top of page
Yazarın fotoğrafıBülent Turgut

Bugünümüz ve geleceğimiz




Şu anda dünya çapında 200'den fazla türde afet ve felaket sürüyor. İnsanlık ise zihniyet ve ahlaki sefilliğe doğru yol alıyor. Bunun gidişatı tükeniş ve yok oluş olabilir. Sonuna kadar okuyun ve gözlemlerinizi dikkatle yapın. Çünkü siz de bu insanlık ailesinin bir ferdisiniz.


Afet ve Felaket Türleri temel olarak üçtür:


1. Doğal Yolla Gelenler: 100'den fazla türü içerir

2. Gökyüzü Yoluyla Gelenler: 50'den fazla türü içerir

3. İnsan Eliyle Gelenler: 150'den fazla türü içerir


Öncelikle afetler ve felaketler esnasında devletin ve afetlerle ilgili yardım getiren yapıların size faydasının % 2'yi geçmediğini belirtelim. Bu, resmi olarak belirlenmiş rakamdır. Bu güne kadarki afetler ve felaketler göz önüne alınarak resmi makamlarca belirlenmiştir. Geriye kalan % 98 tamamen sizin gayretlerinize kalmıştır. Afetler ve Felaketler konusunda çok üst seviyede bilgi sahibi olan bir insanı dinlemezseniz, hazırlık yapmazsanız, kendi bildiğinizi okursanız ne olur?


1. Lokasyon olarak nereye yerleşebileceğinizi ve nereye yerleşmemeniz gerektiğinizi bilemezsiniz


2. Hangi afetlere ve felaketlere yönelik nasıl toptan ve her biri için özel tedbirler almanız ve hazırlık yapmanız gerektiğini bilemezsiniz


3. Hazırlığın ve tedbirin ne kadar önemli ve hayati olduğunu idrak edemezsiniz


4. Büyük yıkıcı afetler ve felaketler meydana geldiğinde tek başınıza kalırsınız ve anca başkalarına, devlete, afetle ilgili yapılara saydırırsınız


5. Afetler ve felaketler yaşadığınız yerleşim alanını esir almışsa oradan nasıl uzaklaşacağınızı / kaçacağınızı ve nereye gideceğinizi bilemezsiniz


Pek çok insan afet ve felaket kendi başına gelmeden, kendi evi yıkılmadan, kendi sevdikleri ölüp gitmeden, kendi canına zeval gelmeden algıları açılmıyor. Yaşadığınız dünyayı sadece gözlerinizin görebildiği mahalleniz ve sokağınız olarak algılarsanız yaşamdan bir şey anlamıyorsunuz demektir. 1980'den bu yana giderek artan afet ve felaket türleri ve gücü söz konusudur. İnsanların ahlaki yozlaşması, akılsızlaşması, ahmaklaşması, görgüsüzleşmesi, tedbir gözetmemesi, afetlere karşı tedbir almaması, kaynaklarını keyfi için boşa akıtması yüzünden manevi cezalar da geliyor. Deprem olan bir yere gitmek zorunda olan Hz.Ömer (ra) "Ben oraya gidemem.. Allah'ın cezalandırdığı bir toplumun olduğu yere gitmem doğru değil" demiştir. Hiçbir afet ve felaket durduk yere olmaz. Faizcilik, fitnecilik, doğru olanı karalama ve dinlememe, kumar, içki, zina, sapıklık, inancın zayıflaması gibi en büyük günahların arttığı zamanlarda Allah'ın önce uyarıları ve sonra da cezaları gelir. "Ben öyle düşünmüyorum" demek te zaten akıllıca değildir. Görmek istemeyen kadar kör olanı yoktur.


