadan Hazırlıkçı olunmaz.
2. Hazırlıkçı olmaya karar verdiğinizde ne gibi sorunlarla karşılaşacağınızı biliyor musunuz?
a. Hayır, hiçbir fikrim yok: O zaman size bu konuyu açalım;
- Çevrenizdeki cahil ve ahmak insanların bilgiç ve umursamaz tavırları.
- Çevrenizdeki insanların size kötü sözler söylemeleri ve sizi aşağılamaları.
- Bütçe oluşturmada zorluklar.
- Ürün bulmada zorluklar.
- Depo alanı oluşturmada zorluklar.
Bütün bunlara katlanabilecekseniz ve başkalarına sızlanıp durmayacaksanız başlayın.
b. Evet fikrim var ve başıma geleceklere razıyım :)
3. Hazırlıkçılık için bütçe ayarlamasında bağımsız mısınız?
a. Evet bağımsızım: Eşinizle ve ailenizle hiçbir zıtlaşmaya girmeyecek şekilde kendi paranızın sahibi iseniz bu işe başlayın.
b. Hayır bağımsız değilim: Eşinizin veya ailenizin parasını kullanıyorsanız onların rızasını almalısınız.
4. Ne tür bir Hazırlıkçı olmayı istiyorsunuz?
a. Şehirdeki evimde hazırlanacağım: Günü geldiğinde 30 dakika içerisinde sırt çantalarınızı alıp güvenli alanlara gitmek üzere hazırlık yapmanız gerektiğini ve şehir içinde Surviving çalışmaları yapma konuları öğrenmeyi ve uygulamayı kabul etmelisiniz.
b. Kırsalda hazırlanacağım: Nispeten daha avantajlı başlıyorsunuz demektir. Güvenli Alanlar içinde olmak ve çeşitli risk faktörlerini de hesaba katmakla birlikte kırsalda belirli bir düzen kurmak daha mantıklı olabilir.
c. Obalara katılmayı istiyorum: Kaotik afetler söz konusu olduğunda göçer ya da yarı göçer olmak daha avantajlıdır. Kendine güvenen, gayretli, istekli, belirli marifetleri olan insanların birlikteliği daha olumlu sonuçlar oluşturabilir.
5. Kimlerle birlikte hareket etmeyi istiyorsunuz?
Normal zamanlarda aileyle ve dostlarla hareket etmek güzeldir ancak kaotik afetler söz konusu olduğunda sorunlar çığ gibi büyür ve yapılması gereken görevler aksar. Bu durum sizin psikolojinizi de bozar. Kendiniz de bir oba yapısı kurabilirsiniz. İlla ki başkasının kurduğuna katılmak zorunda değilsiniz. Ancak hali hazırda bir yapı varsa ve çeşitli mesleklerden insanları bir araya getirmişse onu değerlendirmeniz faydanıza olur. Tesis olarak yapılmış sığınaklar veya evinizde kalıp beklemek kaotik süreçlerde size anca mezar olur.
a. Yalnız başımayım: Yalnız başına olanlar genelde topluluk içinde güvenilir yer ararlar. O yüzden obalara katılmak onlar için daha iyi bir seçenek olur.
b. Ailemle ve/veya dostlarımla birlikte hareket edeceğim: Ailesiyle birlikte olanlar her sorunu çözebileceklerini zannederler ancak aile fertleri kaotik zamanlarda çoğu zaman destek olamaz ve hatta ayak bağı olurlar. O yüzden tanımadık insanların psikolojik baskısı ve birlikte hareket etme kabiliyeti her zaman işe yarar. Bir topluluk içinde veya bir obada yer alın.
c. Birbirine güvenebilecek insanlarla topluluk halinde hareket etmek istiyorum: Böyle bir düşüncede obalar en iyi seçenek olacaktır.
6. Birlikte hareket edeceğiniz insanlar varsa onların yerleri nasıl?
a. Aynı şehirde yaşıyoruz: Aynı şehirde yaşayanlar temel hazırlıklarını yaptıktan sonra Afet Hakret Plan dahilinde birlikte hareket edecekleri insanlarla buluşma noktaları, süresi, işaretleri, haberleşme yöntemi gibi konuları da planlamalıdırlar.
