Apolitik bir insanım ve anti-demokratik bir düşünce sistemim var. Bunları bilen bilir. Kağanlık Yönetim Sistemi benim idealimdir. Geriye kalan Küreselcilerin ve emperyalist batının Truva atıdır. Başka da bir şey değil. Demokrasi dediğin şey ise tamamen bir bataklıktır. Bir girersen seni içine çeker ve içindeki mantarların kokusuyla kafa yapar. Dünyada gerçekten demokrasi ile yönetilen tek bir ülke bile yoktur. İngiltere Monarşi ile yönetilir ve emri altında; İngiltere, Kanada, ABD, Güney Afrika, Avustralya, Japonya, Güney Kore, Çin gibi ülkeler vardır. İngiliz Kraliyet Ailesi Windsor Sülalesidir. İllüminati kurucusu Adam Weishaupt Bavyera Eyalet Polisi tarafından yapılan baskın ile birlikte İngiltere'ye kaçtığında Rothschild Ailesi onu Erasmus Darwin'in yanına yerleştirdi. Bu ikili İllüminati'nin kontrolünü bütün kıtalara taşıdı. Ana doktrinleri şunlar oldu:
1. Ulus devletleri ortadan kaldır, ulus bilincini ortadan kaldır
2. Dünyayı ve ekonomiyi tek elden yönet
3. Dünya nüfusunu önce 500 milyonun, sonra da 30 milyonun altına düşür
4. Allah inancını ve dinleri kademeli olarak ortadan kaldır, Paganist tek dünya dinini yaygınlaştır
5. Vatan bilincini ortadan kaldır ve insanların vatanlarını terk etmelerini sağla
Windsor Sülalesi ile anlaşan İllüminati, onu İngiltere'nin başına ve İllüminati'nin 31. derecesine getirdi. Piramitin en üstünde (33. derecenin de tepesinde) Deccal vardır. Windsor Sülalesi de Alman Saxe-Coburg ve Gotha Hanedanının devamıdır. Bu hanedanlık ta Rothschild Sülalesi ile akrabadır. İllüminati, İngiltere'deki Windsor Sülalesi eliyle dünya politikasına ve ekonomisine şekil verir. Ülkeleri borçlandırma konusunda üstlerine yoktur. Direkt borçlanmak isteyene IMF'den % 70 faizle, milletinden gizli borçlanmak isteyene İngiltere'deki İllüminati bankaları eliyle gecelik % 3300 SWAP faiziyle borçlandırma yaparlar. Sonra da borçlara karşılık ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalarlar. Hem de halka iyi bir iş yaptıkları imajını vererek.
Temel olarak dünyanın şu anki durumunu bilmeniz gerekiyor. Aksi halde İllüminati'nin ve Küreselcilerin prensesi Hillary Clinton'un İstanbul'a gelişinde 5 ayrı parti temsilcisinin neden gittiğini anlamazsınız. Partilerin millete karşı tavrına bakarak birbirlerine düşman zannedersiniz. Halbuki hepsi aynı kumaşın farklı desenli olanlarıdır.
Şimdi CHP ülkenin yarısını aldı diye sevinenler var ya.. Birkaç şeyi hatırlatmak isterim.
CHP'nin ilk lideri sayılabilecek İsmet İnönü'nün kim olduğu konusuna bir girersek kavga kıyamet gider. Kendisi maalesef Türk değil ve üstelik te Kurtuluş Savaşı'nda başarı elde etmiş bir komutan değil. Cumhurbaşkanı olduktan sonra 2 şeyi çok güzel yapmıştır:
1. Milleti vergilere boğmayı
2. Amerikalıları ülkeye doldurmayı
CHP'liler her zaman Atatürk'ün adını kullandılar ve yaptıkları haksızlıklara karşı da Atatürkçülüğü öne sürdüler. Atatürk'ün kemiklerini sızlattılar.
Şu hayatta öğrendiğim birkaç şey var:
1. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Arkasında ne olduğunu anlamak lazım. Onun için de yakın geçmişi ve tarihi iyi okumak gerekir.
2. Onurlu ve düzgün insanlar yoksa Ali Cengiz oyunları seni tüketir. İkiyüzlülük, ahlaksızlık ve münafıklık marifet gibi algılanır oldu.
3. Bir şeyin sonucunu görmek için acele etme. Artık oyun içinde oyun sanatı var.
Geçen seçimlerde olay üstüne olay çıkartan AKP'lilerin bu seçimlerde sus pus kalması nedendir. AKP'nin bir planı var. 3 olasılıktan birisi olabilir:
1. Ülkenin enkazını CHP'ye verecek.. CHP de zaten yönetecek durumda değil ve devasa borçlanmaların altından kalkamaz..
2. "Yerel seçimler sizin, genel seçimler bizim" diye pazarlık yaptılar..
3. Aşılamalar sırasında CHP "bize yetki verin, insanların evlerine girip zorla aşılayalım" demişlerdi. Mayıs ayında DSÖ Anayasası kabul görüşmeleri var. Bu anayasa kabul edildikten sonra zorbalık ihalesini CHP'lilere bırakabilirler. Böylece AKP yırtar ama Küreselci emellerini de uygulatır.
AKP'nin kendi rızasıyla bırakacağını düşünmüyorum. Birçok AKP'linin şirket ve iş ortağı kimler bir araştırın.
Allah sonumuzu hayreylesin. Ülkemin ve milletin bekasından ve selametinden başka bir dileğim yoktur. Ama gidişat hiç iyi değildir. Bugün CHP geliyor diye sevinenler yarın daha da kötü durumlara düşülebileceğini hiç akıllarına bile getirmiyorlar. Siyasetçiler ve demokratik sistem insanda yaşama isteği bile bırakmıyor. Bir ülkede siyaset milletin içine bu kadar çok giriyorsa zaten o ülkeden fayda bekleme. Ülkede kaliteli eğitim, kaliteli sağlık hizmetleri, kaliteli insan, kültür ve sanat, medeniyet gelişimi, düzgün ekonomi, daha iyi üretim, çalışan haklarının güzel verilmesi gibi şeyler konuşulmalı. Ambalajı parlak ama içi boş şeylerle insanlar oyalanmamalı ve kandırılmamalı.
Commenti