Yıl 1988-89. Lise 2 veya 3. Bir arkadaşımız vardı, adı X. Biz onu samimi bildik ve ona güvendik. Arkadaş grubumuz vardı. O arkamızdan hep dedikodumuzu yapardı. Kız gibi tavırları vardı ve kızlarla da sohbeti iyiydi. "Okulda başka adam mı yoktu?" diye sorabilirsiniz. Maalesef arkadaşlık edebileceğimiz fazla da insan yoktu. Ben zaten çoğunlukla bir bahane bulur konuşmazdım, kendi başıma takılırdım. Ama o, evime gelip illa beni de çıkartmaya çalışırdı. Aynı sınıftan bir arkadaşımız daha vardı, Y. X kişisi Y kişisini hep yanında tutmaya çalışırdı. Defalarca kere Y kişisini uyardım "fazla güvenme" dedim ama dinlemedi.
Yıl sonu geldi. Notlar veriliyordu. Sınıfın serseri takımından Z kişisi Y kişisine kafayı takmış. Y kişisi arkadaşlarının ve birkaç hocasının yanında "Z kişisi hocalardan not istiyor" demiş. Z kişisinin babası avukat idi ve EML'de arkadaşları vardı. Arada arkadaşlarını bizim okula da getirirdi. Arkadaştır diyerek Y kişisini ben savundum. "Her yıl takdirname aldığım halde ben bile not istiyorum hocalardan, bu sorun değil ki" dedim. "Sen ne karışıyorsun" lafları edilmeye başlandı ve bir anda beni de hedefe koydular. Bize tehditvari tavırlar sergilemeye başladılar.
X kişisi ile Z kişisi komşuydu. Y kişisi X kişisinden destek istedi. Birkaç akşam birlikte Z kişisinin evinin önüne gittik. X kişisi "ben hallederim" dedi ve gitti. Meğerse bütün fitneleri atan zaten X kişisiymiş. Z kişisini daha da kışkırtmış.
Yıl sonu için arkadaşlar parkta toplanıp çay içeceğimizi söyledi. Ben de gittim. Daha içeriye girer girmez EML'li çocuklar bana tehditler savurmaya başladı. Onlar zaten davetli değildi. Bir takım kızlarla dans ediyorlar. O kızları da tanımıyordum. Bana ismimle hitap edip "sen buradan çek git" dediler. İçki kokuyorlardı. Arkadaşlarımın yanına geçip oturdum. Az sonra 3 masa koydular yan yana ve 3 sıra adam arkasında sıralandı. Beni ve Y kişisinin çağırdılar. "Gelmiyorum" dedim. "Gel, sadece bir şey söyleyeceğiz" dediler. Gittim. Mahkeme kurmuşlar. Bizi de yargılayacaklarmış. Kafaya bak! Kelebek seslerini duydum. Y kişisine "oğlum bunlar seni öldürmeye gelmiş, topuk" dedim. Kardeşi de vardı yanında. Kardeşini arkada bırakıp çarşıdaki dayısının yanına sığınmış. Ben kardeşini de alıp parktan çıktım. Köşede polis aracı vardı Allah'tan.. Gittim oraya oturdum. İyi koşuyordum, yakalayamazlardı ama yanımda ufak çocuk vardı. Onu bıraksam keserlerdi.
Bir müdür tanıdığım vardı. Yanına gidip durumu anlattım. Sağolsun ilgilendi. Birkaç gün sonra okulda basketbol oynarken yanıma geldiler. Babalarından azarı işitmişler. Olay kapandı. Y kişisi yine X kişisi ile samimiyetine devam etti ama benimle irtibatını koparttı.
1. En güvendiğiniz insan bile arkanızdan kuyunuzu kazabiliyor.
2. Canının ve hatta kardeşinin canının kurtulmasına vesile olmanıza karşın insanlarda vefa duygusu yok.
3. Ne yaparsanız yapın insanlara yaranamazsınız.
4. İnsanları bir başlarına bırakırsanız başkalarının başına bela olmakta bir an bile tereddüt etmezler.
Comments