İster siyasette, ister ticarette, ister din işlerinde, ister sosyal yaşamda hakkı olana hakkını bitamam teslim etmek gerekir. Ehliyet ve liyakat çok önemlidir.
Ehliyet: Bir işi layığıyla, kurallarına göre, adilane, insanlara ve doğaya fayda getirecek şekilde, kişisel çıkarlarını düşünmeksizin, akılla, gayretle, vicdanla, ahlaklı şekilde yapabilme kabiliyetidir. Bunda bilgi ve tecrübe önemli olduğu gibi o kişinin ahlaki değerleri de önemlidir. "Ehliyet" kelimesi "ehil olma" yani "milli, manevi ve dini değerler çerçevesinde ustalaşmış olma" demektir.
Liyakat: Bir kişinin insan olma bilinci ve sorumluluğu ile bir emaneti, bir görevi ve bir sorumluluğu üstlenmeye layık, yaraşır ve uygun olma durumunu, insani ve ahlaki anlamda da yeterlilik niteliğini ifade eder. Liyakat ile kişinin insani, ahlaki ve erdemsel nitelikleri dahilinde yaptığı ve kendisine teslim edilen işi yapabilecek, atandığı bir makamı ve bir görevi emanet olduğu bilinciyle yapabilecek maddi ve manevi donanımda olmasına işarettir.
Ehliyet ve Liyakat sahibi insanda dış görünüme, söylediği sözlere, verdiği vaatlere, vs. bakılmaz. Bunlar insanın Ehliyet ve Liyakat sahibi olduğuna delalet değildir. Çıkarcı bir insan çoğu zaman aldatıcı olabilir ve koca bir toplumu uçuruma sürükleyebilir. Bir insanın kravat takması ve takım elbise giymesi, modern görünmesi, süslü sözler etmesi onun bir işe layık olduğunu göstermez. Yine bir insanın okuduğu okul, aldığı diplomalar, gittiği kurslar, yaptığı iş, aldığı para da o kişinin bir konuda Ehliyet ve Liyakat sahibi olduğunu göstermez. İnsanlar talip oldukları işler ve uğraşlar dolayısıyla binlerce insanın vebalini üzerilerine alırlar. Bu vebalden dolayı kabirde ve hesap gününde onlara yöneltilecek soruların vahametini görselerdi dünyada hiç o işe veya uğraşa tabi olmazlardı.
Pek çok ülkeyi ve pek çok milleti bilirim. Kişisel olarak gördüğüm ve anladığım bir şey vardır: "Bir sistem işliyorsa sadece macera ve yenilik olsun diye onda değişiklik yapma yoksa pişman olacağın durumlara düşersin". İnsanların, mahallenin, ülkenin, dünyanın sorunlarıyla hiç ilgilenmemiş birilerinin çıkıp bir göreve talip olmaya çalışması abesle iştigaldir.
Mesela evde tadilat yapmaya kalkarsınız. 10-15 yıl önce yaptırdığımız mobilyaları ve dolapları yerinden oynatmaya, beyaz eşyayı çekiştirmeye, diğer eşyaları oradan oraya taşımaya çalışırsınız. Elinizi nereye atsanız orası elinizde kalır. Eşyalarınız yıllar içerisinde kendi enerjileriyle sizin enerjiniz arasında bir denge oluşturmuşlardır. Siz o enerji dengesini kırmaya karar verdiğinizde eşyalar arasındaki enerji uyumu da bozulur.
Yaşamınızda seçimler yaparken bunlara dikkat edin. Yoksa sürekli pişmanlık halinde kalırsınız.
Comentarios