Osmanlı Türkçesi; Arapça, Farsça, Rumca, Ermenice, Fransızca ve diğer dillerden kelimeler de içerirdi. Kelimelerin bir çoğu Arapçadan ve Farsçadan alınmadır. İlber Ortaylı da benimle aynı kanaattedir: Osmanlı Türkçesi halkın kullandığı değil, sarayın ve enderun mekteplerinin kullandığı jargon idi. Halkın çoğu okuma ve yazma bilmiyordu. Abdülhamid Han zamanında okullar açılmaya başlandı ise de geç kalındı. Osmanlı; Ermeni, Rum, Arap-Fars alfabelerini kullanmıştır.
Selçuklu ise; daha ziyade Farisi kültürüne ve diline yakındı. Saray jargonu Farsça idi.
Bende Türk devletlerinin kullandığı kelimelerin yer aldığı sözlükler var. Kelime menşeileri de var. Osmanlı Türkçesi Lugatı 500 sayfa civarıdır.
Türk Dil Kurumu tarafından basılan Büyük Türkçe Sözlük 2 cilttir ve 3000 sayfa civarıdır. Bu sözlük içinde de pek çok yabancı sözcük vardır.
Öz Türkçe; Kök-Türkçe dediğimiz ata dilidir ve öz alfabemiz de Kök-Türkçe Tamgalarıdır. Bunun haricindeki her şey bize yabancı kültürlerden aktarmadır.
Latin alfabesi bana göre de doğru karar değildir. Batılılaşma hareketi doğrultusunda seçildi. Ulus devletler emperyalistlerin işini kolaylaştırmak istemezler. Ama biz yapmışız. Latinler Etrüsk Türklerini yok eden toplumdur. Latin alfabesi Kök-Türkçe Tamgalarının 3 kere dejenere edilmiş halidir.
Osmanlı Türkçesini isteyen öğreniyor. Bana kimse öğretmedi. Eski kelimelerin çoğunu da bilirim. Öğrenmemek kişinin kendi marifetsizliğidir sistemin marifeti değildir. Sisteme bahane bulmak kendi isteksizliğinin yansımasıdır. Osmanlı Türkçesi de aslında Türklere ait bir dil yapısı değildir. % 90'ı Türklere yabancıdır. Bugünkü geldiğimiz nokta çok mu iyi? O da iyi değil. Gerçekçi olalım.
Oktay Sinanoğlu'nun "bir milletin dili ve kültürü giderse her şeyi gider" sözü çok doğrudur. Ancak neyin bizim öz dilimiz olduğunu da bilelim.
Bu vesileyle Karamanoğlu Mehmet Bey'i "Türkçenin resmi devlet dili olması" konusundaki gayretlerinden ötürü rahmetle yad edelim.
Comments