Dünyada şu anda 100'ün üzerinde afet ve felaket türü cereyan ediyor. Akdeniz ülkelerinde aynı anda 16 tane kasırga oluştuğu tespit edildi. 2022 yılında sadece İtalya'da 14000'den fazla deprem tespit edildi ki dünyanın tamamında meydana gelen depremler 12500 civarındadır. Carlos Munoz "30 major volkan harekete geçerse" demişti ama bugün 60 major volkan aktif durumdadır. Beşeri bilimler, dini ilimler ve gözlemler yoluyla Nibiru / Tarım Yıldızı'nın Dünya'ya yaklaştığını anlatıyoruz. İspatını çoktan yaptık ve bir çok matematiksel veriyi de paylaştık. Her yeni gelen kendisine özel bilgi verilsin istiyor. Sosyal medyada, websitelerimizde, Youtube videolarımızda fazlasıyla bilgi paylaştık ki bizim kadar anlatabilen, analiz ve yorum yapabilen başka kimse de yoktur.


Hz.Nuh'un (as) kavmi de onu yalanlamaya, kötülemeye, aşağılamaya uğraşmıştı. O zaman da Nibiru geçişi oluyordu. Sular 4000 metre yükseldi. Nuh'un Gemisi Ağrı Dağı'nın 4000 metresinde buzullar arasında bulundu. Geçen yıl buzul erimeleri çok olunca gemi açığa çıktı. O zamanlarda da Nibiru meydana çıktığında insanlar "yok bu Mars", "yok bu gelip geçen kuyruklu yıldız", "yok bu sihir" demişlerdi. Ama insanlık sulara gömüldüğünde gemide sadece bir avuç insan vardı. Onların da çoğu zoraki hareket etmişti ama neticede insanlığın devam etmesi gerekiyordu.


İnternet fenomenleri, tv programcıları, haberciler, zenginler bizim anlattıklarımızı anlatmazlar. Anlatsalar bile bizim inandığımız gibi inanmazlar. Dünya hayatının böyle sürüp gideceğini zannediyorlar. Kaynaklarını boşa akıtıp günlerini gün etmeye çalışıyorlar. Aslında şu zamanda çok daha fazla çalışma yapmamız gerekiyordu. Ama şu zamanda akıllı olanda para yok, parası olanda akıl yok. Her yeni çalışma yaparken elbette ki bütçesini düşünmek zorundayız. Ama hayat koşulları ağırlaştıkça yapabildiğimiz çalışmaların sayısı da azalıyor. Subliminal mesajlar, a*ş*ı kontrol mekanizmaları, psişik yönlendirmeler dolayısıyla insanların Küreselcilere ve Masonlara ait malları ve hizmetleri hınca hınç tüketmesi ve de bizim çalışmalarımıza ilgi göstermemeleri yönünde gayetler var. İnsanlar bu matrix içinden çıkmayı istemediği sürece böyle sürüp gidecektir. İnsanlar "Üçüncü Gözü" yani "Epifiz Bezini" aktifleştirmek ve temizlemek için gayret göstermelidir. Aksi halde Küreselcilerin bilinç tıkanıklığı ve algı yönetimi çalışmalarında kobay olmaya devam edeceklerdir.


Biz sadece sorunları ve olabilecekleri anlatmıyoruz. Aynı zamanda gerekli olan bilgileri sunuyoruz ve çözüm yollarını gösteriyoruz. Tabi ki nefsine itaat eden ve saçma sapan şeylere inananlar bize karşı tavır alıyorlar. Onların çoğunda inanç, ahlaki anlayış, milletine ve vatanına karşı sorumluluk duygusu, araştırma yapacak akıl ve istek yoktur. İnternet üzerinden para kazanmaya çalışan, değişik ve gerçek dışı konular bulup insanları kandırarak popülizm yapmaya çalışan, hiçbir şey bilmediği ve genel kültürü sıfır olduğu halde her şeye yorum yapmaya çalışan, kitap ve makale okumadan - birkaç video seyredip kendini alim zanneden, üniversite okuyunca dünyayı anladığını zanneden tiplere bakarsanız iki cihanda da anca cehennemi yaşarsınız. Onlar sizin iyiliğinizi istemezler, kendilerinden beter olmanızı isterler.


