top of page
Yazarın fotoğrafıBAT-BulentTurgut

Bugün bana yarın sana ya da bugünden hepimize

Güncelleme tarihi: 26 May

"DSÖ Anayasası ülkelerin anayasaları üzerinde yetkilerle donatılsın" diye Birleşmiş Milletler'de ve Dünya Sağlık Örgütü'nde beyanı bulunan büyük devletlerin hiçbirisi bu anayasayı kendi ülkelerinde kabul etmiyorlar. ABD ve Rusya bu ülkelerin başında geliyor. Vladimir Putin "Yeni Dünya Düzeni'ni Rusya'ya sokamazsınız ve hatta o aşıları ülkeme sokacak olanları yakarım" diye beyan veriyor. Araştırma ve düşünme konusunda isteksiz olan insanların ülkeleri ise DSÖ anayasası hemen yürürlüğe girsin istiyor. İklim Değişikliğine dair Fransa Protokolü de aynı şekilde. ABD, İngiltere, Çin, Rusya gibi büyük devletler başta kabul etseler de kısa süre sonra bu protokolün uygulanması noktasında çekiliyorlar. Küçük devletler yok olsun gitsin ama kendi ülkeleri ebedi yaşasın derdindeler. Küçük devletleri gaza getiriyorlar. "Siz de dünyayı yönetenlerden olacaksınız" diyorlar. Yeni Dünya Düzeni gelince dünya mı kalacak ki yönetilsin? "İnsansız yaşama geçmeye hazırlandığımız şu sırada" diye ifadeler var.


Bugün Küreselciler belirli makamlardaki insanları ve onların ailelerini ölümle tehdit ediyor dahi olabilir. Ancak bugün onlara boyun eğilirse ve onların istedikleri yerine getirilirse sadece kendi ailelerini değil bütün bir milleti de yakarlar. Bunu da unutmasınlar. Onurlu bir ölüm onursuzca boyun eğmekten çok daha akıllıcadır. İman ehli bunu yapar. Asıl yurdumuz olan ahirete hazırlanın ve kula kulluk etmeyin.


Milyonlarca kişinin itiraz etmesine karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç kimseyi dinlemeyerek ısrarla DSÖ Anayasası'nın kabulü yolunda ilerliyor. Pek çok ülke DSÖ'ye "hayır" demesine karşın hiç kimseyi dinlemediler. Meclisteki partiler (birkaç tanesi hariç) itiraz bile etmedi. Hatta CHP adeta AKP ile yarışıyor. "Her şeyi bize bırakın, gerekirse biz hallederiz" diyorlar.


1. Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir ve yabancı devletlerin, yabancı örgütlerin, yabancı keyfiyetin isteklerini yerine getirmekle mükellef değildir. Neden yabancılara itimat ediliyor?


2. İslamiyet açıkça "kafirleri dost edinmeyin" dediği halde, hiçbir mantıklı ve ölçülü gerekçe olmaksızın Birleşmiş Milletler ve DSÖ gibi Türklere ve Müslümanlara geçmişte büyük eziyetler yapmış iki yapıya sorgusuz sualsiz girmek nedendir?


3. Atalarımızın binlerce yıl boyunca aktif olarak savaştığı gizli örgütler ve devletler bugün sanki iyilik meleği gibi karşımıza getiriliyor, onlara inanmamızı ve güvenmemizi istiyorlar. Binlerce yıl bize düşmanlık edenlere biz neden canımızı emanet edelim?


4. Devletin kadrolarında, ordu içinde, emniyet güçleri içinde milli ve manevi değerlerine sahip çıkan insanlar elbette ki kalmıştır. Neden onların sesi hiç duyulmuyor? Göz göre göre ve göstere göstere savaşmaksızın milletimiz düşmanlarımızın eline teslim ediliyor. Bizim gördüğümüz şey budur.


5. Son 3 yılda aşılar kaynaklı yan tesirler ve ölümler neden görmezden geliniyor da yeni aşılar için cevaz veriliyor? Kaldı ki aşı firmaları bile kendi marifetlerini açıklamışlarken.. İçinde bir sürü toksin madde bulunan sıvılar neden ısrarla "aşı" adı altında insanlara verilmeye çalışılıyor?


6. Ülkemizde yüzlerce üniversite ve enstitü var. Aşı denilen şeylerin içinde ne olduğu incelenmeksizin neden bunlar alınıp kullanılıyor?


7. Türk Milleti yok edilmek mi isteniyor ki bu kadar şey bu millete reva görülüyor? Neden bu konularda gerçekten bilgili ve hassas insanlar hiç dinlenmiyor? Bilimsel olmanın gereği her türlü tezi ve delili ele almak değil midir? "Biz dedik oldu" anlayışı ile neden bu millet muhatap bırakılıyor?


