Nibiru Dünya'ya iyice sokulduğu zaman en büyük sorunlardan birisi "elektrik arkları" olacaktır. Nibiru Dünya'ya elektrik arkları gönderecektir. Bunlar çok yoğun kütleli ve neredeyse bütün dünyayı saran türden olacaktır.
1. Elektrikli veya petrollü hiçbir araç çalışmayacak, elektrik santralleri ve hatları yanacak, elektronik cihazlar yanacak.
2. Vücudunda negatif elektrik yükünü yoğun taşıyan insanlar elektrik arklarını çekecekler.
3. Elektrik arkları en çok elektromanyetik alanı yüksek şehirlere, ilçelere ve köylere düşecek.
Geçen aylarda Nibiru'nun Venüs'e gönderdiği elektrik arklarının görüntüsü yayınlanmıştı. Yakın bir gelecekte bir de bu sorun var.
Ne gibi önlemler düşünülebilir?
1. Radyoaktif paratonerler: Genelde camilerin minarelerine takılanlar. Bunları her yerde bulamazsınız.
2. Faraday Kafesi: Yapacağının kafesin geçirgenliğini iyi ölçmeniz gerekiyor. Hangi voltaja kadar sizi koruyabilecek? Genelde insan yapımı cihazlar 30-40 kV'a kadar koruyabiliyor. Küreselciler o yüzden elektrik yalıtkan toprak altı ya da dağ içi sığınaklar yapıyorlar.
3. Metal madeni olan, elektrik üretimi olan, elektrik tüketimi çok olan alanlardan uzak durun.
4. Piramit şeklinde yapacağınız 1,5-2 metre boyundaki basit Faraday Kafesi ve üstüne koyacağınız bazı taşlar. Bu tür şeyleri Yogistler yapıyorlar ancak kalın bakır borulardan yapılacak bu tür şeyler de sizi belli ölçülerde korur. Taşların seçimi önemlidir.
5. Vücudunuzu tam örten plastik pançolar ve özel örtüler. Bunlar da sizi kısmen korur. Ayaklarınızı sudan uzak tutmalısınız.
6. EMP örtüleri de oldukça iyi bir seçim olabilir ancak genelde oldukça pahalı şeylerdir.
7. Devasa yangınlardan hızla uzaklaşma. Elektrik arklarının büyük sorunlarından birisidir ve birçok insan kıskıvrak yakalanır.
Her şeyden öteye; nereye gitmeniz ve ne yapmanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Yani bilgi edinmelisiniz. Umursamazlık ta bir yere kadar. Büyük afetler başladığında duadan ziyade mücadele gerekecektir. Mücadele için de bilgi gereklidir. O bilgiyi nasıl bulacaksınız? 3 yıldır ne için uğraşıyoruz?
Comments