Hem beşeri ve hem de dini ilimlerle ve de kaynaklarıyla anlatan, gözlemler yapan ve gözlemlerini analizler ile pekiştiren, dünyada neler olup bittiğini sürekli araştıran bir insana mı yoksa hiçbir şey bilmediği halde atıp tutan insanlara mı inanacaksınız?


İnsanların genel durumu nasıl?


1. Sadece ülkemizdeki insanların % 85'i en az 1 kere içinde ne olduğunu bilmedikleri sıvıyı oldu. Bunların yan etkileri ve yol açtığı ölümler giderek artıyor. Bazı araştırmacılar "ilk kez olduktan 1090 gün sonra büyük yan etkiler ve/veya ölümler meydana çıkmaya başlar" demişti. Üstelik inaktif dedikleri dahi aslında öteki türden. Yani bütün hepsi aynı tür. Sıvı olan kişilerin kan hücrelerinde ve organ dokularında deformasyonlar tespit edildi. Ayrıca sıvı olanlarla sıvı olmayanların bedensel etkileşimlerinde sıvıların içindeki maddelerin sıvı olmayanlara geçtiği tespit edilmiştir. Yani sosyal ilişkilerde ve özellikle de cinsel ilişki esnasında sıvıların içeriği sıvı olandan sıvı olmayana geçmektedir. Sıvı olanlar kısırlaşmakta ve cinsel fonksiyon bozuklukları yaşamaktadır. Hatta cinsiyet değişimi arzusunda olan pek çokları vardır. Bu durumlar aile yapısını ve temel cinsiyet kavramını tehdit etmektedir. Sıvı olanlarda maddiyatçılık, dinden ve ahlaktan uzaklaşma arzusu, sadece keyfine göre hareket etme, sosyalleşmeden ve dayanışmadan uzaklaşma gibi haller de belirmiştir. Mutsuzluk arttıkça insanlar zevk ve keyif için kaynaklarını tüketir hale gelmiştir.


2. Tam bir umursamazlık hali mevcuttur. Bir kısmı "ölsek te kurtulsak" derken bir kısmı "dünya hep böyle devam edecek" diyor. İkisi de aşırı reaksiyondur ve yaşayacak olduklarınızı bu söylemleriniz etkilemez.


3. İnsanlar giderek mallarını ve canlarını tehlikeye daha fazla yaklaştırdılar. Çünkü aç gözlü olanlar, başkalarının malını gasp edenler, hortumculuk yapanlar, genel ahlaki ve vicdani kurallara uymayanlar, dolandırıcılığı meslek edinenler çoğaldı. Mallar sürekli el değiştiriyor ve birileri durmadan hapse düşüyor. Ayrıca Nibiru'nun yaklaşması ile birlikte afetlerin ve felaketlerin sayısı ve gücü arttığı için de zarara uğrayanlar da çoğalıyor.


4. Doğru düzgün araştırmacılara itibar ve destek azalırken üçkağıtçı sınıfından insanlara ilgi ve destek artıyor. Bu konularda anlattığımız doğrular işlerine gelmediği için insanlar bizden uzaklaşıyor.


5. Dünya çapında göçler ve ırklar arası yakınlaşma yüzünden normal, bulaşıcı, genetik ve cinsel hastalıklar her yere yayılıyor. Bakteriler, parazitler, mantarlar, genetik bozukluklar, çevresel toksin yükü kaynaklı hücresel stres özellikle farklı ırklardan ve farklı toplumlardan insanların cinsel münasebetleri yüzünden yeni nesillere aktarılıyor. Kafası çalışmayan, çeşitli hastalıklara sahip, bağışıklık sistemi düşük veya çökmüş, ahlaki ve vicdani değerlere sahip olmayan insan türleri meydana çıkıyor. Bunların hiçbirisi önceki nesillerden akıllı ya da zeki değil. Sadece gösteriş meraklısı yüksek ego sagibi bireyler.


