Biz kurtarıcı ya da imana getirici değiliz. O vasıflar Allah'a aittir. Biz uyarıcıyız ve tedbirleri gösteririz. Nasibi olup ta uyanan gereğini yapar. Ama gaflet uykusunda olan bildiği yoldan devam eder. Ta ki kafasını bir yere çarpıp ta yuvarlanasıya kadar.. O yüzden anlattıklarımıza "uyarı" ve "tedbir tavsiyesi" olarak bakın. Sizin selametinizi temenni etmekten başka yaptığımız bir şey yok. Olabilecek ve ihtimali yükselen şeyleri yazıyoruz. Asla "kesin olacak" demiyoruz. Gaybı Allah'tan başkası bilemez. Her yayınımızda uyarılar ve haddimizi bilmek ile ilgili yazıları yazsak dini yazıya döner ve insanlar sıkılır. O yüzden her yazımızda ve anlatımımızda uyarılarımızı ve haddimizi bilmek ile ilgili ifadelerimizi göremezsiniz.
Sizin farklı bir görüşünüz varsa onu da yazabilirsiniz. Ancak bir fikri ifade etmenin en iyi yolunu bulmalısınız. "O öyle değil" diye ifade edeceğinize "şöyle de olabilir belki" derseniz daha yumuşak tondan girmiş olursunuz. Ama gerekçenizin detayını da yazmalısınız. Neye göre yazıyorsunuz? İnsanlar sizin aklınızdan geçeni bilmez.
Bizi beğenmeyip "ya bu adamı da insanlar neden dinliyorsa" diyen çok insan olduğuna eminim. Bizi farklı kılan hem ilmimiz, hem manevi hasletlerimiz, hem aklımız, hem yüreğimiz, hem 30 yıldır insanlara anlattığımız faydalı bilgilerdir. Yoksa karşınızdakinin fiziksel özelliklere bakarsanız anca kendi kalbinizin durumunu görürsünüz. Virane bir gönlün karşısında duran insanın halet-i ruhiyesinin güzelliğini görmesi mümkün değildir. Sahabe "bir günümüz sıkıntı ve hastalık olmadan geçse Allah bizi unuttu mu diye üzülürüz" derlerdi. Elbette ki biz de sıkıntılarla ve hastalıklarla boğuşuyoruz. Bunlarda da bir hikmet vardır. Başkası olsa kürküyle girer ve varsa aklıyla çıkar ama çok şükür ki biz aklımızla gireriz ve aklımızla çıkarız. Kürke ve gösterişe ihtiyacımız yoktur.
Sözlerim geneledir, kişiye özel değildir.
Comments