Ata bilmez, töre bilmez, yol yordam bilmez niceleri var ki birlik kuracağından bahseder durur. Türk olmayanların gölgesinde, Küreselcilerin rüzgarında, Türk düşmanlarının paralarıyla Türk Birliği kurulmaz. Türklerin kadim ve kaim merkezi güç hanedanlıklarından birisi olan Aşina Asil Hanedanlığı, Küreselcilerle fazla içli dışlı olduğu ve maddiyata çok değer verdiği için 2009 yılında Soy Kitabı'nı Tapınakçılara kaptırdı ve kendi sonunu getirdi. 2009 yılı Türkler için birçok felaketin ve yok oluşa gidiş sürecinin başlangıcı oldu. Küreselciler artık alenen yapacaklarını yapmaya başladı.
Medeniyet kurmak çok zordur, onu sürdürmek daha da zordur. Gayrı Türkler Türkleri savaşlarda yenemeyeceğini anladığında Türklerin yönetim kadrolarına kendi adamlarını soktular. Devleti ve milleti içeriden çökertmenin yollarını geliştirdiler. Öncelikle Türkleri kendi değerlerinden kopartıp onların yabancı hayranlığı ile kendi özlerinde düşman ve yabancı olmasını sağladılar. Ardından bazı kesim insanlara maddi güç sağlayıp onları kendilerine kul ettiler, yoklukla ve gücü ellerinden almakla onları tehdit ettiler. Sonra insanları ahlaksızlığa, haram yemeye, değerlerini satmaya, akılsızlığa ve cahilliğe alıştırdılar. Demagoji, ajitasyon ve felsefik düşünce akımları ile algı yönetimi yaptılar. Birkaç nesil içerisinde yozlaşma ve yoldan çıkma başladı. Hem de "normalleştirme" ile birlikte.. Artık insanlar yanlış ve yıkıcı olanları normal, hak, helal, iyi görüyorlardı. Tarih boyunca bunlar çok oldu. Ruslar Asya Türklerinde, Çinliler Doğu Türkeli Türklerinde, Hindular o bölgedeki Türkler hep bu yöntemleri uyguladılar. İngilizler, Araplar, Farisiler, Avrupalılar da aynı şeyi uyguladı. Günümüzde de aynı yöntem uygulanıyor. Türkler artık paranın, gücün, ihtirasın, keyfin akılları alan ortamından kendilerini uzaklaştırıp gerçekleri göremiyorlar. Küreselcilerin ve İllüminati'nin bozuk düzenine entegre olarak ve onlara hizmet ederek onların gücünden istifade edebilecekleri zannediyorlar. Halbuki onlar ancak Türkleri yok olması istemektedirler. İllüminati'nin Yeni Dünya Düzeni Projesinde Türklere yer yok. Biyolojik, Kimyasal, Elektromanyetik, Psikolojik / Algı Yönetimi ve Propaganda savaşları sürdürüyorlar. Siyonistlerin Siyon Devleti Projesinde Türklere yer yok. Gog Magog Savaşı sürdürüyorlar. Türkler de ayakta uyuyor. Romantik sözlerle ve hayallerle insanlarımız kandırılıyor. Bir Hadiste "Türklerin yok oluşu Deylem'den olur" deniliyor. Deylem, bugünkü Hazar Denizi'nin güney kesimleri yani İran. Belki de Türkiye ile İran savaşa tutuşacaklar, kaybeden de Türkler olacak. En yakın tahmin bu yöndedir. Muhyiddin-i Arabi'nin kitabından cefir yapanlar ise Türkiye'nin Suriye ile savaşa gireceği ve Türk Ordusu'nun burada yok edileceğini söylüyorlar. Biz bunları istemediğimiz için uyarı bağlamında yazıyoruz. Bir takım adımlar atılacaksa akıllıca olmalı ve Ön Asya'daki devletlerle ilişkilerimizi düzgün tutmalıyız. Ne İllüminati ve ne de İsrail bizim iyiliğimizi hiç istemiyor. İllüminati dediğinizi de zaten Yahudiler kurdu ve yönetiyor. Artık alenen websitesi ve sosyal medya üzerinden üye / hizmetkar hizmetkarı kabul ediyorlar. Gizli kapaklı hiçbir şeyleri kalmadı. Çünkü Müslümanlarda ve Türklerde sağlam irade kalmadı. Dünyada en fazla Küreselci markası kahve, hızlı yiyecek, içecek, giyim, elektronik ürünleri Müslüman ve Türk ülkelerinde tüketiliyor.. O zaman bizim milletimiz çoktan yakayı ve paçayı kaptırmış düşmanlarına.. Doğru ile yanlışı, doğru bilgi ile yanlış bilgiyi, ahmak ile bilgeyi, dost ile düşmanı, münafık ile Müslüman olanı birbirinden ayırt etmeyen ve edemeyen bir millet yok olmaya mahkumdur. Tarih boyunca pek çok Türk toplumu da yok oldu gitti. Bütün Türk toplumları yaşamıyor şu anda. Ama biz tarihten ders almıyoruz.