6. Dindarlık 3 semavi dinde de sadece gösteriş konusu haline geldi. "Dinini sevme" başka, "dindarlık" başka. Dindarlık aslında dini çıkarlarına alet etmedir. İnsanlar ibaetleri bile "ben inanç sahibiyim ve bana güven" demek için yapar hale geldi. Ya da birilerine yaranmak için..


7. Müslüman dünyasında yaşam şekli bakımından insanlar ikiye ayrıldılar: Batılılaşma yolunda gidenler ve Siyasal İslamcılar. Dinin anlattığı konuları anlamayan da bir sürü insan var. Hadislerden bahseden kalmadı. Bununla birlikte Kur'an'ı Arapça okuyan çok olmasına rağmen ne anlatmak istediğini anlayabilen çok az. Dinin ahkaımını çarpıtan ve kafasına göre yorumlayan, kendi uydurduğu dini yaşayan insanlar çoğaldı. Deizm, Agnostizm, Kuraniyyun, Hadisçileri Ret, Mezhepleri Ret gibi bozuk inançlar türedi. Bir de dinde anlatılan konuları hiç anlamayanlar var. Örneğin; "başını örtmek Allah'ın emridir" diyen Müslümanlar var. Ama öte yandan başını örtüp şort giyenler de var..


8. Maddi imkanların iyi olması ve cinsellik için artık yaş sınırlaması olmadan herkes herkesle ilgilenir oldu. Serbest cinsel ilişki evlenmekten daha ucuza mal olduğu için artık pek çok insan evlenmek istemiyor. Evliliklerin çoğu da ekonomik zorlar ve insanların yüksek beklentileri yüzünden bitiyor.


9. Ülkemizin üreme hızı düşüyor. Bu, sadece nüfusun artmaması demek değildir. Nüfusumuzun giderek azalması demektir. Üreme hızı ölüm hızından düşük olursa nüfus hızla azalır. Bu gidişle 40 yıla kalmaz Türk nüfusu dünyada azınlık seviyesine düşecektir. Neden böyle? Evlenme zorlaştı. İnsanların beklentileri yüksek ama evlilikte aradığı şeyleri bulabilen az. Evlenme yaşı çok yüksek; 40'lara dayandı. Serbest cinsellik daha kolay geliyor. Ekonomik zorluklar dolayısıyla düğün yapmak zorlaştı. Her şeyden kötüsü de insanların birbirine karşı sevgisi, saygısı, tahammülü kalmadı.


Obalarımıza katılan insanların genel durumu nasıl?


1. Obalarımıza katılan insanların çoğu sağlıklı ve sıvı almamış insanlardır. Bu yüzden de kıymetleri binlerce kat artmıştır.


2. Obalarımıza katılan insanların ahlaki ve bilinç seviyeleri oldukça yüksektir. Saçma şeylere itibar etmiyorlar ve kaynaklarına bakarak anlatılanları akıl süzgeçlerinden geçiriyorlar. Üstelik adı sanı belli olmayan tiplerin yazıp çizdiklerine bakmıyorlar.


3. Obalarımıza katılan insanlar kadere iman etmiş ama kaderci olmayan insanlardır. O yüzden de yapmaları gerekeni doğru şekilde ve zamanında yapmanın peşindeler.


4. Obalarımıza katılan insanlar kaoitk afetlere ve felaketlere karşı iyi-kötü hazırlık yapıyorlar ve zihniyet olarak ta hazırlanıyorlar.


5. Beklediğimiz yıkıcı afetler geçtikten sonra yeniden bir toplum inşası gerekecektir. O zaman da obalarımızda bulunanlar için yeni bir şans olacaktır İnşallah.


6. Obalarımıza katılan insanlar oba organizasyonunun dünyada en pratik, en ekonomik ve en uygulanabilir yöntem olduğunu biliyorlar.



8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

KAMPANYA

Comentários


bottom of page