8. Bugün bana yapılan haksızlıklar yarın Araplara, Kürtlere, Ruslara, Almanlara, Fransızlara, Süryanilere ve diğer toplumlara da yapılacak. Neden bugünden haksızlığa karşı birleşilmiyor? Yarın sizi de aynı şeylere muhatap bırakacaklar. O zaman sizi kim dinleyecek?


9. Kendini çok akıllı görüp sessiz kalan ve hatta destekleyen insanlar eğer ki yanılmışlarsa ve bunun vebali de çok büyük olursa ne yapacaklar?


10. Küreselciler açıkça "dünya nüfusunu azaltacağız" dedikleri halde ve aynı Küreselciler de Yeni Dünya Düzeni adı altında Deccaliyet düzenini getirmeye çalıştığı halde neden ısrarla bu düzenin bir parçası olunmaya çalışılıyor?


11. Bir insan kaç doz aşının içindeki toksinlerine dayanabilir? Son 2 yılda kasırga gibi esen beyne pıhtı atması ve kalp krizleri ile ölen insanlara neden otopsi yapılmadı? Neden sözde salgın döneminde hastalıktan öldüğü iddia edilen insanlara otopsi yapılmadı? Birçok ülkede bu otopsiler yapıldı. Özellikle de İtalya'da..


12. Mecliste ve sosyal yaşamda sessiz kalanlar sessiz kalarak sorumluluklarından sıyrılabileceklerini mi sanıyorlar? Yarın insanlar büyük kitleler halinde ölüp giderlerse onların toplumdaki ve iş hayatındaki yerini kim dolduracak? Sağdan soldan getirtilen göçmenler mi?


13. DSÖ Anayasası kabul edilirse ülke ve millet yerinde kalabilecek mi? Küreselcilerin ülkemiz üzerindeki oyunları neden görülmek istenmiyor?


14. Aşı olmayan veya sahte (pseudo) aşı olan insanların başkalarına aşı olma tavsiyeleri vermeleri ne kadar insancıl? Ya o insanlar içimizde durup bizim yok olmamızı isteyen insanlarsa ne olacak? Her meslek, unvan ve şöhret sahibi bizim iyiliğimiz için düşüncelere sahip değil ki..


15. Ülkenin sağlığı gerçekten düşünülüyorsa neden sınır kapıları kapatılmıyor? Hep sözde salgınlar yurtdışından geliyor.. Madem ki öyle, ilk iş sınırları kapatmak ve 2002 sonrası ülkeye gelenleri geldikleri yerlere geri göndermek gerekir.


Daha bir sürü sorumuz var ama ya bize cevap vermezler ya da bize kızıp şiddetle cevap verirler. Şu unutulmasın ki; bugünlerde yaşanan olaylar tarihe kara bir damga olarak yansıyacaktır. Koca bir millet yok olup giderken yok oluşunu isteyen ve olan biten ciddi olayları umursamayan insanlar olarak yazılacaktır.


Eğer ki İllüminati çetesini oluşturan 13 Yahudi aileden, Windsor Sülalesinden, bunların da üstündeki 2 gizli Yahudi ailesinden değilseniz onların "yok edilme listesi" içerisindesiniz demektir. Asıl hedefleri 500 milyon değildir, 30 milyonun altıdır. Zira hazırladıkları sığınaklara 30 milyon insanı alıp dünya üzerindeki bütün organik varlıkları ortadan kaldıracaklardır. Buna da "Büyük Sıfırlama" diyorlar.


Ortada ne salgın ve ne de hastalık varken medya yaygarası ile insanları korkutan ve aşıları, berbat tıbbi yöntemleri, zehir gibi ilaçları dayatanlar "bizi dinlerseniz ölmezsiniz" bile dediler. Halbuki Allah Kuran'da şöyle buyuruyor:


Al-i İmran, 156. "Ey iman edenler! kâfir olanlar ve yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında “Bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi.” diyenler gibi olmayın! Sonunda Allah bunu onların kalplerinde bir pişmanlık kılacaktır. Allah diriltir (hayat verir) ve öldürür. Allah yaptıklarınızı görendir.".


Siz gününüzü laylaylom ile geçirirken karanlık geleceğimize itiliyoruz. Biz Türkler olarak son derece huzursuzuz ve kendimizi güvende hissetmiyoruz. Kanunlarla devletler bir şeyleri onaylasalar da biz insan nesli olarak o kanunları tanımayacağız. Allah'ın bize verdiği temel insani hak ve özgürlüklerimizi bir avuç satanist Yahudinin elimizden almasına izin vermeyeceğiz. Gerekirse ölürüz ama onurumuzla ölürüz. Hiçbir devlet, hiçbir örgüt, hiçbir kanun bize Allah ve Türk vatandaşı olarak verilen temel hak ve özgürlüklerimizi elimizden alamaz. Bu anlayışa Araplar, Kürtler, Süryaniler ve diğer toplumlar dahi en insani reaksiyonları verecektir. Neticede onların da insani hakları ellerinden alınacaktır. Sessiz sedasız ama köle olarak ölüp gitmektense onurumuzla tek seferde ölüp gitmeyi tercih ederiz.