Türklere karşı sürdürülen birçok farklı plan ve proje bulunuyor ve bunların hepsinde de hedefte Türklerin ortadan kaldırılması vardır:
1. Yeni Dünya Düzeni / Deccaliyet Şeytani Yönetimi Planı
2. Büyük Ortadoğu Projesi / Siyon Devleti Planı
3. Gog Magog Savaşı / Anadolu ve Asya Türklerinin Ortadan Kaldırılması Planı
4. Haim Hanum Doktrinleri / Türklerin Her Alanda Mahvedilmesi Planı
5. Büyük Ermenistan Hayali / (Anadolu) Batı Ermenistan Krallığı Planı
6. Kürdistan Hayali / (Anadolu) Yahudi Kürt Devleti Planı
7. Pontus Devleti Hayali / Karadeniz Rum Krallığı Planı
8. Ekümenapolis Hayali / Rum Patrikhanesi Planı
9. Büyük Helen Hayali / Anadolu'nun Yunanistan'a Katılması Planı
10. Arap ve Farisi Hayalleri / Anadolu'nun Arap ve Farisi Yurtlarına Katılma Planı
11. Türkiye'nin Batılılarca İşgali ve Sevr'in Yeniden Uygulanması Hayali
12. Anadolu'nun Türksüzleştirilmesi Projesi / Türklerin Ortadan Kaldırılması veya Başka Ülkeler Göç Ettirilmesi
13. Türkiye'nin İçinde İç Karışıklık Çıkartılarak Sözde Halifelik ve Mehdilik İlanı
İllüminati'nin ve Küreselcilerin yaptığı her şey bunlara göredir. Siz bunları öğrenmez, anlamaz ve idrak etmezseniz olan biten hiçbir şeyi anlayamazsınız.
Türklerde bir birlik kurulacaksa "Devlet Kuruluş ve Yönetim Teamülleri" adı verilen bazı temel hususlar olmak zorundadır. Aksi halde birlik filan olmaz, birlik adına kurulan bir şey varsa da gerektiği üzere işlemez.
1. Töre: Er-Kut Kağan'dan Oğuz Kağan'a, Oğuz Kağan'dan Emir Timur'a kadar büyük Türk Hakanlarının düzen için ortaya koydukları kuralları ve kanunları ele alarak Türk usulü ve Türkler için yönetim anlayışı geliştirmek gerekir. Zaman değişmez, insanlar değişir. Yaşam tarzlarının değişmesi de sadece gaflete, delalete ve hatta hıyanete işarettir. Türk kültürünü, zihniyetini, değerlerini, bakış açısını, ülkülerini, medeniyetini ayakta tutacak olan değişmez Töre anlayışıdır. "Zaman değişti" deyip Töreyi olmadık yerlere çekerseniz veya bir kenara atarsanız dönüşmeye çalıştığınız şey sizi içine alır ve yutar. Ondan sonra da Türk'ten başka her şeye benzersiniz.
2. Devlet Kuruluş ve Yönetim Kuralları: Türklerde devlet ebed müddet anlayışı ile tektir. Tarihin her anında Türklerde asli ve geçerli olan tek bir devlet vardır ve o da merkezi gücü oluşturur. Bu da "Kağanlık" ile isim ve ruh bulur. Diğer Hanlıklar ve Beylikler ise Kağanlığa bağlı alt yapılardır. Bugünkü devlet anlayışlarının Türk devlet anlayışında yeri yoktur. Demokratik sistem batılıların ve özellikle İllüminati'nin devletlere sirayet etmek için uydurduğu bir arka kapıdır. Türklerin onbinlerce yıllık devlet kuruluş ve yönetim kuralları vardır. Onları da devletin gerçek sahibi olan Kağan ve yanındaki Hanlar bilir. Sıradan insanlar bilemez.
3. Lider: Kağanlık yönetim rejimini bırakıp demokratik sistemi veya halifeliği benimserseniz sizi yöneten başkaları olur. Sizden olmayanlar sizi yönetirler ve kendi istedikleri yöne doğru sürüklerler. Merkezi Güç Hanedanlığı bünyesindeki bir Kağan lider olmalıdır. O da Kağanların soyundan gelme olmalıdır. Rastgele insanlardan lider olmaz.
4. Yönetim Kadrosu: Yönetim kadrosunda olacak kişiler % 100 Türk ve Kağanların / Hanların soyundan geliyor olmalıdır. Başka türlüsü kabul edilemez. Ayrıca yönetim kadrosunda olacak kişilerin Kağan'a bağlılık yemini (Diz Kırma ve Ant Töreni) etmeleri gerekmektedir. Yönetim kadrolarında olacak kişilerin kendi kafalarının dikine gitmeyen ancak inisiyatif alabilen insanlardan seçilmesi şarttır. Ne Aksakallılar ve ne de yönetim kadrosu bir Kağan'ın iradesini sorgulayamaz ve onu makamından alamaz.