b. Farklı şehirlerde yaşıyoruz: Farklı şehirlerde yaşayanlar temel hazırlıklarını yaptıktan sonra Afet Hakret Plan dahilinde birlikte hareket edecekleri insanlarla buluşma noktaları, süresi, işaretleri, haberleşme yöntemi gibi konuları da planlamalıdırlar. Hangi Güvenli Alanda toplanılacağı önceden belirlenmelidir. Toplanma süresi de belirtilmelidir. Obalara katılanlar için seçenekler daha iyidir. Bütün obalara katılanlar kaotik süreçlerde farklı yerlerdeki farklı obalara gidebilirler. Farklı şehirlerdeki insanlar farklı obalara bile gidip yerleşebilir.
c. Farklı ülkelerde ve şehirlerde yaşıyoruz: Farklı ülkelerde yaşayanlar kendi ülkelerindeki imkanları değerlendirecektir. Nibiru'nun gelişine hazırlanıyorsanız en geç sayhayı duyar durmaz Türkiye'ye geri dönmelisiniz.
7. Yaşadığınız yer neresi?
a. Türkiye: Obalara katılma niyetiniz varsa en az 3 obaya iştirak etmenizi tavsiye ederiz. Zira alternatifi çoğaltmanız sizin her zaman lehinize olacaktır. Yer değiştirmek istediğinizde veya anlık konumunuz farklı olduğunda alternatif rotalarınızın olması her zaman iyidir.
b. Yabancı ülke: Obalara katılma niyetiniz varsa hem Türkiye'de ve hem de yaşadığını ülkeye yakın bir obaya katılmanızda fayda vardır.
Hazırlanmanın Aşamaları
Hazırlıkçı olmaya karar verdiyseniz yapmanız gerekenleri burada bulabilirsiniz. Özellikle malzeme temini konusunda 5-10 yıla yayarak hareket etmeniz sizi zorlamazdı. Ancak şu anda kaotik afetler sürecindeyiz ve artık her türlü ürüne erişim mümkün olamıyor. Birkaç ay içerisinde malzeme teminini yapmak üzere hareket etmelisiniz.
I. Psikolojik Hazırlanma
1. Yaşadığımız çağı anlama
2. Çevremizdekilere doğru ifadelerle anlatım (bilmedikleri şeyleri anlatırken onların anlayacağı şekilde anlatın; Nibiru'dan değil afetlerden ve felaketlerden bahsedin, tedbir almayı tavsiye edin, kendi çapınızda ufak çalışmalarla başlayın, afet ve felaket haberlerini onlara gönderin)
3. Zorluklara karşı mücadele etme isteği
4. Başkalarının olumsuz anlatımlarını dinlememe
II. Bilgi Edinme
"Ne yapacağım?", "Nasıl yapacağım?", "Ne zaman yapacağım?", "Neresi güvenli?", "Büyük afetler olduğunda nereye gideceğim?" gibi temel sorulara yanıt bulmalısınız. Temel bilgileri, yayınları ve haritaları temin etmelisiniz. Çalışmalarımızı bu ihtiyaçlara yanıt versin diye uzun zamanda ve araştırmalar yaparak özenle hazırladık. Diliyorsanız kendi çalışmalarınızı kendiniz de yapabilirsiniz. Bilim ve ilim herkes için var sonuçta..
A. Temel Bilgiler:
1. Kampçılık
2. Surviving
3. İlkyardım ve IFAK
4. Bushcraft
5. Off-Grid Yaşam
6. Bahçe İşleri: Dikey Tarım, Topraksız Tarım, Susuz Tarık, Konteyner Tarımı, Balkon Tarımı, Mutfak Tarımı, vs.
7. İletişim
8. Organize Olma
9. Güvenlik
B. Destek Bilgileri:
1. Haritalar: Güvenli Alan Haritaları, Karaları Su Basması Haritaları, Özel Amaçlı Haritalar.
2. Kitaplar Alma
3. Dijital Arşiv Oluşturma
III. Analiz
1. Güvenli Alanların Tespiti
2. Afetler ve Felaketler
3. Zemin Etütü
4. Nibiru Faktörü
5. Ahir Zaman
6. Savunma
IV. Eylem
1. Malzeme Temini
2. Birlik Olma ve Afet Kampların Katılma
3. Mahalli Koordinasyon
4. Hazırlıkçı Olma
5. Takas Alışverişi
6. Off-Grid Ev
7. Kişisel Afet Planı
8. Hareket Planları
9. Bütçe Oluşturma
10. Üretim
11. İşbirliği Geliştirme
12. Zamanlama ve Harekete Geçme Aşamasını Planlama
V. Gözlem ve Güncelleme
1. Afetler Güncelleme
2. Nibiru Güncelleme
3. Dünyadaki Gelişmelerin İzlenmesi