Bu bağlamda; Anayasa Mahkemesini ve Türk adaletini, Masonik olmayan Türk bilim dünyasını, aklı selim gazetecileri "doğru olanı yapmaya" davet ediyorum. Yarın fikir değiştirirseniz çok geç olacaktır. Bizi belki öldürürler ama vebali hepinizin üstüne kalır. Onu da ne bu dünyada ve ne de hesap gününde ödeyemezsiniz. Çünkü doğruların meydana serileceği çetin hesap gününde doğruları zoraki de olsa gören insanlar size haklarını helal etmeyeceklerdir. Allah'ın yolundan gidin, Küreselci tiranların peşinden değil. Onların gittiği yol cehennemdir.


Hiç düşünmüyorsun ama; Küreselci projesi Chemtrails ile beni zehirledikleri zaman ülkede yaşayan herkesi zehirliyorlar. O zehirler Türklere özel değil. HAARP ile iklimi değiştirip afetlere ve felaketlere yol açtıklarında herkesi perişan ediyorlar. O eylemler sadece Türklere zarar vermiyor. Yarın nüfusu 30 milyonun altına indirmek için "Büyük Sıfırlama" başlattıklarında bütün insanlar aynı seviyede zarar görecekler. Hiç bunları akıl etmez misiniz?


Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Türklerin kötülüğünü istediği yönünde düşünce geliştirmek istemiyoruz. Ortada salgın veya hastalık yokken ve hatta virüslerin varlığı bile şaibeli iken "salgın hazırlığı" adı altında insanlara bir sürü dayatma yapılması doğru değildir. Akıllı kentler, 15 dakikalık şehir, dijital para, sözde salgın tedbirleri gibi Yeni Dünya Düzeni'nin yol taşları doğru değildir. Bugün "Yeni Osmanlı'yı kuruyoruz" diye sevinenler yarın Küreselcilerin Dijital Hapishane Dünyası'na geçtiklerini öğrendiklerinde acaba ne olacak?


Devletimiz Küreselcilerle işbirliğini bırakmalıdır ve "DSÖ'ye Hayır" demelidir. Zira bugün biz zarar görürüz ama Küreselciler yarın sırayı size getirirler. Tarih boyunca hep yaşanmış şeylerdir. Türkiye Devleti tek başına her türlü zorluğun altından gelir. Ancak gerçekten halkı ile birlikte olsun ve onun güvenini kazansın.


Biz, ölümden korkmayan gerçek siyah sancaklılarız. Bizi taklit edip eline siyah sancak alarak insanları aldatmaya çalışanların gerçek yüzü elbet bir gün aşikar olacaktır. Kim Allah'ın yolunda doğruları söyleme cesaretini gösteriyorsa işte o gerçek siyah sancaklılardandır. Hakkın korunması ve delaletin boğulması için mücadele edenler elbette ki Allah katında muteber olanlardır.


En temel insani ve yaşamsal hak ve özgürlüklerimiz bize Allah tarafından verilmiştir. Hiçbir örgüt, hiçbir devlet, hiçbir kimse bizden bunları alamaz ve almaya niyet eden tutumlar üzerinden tavır sergileyemez. Küreselcilerin söylediği yoldan gitmek isteyenleri tutmuyoruz, onlar gidebilir. Ancak peşlerinden bizi de sürüklemeye hakları yoktur. Kendi başlarına istedikleri yere gidebilirler. Bizi uçuruma itip kendileri arkamızdan sırıtan tipleri de biliyoruz ve onların niyetlerini anlıyoruz. Allah onlara fırsat vermesin. Biz onurumuzla bir kez ölürüz ama onların sonu hiç iyi değildir.


Not:


Bu yazıyı yazarken "şu oluyor bu bitiyor" diye yazmadım. Olasılıklar ve bizim hissiyatımız dahilinde yazdım. Biz devletini, milletini ve değerlerini seven insanlarız. Bunlar yok olup gitsin istemeyiz. Tarihte kötü bir yer almayı da istemeyiz. O yüzden insani ve vatandaşlık hakkı olarak uyarılarımızı yapıyoruz. Kimseye saygısızlık ve hürmetsizlik etme gayemiz yoktur.

37 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Uyarı

Bu websitedeki bilgiler eskimiştir ve güncelleme yapacak vaktimiz yoktur. Yine de bazı bilgilerden istifade edebileceğiniz görüşüyle açık...

Beğenmiyormuş bizi sivri

İnsanlara kendimizi beğendiremiyoruz. Hele bizi yeni tanıyıp araştırmaya başlayanlar hemen "yok senin cv'nde şunu gördüm, olmamış", "yok...

Evrensel yenilebilirlik testi nedir?

Vahşi doğada kaybolmak veya mahsur kalmak ciddi bir iştir ve kendinize hayatta kalmak için en iyi şansı vermek için sağlam kararlar...

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page