5. Örf ve Anane: Devlet içinde kullanılanlar ile halk içinde kullanılanlar bir miktar farklılıklar gösterebilirse de ülkülere ulaşma adına hepsi aynı şeye hizmet ederler. Uydurma davranış ve düşünce biçimleri alınıp kullanılmaz.
6. Ataların Gölgesi ve Kut Alma: Ataların yoluna bağlılık ana esastır ve Tengri'ye / Allah'a bağlılık ta Kağan için esastır. Zira Kağan, kendi Töresinde Tengri'nin buyruklarını temel alır. İnsanca yaşam, doğayı koruma, zorlukla mücadele, Ahlaklı ve bilinçli olma, düşmanına itaat etmeme ve benzememe, düşmanla savaş, değerlerine sahip çıkma, iman ve itikat sahibi olma, cahil olmama Töre'nin temel konularıdır.
7. Milli ve Manevi Değerler: Ulus, devlet, vatan, inanç gibi güçlü direkler ortak dil, kültür, bilinç, ülküler, töre, ahlak, mücadele ruhu, gelenekler, örf ve anane, doğru itikat, ortak tarih gibi konulardan müteşekkil temel üzerine dikilirler. Nesiller de buna göre yetiştirilir ve geleceği inşa ederler.
8. Merkezi Güç Hanedanlığı: Büyük Sülaleler Birliği olan Hanedanlıklardır ki bunlardan 2 tanesi güçlüdür. Aşina Asil Hanedanlığı ve Kun-Bil Asil Hanedanlığı. Bu hanedanlıklar bünyesinde belirli sayılarda sülale ve insan bulunmaktadır. Dünyanın her yerine yayılmış durumdadırlar. Kağanların ve Hanların soyundan gelenler bu hanedanlıklar içerisinde yer alırlar.
Kağan ne yapar?
1. Yoldaşlarını belirler ve başlangıç yapar.
2. Merkezi Güç Hanedanlıklarından en az 1 tanesini arkasına alır.
3. "Kağanlık Güç Töreni" yapılır, Kağanlık Alametleri teslim edilir ve dünyanın farklı yerlerindeki 9 ulu dağda Han Ateşi yakılır.
4. Kağan için "Kut Alma Töreni" yapılır.
5. Kağan için "Ant İçme Töreni" yapılır.
6. Kağan için "Kağanlık İlan Töreni" yapılır.
7. Kağan'ın sadık Komutanları, Hanları ve Beyleri "Bağlılık Diz Kırma ve Ant İçme Töreni" yapılır.
8. Kağan'ın "Ülkü İlan Töreni" yapılır.
9. Kağan'ın Töresi halka açıklanır.
10. Kağan için "Tahta Oturma Töreni" yapılır.
11. Devletin merkezi yönetim bölgesi ve başkenti ilan edilir.
12. Devletin yönetim küresel alanları ilan edilir.
13. Kağan Hanesi ve Hanedanlığı oluşturulur.
14. Devletin yönetim kadroları / bakanlıkları oluşturulur.
Kağanların Törelerinin (kanunlar) ortak prensipleri:
1. Adil olmak ve herkes için adaleti sağlamak, töreye bağlı olmak
2. Ülkü ve ulus iradesi sahibi olmak
3. Akıllı olmak, dostunu ve düşmanını tanımak
4. Savaşa / mücadeleye her zaman hazırlıklı olmak
5. Onurlu ve ahlaklı yaşamak, başkasını aldatmamak
6. Ulus için devleti ayakta tutmak
7. Güvenilir olmak ve sırrını aşikar etmemek
8. Kendi kültürünün, değerlerinin ve medeniyetinin sahibi olmak
9. İnancının müdavimi olmak
Sonuçta;
Bugünkü Türk devletleri ne kadar Türk? Bugün kurulan ve kurulmaya çalışılan Türk Birlikleri ne kadar kuralına uygun? Türk Birliği konusuna sadece vakıf, dernek, sosyal veya askeri işbirliği olarak bakarsanız doğru düzgün sonuç alamazsınız. Ruslar, Çinliler, Vahhabi Araplar, Farisiler, Amerikalılar, Avrupalılar, Hindular gibi Türklere düşman olanlar size fırsat vermezler. Zaten doğru temeller üzerine inşaya başlanmayan şey de işlevsiz kalır veya çabuk yıkılır. Süper ego sahibi, popülizm yapan, romantik söylemlerle alkış toplayan niceleri insanları gerçeklerden uzaklaştırıyor. Biz de Türk Birliği olsun isteriz. Ancak gerekli şartlar yerine getiriliyor mu? Sadece Türkleri istedikleri gibi gütmek isteyenler farklı oyunlar peşinde mi? Şu oluyor bu oluyor demeyeceğim. Sadece kafamızda soruları anlatıyorum ki üzerine düşünülsün. Hep aklımızdaki romantik bir düşünce olarak kalmasın.
Kommentare